English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Leakage

Leakage translate Turkish

165 parallel translation
This accounts for the leakage in army information.
Bu beyanatlar ordu içerisindeki askeri bilgilerin sızması demek.
There must have been a leakage.
Saçmalık. Bir sızıntı olmalı.
- Yeah, after it held to 33,000 volts, no leakage.
- Sızdırmadan 33,000 volta dayandıktan sonra patladı.
This one is a leakage of blood in the brain caused by shock.
Şok yüzünden beyin kanaması geçirdi.
Fuel leakage from active engines has increased.
Çalışan motorlardan yakıt sızması arttı.
The craft shows internal atmospheric leakage.
Gemi içinde atmosferik bir sızıntı görülüyor.
There is no danger of radiation leakage.
Sızma tehlikesi yok.
You see, some of these bugs have frequency leakage.
Bu tür telefon dinleme cihazlarında frekans ayarlayıcı vardır.
For gas we used the leakage from the valves of pipelines along our way.
Yakıt olarak yolumuz üstündeki boru hattı valflerinden sızanı kullandık.
'There's definitely no radiation leakage.
Kesinlikle bir radyasyon sızıntısı yok.
No radiation leakage has been recorded there.
Orada hiç radyasyon sızıntısı kaydedilmedi.
'No leakage.
Sızıntı yok.
There was no radiation leakage.
Radyasyon kaçağı olmadı.
That was an improper thought leakage.
... Emir anlamsız... Bu uygunsuz bir konuşmaydı.
Current leakage.
Akım sızıntısı olabilir.
I'd like to make sure they're not caused by humidity from structure leakage... but I'm not goin'up there to find out.
Bunların bir sızıntının yol açtığı nemden kaynaklanmadığını görmek isterdim. Ama yukarı çıkıp bakmam.
We've got leakage and pressure loss.
Sızıntı ve basınç kaybı var.
There may be radiation leakage.
Radyasyon sızıntısı olabilir.
I am detecting high levels of deuterium gas, probably from leakage in the drive system.
Çok yüksek seviyede deuterium gazı saptıyorum, büyük ihtimalle motor sistemindeki bir sızıntıdan kaynaklanıyordur.
The radiation levels from that ship are off the scale. Could that be leakage from their engines?
O gemiden gelen radyasyon seviyesi ölçeklerimizin üzerinde.
- Any radiation leakage?
- Radyasyon sızıntısı?
- You know... the problem here was water leakage.
- Biliyorsunuz su tesisatında da bir problem vardı.
There's no plasma leakage.
Burda hiç plazma sızıntısı yok.
I'm reading chlorinide leakage, but I can't pin it down.
Klorinid sızıntısı tespit ediyorum ama yerini saptayamıyorum.
We were going to use it as a weapon against the war on marihuana and than came that leakage'69.
Onu esrara karşı savaşta bir silah olarak kullanacaktık, ve sonra şu'69 sızıntısı geldi.
I'm reading massive energy leakage.
Büyük çapta enerji sızıntısı okuyorum.
There was no leakage?
Yeniden yerleştirme yapılmadı.
With an accelerated dispersion flow, taking into account any leakage from... Fifteen minutes.
Hızlandırılmış akış dağılımıyla, sızıntı olmamasını sağlayarak... 15 dakika.
Whenever we pass through a verteron node there's resonance leakage.
Ne zaman bir verteron düğümünden geçsek, titreşim sızıntıya neden oluyor.
It's considered leakage.
Sızıntı olarak kabul etmek lazım.
Leakage, my balls.
Sızıntıymış.
- We have to check for leakage.
- Sızıntıya bakmalıyız.
There was some silithium leakage inside the Wormhole, but we're fine. I don't believe it.
Solucan deliği içinde biraz silityum kaçağı oldu ama biz iyiyiz.
We've got atmospheric leakage in the hull.
Kaplamada atmosferik sızıntı olmalı.
If we have atmospheric leakage, how can we fly out of here?
Kaplamada atmosferik sızıntı varsa, buradan nasıl gidebiliriz?
If you observe here, the attendant risk of leakage is the...
Buraya bakarsanız, sızıntı riskinin olasılığı...
- Shows no leakage.
- Sızıntı göstermiyor.
EM field leakage is minimal.
EM alanı bozulması minimal.
Kes, we've got radiation leakage coming from one of the Krenim torpedo fragments.
Kes, Krenim torpido kalıntılarından birisinden, radyasyon sızıntısı meydana geldi.
Almeda can't you plug the leakage properly, go up... Mummy, did Anjali, come here?
Almeda bir sızıntıyı bile tıkayamıyor musun, yukarı çık... anne, Anjali buraya geldi mi?
- Grafasi looks different. - Looks like there's some leakage...
Belki geçici bir durumdur.
Oopsie. We got some leakage.
Hay aksi, bir sızıntı var.
- Ok, maybe there was some kind of radiation leakage from some secret nuclear plants here in New York?
Belki de, New York'taki gizli bir nükleer tesisten yayılan bir tür radyasyon sızıntısı falan vardır.
They cause anal leakage.
Anal sızıntıya neden oluyormuş.
- You cause anal leakage.
- Buna ancak sen neden olursun.
What kind of marketing brainiac puts "anal leakage" on his product?
Hangi pazarlama dehası bu ürünün üzerine böyle bir uyarı koyabilir?
You got leakage.
- Sızıntınız var.
There would be radiation leakage.
Radyasyon sızıntısı olacaktır.
The back of his trousers are stained greasy black from an anal leakage... due to dysentery.
Pantolonun arkasında dizanteri yüzünden oluşan anal bir akıntının lekeleri var.
There must have been some signal leakage That you picked up.
Aldığınız mesaj bir şekilde dışarı sızmış olmalı.
No leakage.
Sızıntı yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]