English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Leafy

Leafy translate Turkish

107 parallel translation
I see myself by moonlight on the Lake of Lucerne... in a boat wandering through a leafy alley in a garden... and Beethoven's hands playing the "Moonlight Sonata."
Kendimi Lucerne Gölünde, ay ışığı altında, bir bahçeye doğru yol alan bir sandalda görüyorum ve piyanoda Beethoven "Moonlight Sonata" yı çalıyor.
''The branch of the linden Is leafy and green
" Ihlamur ağaçları yemyeşil
All right, we need turtle chow, leafy green....
Tamam bize kaplumbağa yiyeceği lazım, yeşil yaprak....
Where oranges glow in leafy tombs?
Portakalların karanlıkta parladığı?
MORE. "AND LIFTS HER LEAFY ARMS TO PRAY."
"Ve kaldırır yapraklı dallarını duaya ;"
AND LIFTS HER LEAFY ARMS TO PRAY!
Ve kaldırır yapraklı dallarını duaya! Alice!
A TREE THAT LOOKS AT GOD ALL DAY, AND LIFTS HER LEAFY- -
Bütün gün bakar ağaç Tanrı'ya, Ve kaldırır yapraklı,
And that's the leafy and mysterious wood.
Ve yapraklarla kaplı ve gizemli ağaç.
"Since summer first " was leafy
"Yazın ilk yaprakları belirdiğinden beri,"
~ Since summer ~ ~ first was leafy ~
"Hep vefasız olmuştur erkek dediğin,"
We find ourselves in the leafy grounds of a magnificent palace where statues shimmer in the twilight and the fountains play.
Kendimizi heykellerin parıldadığı, alacakaranlık ve çeşmenin oynaştığı zemini yapraklarla kaplı, muhteşem bir sarayın önünde buluyoruz.
It's too leafy?
Çok mu yapraklı?
A leafy bug.
Yapraksı böcek.
You should call that the "Leafy Bug."
Buna "Yapraksı Böcek" demelisiniz.
The Leafy Bug.
Yapraksı Böcek.
What you know about the Leafy Bug?
Yapraksı Böceği biliyor musun?
There's the Leafy Bug, baby.
İşte Yapraksı Böcek.
Both fine answers, but we were looking for leafy.
İkiside iyi cevaplardı ama cevap "yapraklı" olacaktı.
Oh, no, maybe I should just wipe myself with some leafy little piece of poison oak.
Belki de kendimi bir parça zehirli meşe yaprağıyla temizlemeliyim.
Shred the wolfsbane - that's the leafy stuff.
Kurtboğanı doğra. Şu yaprak gibi olan şey.
" The morning sun lights my face and the leafy branches
" Sabah güneşi aydınlatsın yüzümü ve yapraklı dalları
I'll also check pawn shops and look for a leafy platinum ring.
Rehincilere gidip, yapraklı platin bir yüzük arayayım.
Leafy green, not... gummy green.
Yapraksal yeşil, sakız olarak değil.
You got a half a poulet chez Cale, leafy green stuff,
Pişmiş bir tavuğun var, yeşillik,
This is a male leafy sea dragon, an exquisitely decorated relative of the sea horse.
Bu bir erkek yaprakli deniz ejderi deniz atinin zarif akrabasi.
Well, they do climb, and they also build nests... snapping leafy branches and folding them inwards to make a soft mattress.
Ama bırakın tırmanmayı, yapraklı dalları toplayıp bir araya getirerek, kendilerine yumuşak bir döşek bile yapıyorlar.
To that leafy fairy land
O yapraklarla kaplı büyülü yere
Excuse me while I go see if there's any leafy green things for me to eat.
İzninizle gidip yiyecek yeşil ve yapraklı şeyler var mı diye bakacağım.
Hey, it's green, it's leafy, and it's free.
Yeşil, yaprak gibi ve bedava.
On August the 11, 1963 something extraordinary happened to this leafy suburban street in South West London.
11 Ağustos 1963'te Batı Londra'nın bu yeşil banliyösündeki caddede sıradışı birşeyler oldu.
Those leafy streets are part of me Each and every day
Bu yeşil caddeler benim bir parçam Her bir gün ve hergün
Oh, leafy street of mine I " ll never leave you
Oh, yapraklarla kaplı caddem benim Seni asla terketmeyeceğim
She was convinced that all such disease could be prevented by mammoth intakes of leafy, green vegetables.
Tüm hastalıkların, lifli yeşil sebzelerle önlenebileceğine inanan biriydi.
- Forest casual for the leafy gent.
- Beyefendiler için rahat orman giysisi.
Looks like enough CO2 for green leafy things.
Yesil yaprakli seyler Için yeterince CO2 var gibi.
No more genital massage as one speeds along leafy suburban roads!
- Yapma. Artık banliyö yollarında sürat yaparken jenital masaj yok.
"One minute past and leafy woods had sunk."
"Bir dakika geçiyor ve yapraklı dallar batıyor."
But witnesses report seeing one of them toss a gun into the bushes. I'm guessing a ficus or potacarpus or some sort of ground leafy cover...
Tahminim, kauçuk ağacı veya kozalaklı bitki.
Leafy vegetables can suck contaminated water through their roots right into the plant.
Ayrıca her zaman yıkıyorum. Yapraklı sebzeler kirli suyu kökleri vasıtasıyla emebilir.
The rich in Venezuela live in leafy suburbs with names like Country Club.
Venezuela'daki zenginler yeşil banliyölerde yaşıyorlar "Şehir Kulübü" gibi isimlerle.
Eat leafy greens.
Yeşil sebze ye.
This is the 20th E. coli outbreak with leafy greens in just the last decade.
Bu yeşil yapraklı sebzelerde son 10 yılda meydana gelen... yirminci E.coli salgını.
It's leafy-tailed gecko skin.
Yaprak kuyruklu kertenkele desenli.
The leafy sea dragon.
Yapraksı deniz ejderi.
I've dragged my arse to some leafy shit-hole I can't even pronounce, for you, and look how ungrateful you're being.
Senin için adını bile söyleyemediğim bu lanet bok çukuruna geldim ve ne kadar minnettar olduğuna bir bak.
Leafy greens?
Salatalık?
I don't know, it's a nice street, it's quite leafy, federal houses.
Bilmiyorum, güzel bir sokak, yeşillikler ve küme evler var.
stems of plants or chopped up leaves, something like that, and then you have the moist green ingredients, and that's things like weeds or old cucumbers or anything like that that's leafy matter.
bitki sapları, parçalanmış yapraklar, böyle şeyler, daha sonra nemli yeşil içerikler var, bunlar ot veya eski salatalık gibi şeyler veya yapraklı herhangi bir şey.
Tiny sprouts of leafy cress, and oil from oilman's press
"Brüksel salatasına yağ katalım"
Leafy.
Yapraklı.
- Leafy greens?
- Yeşil yapraklar mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]