English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Leaner

Leaner translate Turkish

56 parallel translation
He's a leaner.
Başkalarına yaslanıyor.
Remember that for years he's been a leaner.
Onun yıllarca birilerine yaslandığını unutma.
You don't look any leaner.
Hiç zayıflamışa benzemiyorsun.
A bit leaner?
Biraz zayıfladın mı ne?
Little leaner perhaps.
Biraz daha zayıf.
I'd like my bacon a bit leaner.
Jambonu biraz yağsız severim.
May I have a leaner slice?
Daha ince bir dilim olabilir mi?
The ones to the south are leaner, meaner and much prettier.
Güneydekiler ise daha zarif, ince ve güzelmiş.
I'm working for this firm that helps... overblown tech companies scale back and stay afloat in leaner times.
Aşırı büyümüş teknik şirketlerin yeniden dengelerine kavuşmalarını sağlıyoruz. Çünkü zor günler geçiriyorlar.
Pork is bred leaner these days.
- Domuzlar artık daha yağsız.
Moths provide a fast-food snack, high in energy-rich fat, and it will eat as much as it can while it can get it, and put on a little fat to see it through leaner times.
Güveler bol yağlı bir hızlı yemek atıştırması gibidir pigme keselisi fırsat bulunca yiyebildiği kadar yiyerek zor zamanlar için biraz şişmanlamak isteyecektir.
You must eat leaner, train meaner, jump higher, yell louder and out-pep anyone who stands in your way :
Yağsız yemelisiniz, düzenli çalışmalısınız, daha yükseğe zıplamalısınız, daha çok bağırmalısınız ve yolunuza kim çıkarsa yenmelisiniz.
He's a leaner.
Zile dayananlardan.
Sounds like the right bank's running leaner than the left.
Sağ taraf soldan daha iyi ilerliyor gibi geliyor
Looks like they've got a leaner.
Durun. Başarıyor gibiler.
Leaner and, uh, you know, more hollow eyes.
Daha ince ve daha göçük gözleri.
He's meaner and he's leaner,'cause he's The Cleaner.
O bir âdi, o bir "fidan" gibi ; çünkü o bir Temizlikçi.
Look, Joe, without a fairly substantial cash infusion, Cavanaugh Industries is going to have to become a much leaner place.
Bak Joe, Cavanaugh Endüstrileri güçlü bir para girdisi olmadan küçülmek zorunda kalacak.
With the grazing animals dispersed far and wide, it's leaner times for predators here.
Otlayan hayvanlar artık dağınık ve uzak. Bu, yırtıcıların hiç işine gelmiyor.
The crew has a leaner.
Tayfada bir temizlikçi var.
Fi and I have to update Strickler on the leaner job.
Fi ve ben Strickler'a temizlikçi işiyle ilgili bilgi vermeliyiz.
Michael, how did that business with the hotel leaner turn out?
Michael, şu otel temizlikçisiyle olan iş nasıl tersine döndü?
But Lars Løkke, that must entail leaner budgets?
Ama Lars Løkke bu özel bütçeler gerektirir?
Again and again we see people who have a little taste of victory and they immediately party. And their enemy is leaner and meaner and hunger for victory, takes advantage of it.
Birçok kez, küçük bir zafer kazanan ve hemen zafer sarhoşluğu yaşayan insanlar ve daha zayıf, daha güçsüz aynı zamanda zafere aç olan düşmanın bu durumdan yararlandığını görmekteyiz.
But wedding or not, I mean... A bit leaner, a bit lighter.
Düğün veya her neyse biraz daha ince biraz daha hafif olmak...
You're leaner.
Daha da zayıflamışsın.
Eat well now, and they may survive leaner times for months, even a year.
Eğer şimdi yeterince beslenebilirlerse, kıtlık zamanlarında aylarca, hatta bir yıl bile hayatta kalabilirler.
The newspaper is making a comeback at this school, and like print newspapers everywhere, we're leaner and meaner- - no longer concerned with facts, fact-checking, integrity or facts.
Gazetemiz okula geri dönüyor ve dünyadaki tüm gazeteler gibi hızlı ve verimli olacağız artık hakikatler, doğruluğunu kontrol etme doğruluk veya gerçeklik bizi bağlamayacak.
I mean, we're leaner and hungrier than our other competition which is why we can offer the lowest prices in town.
Rakiplerimizden daha yeni ve daha arzulu olduğumuz için şehirdeki en düşük fiyatı verebiliyoruz.
But the flavors of leaner cuts are subtle and sophisticated.
Ama yağsız olan, zarif ve ince.
But it is the leaner meat that carries the essence of the flavor.
Ama orkinos tadının temeli, yağsız etindedir.
It's the circus, but it's leaner and faster.
Bu Roman Sirki, ama daha sade ve hızlı.
Uneaten food is usually hidden for leaner times, but there will be no leftovers today.
Yenmeyen yiyecekler genellikle zor zamanlar için saklanıyor. Ama bugün hiç artık kalmayacak.
It will bury these food parcels across the forest, planning ahead for leaner times.
Yiyecek parçalarını ormana gömerek kıt zamanlar için hazırlık yapıyor.
Leaner lines.
Yalın çizgiler.
See, I will be leaner, stronger, and faster.
Diyet. Daha zayıf, hızlı ve daha güçlü olacağım.
So they're running smaller, leaner, faster.
O yüzden ufak gruplarla, az kişilerle daha hızlı çalışıyorlar.
I mean, sure, times are leaner now that I'm separated from the Senator, but my new studio apartment is just fine for me and Phillip and Tinkie and Crinklepuss and Bandit Two and Pawlick Baggins and Lady Aragorn and their ten kittens.
Demek istediğim, tabiki, Senator'den ayrıldığımdan beri.. .. zamanım kısıtlı, ama yeni stüdyo dairem..... ben ve Phillip için gayet uygun ve Tinkie, ve Crinklepuss ve Bandit Two ve Pawlick Baggins..... ve Leydi Aragorn ve 10 yavrusu için.
Yeah, I must be a slow leaner.
Aynen, çok yavaş kavrıyorum.
Instead, they encouraged Americans to buy leaner products and buy more food with less fat.
Onun yerine, Amerikalıları az yağlı ve normalden daha fazla yiyecek almaya teşvik ettiler.
Banished from the meadow by Magnus, Chinook has grown leaner, meaner, and more desperate for food.
Magnus tarafından çayırdan kovulmuş, Chinook daha ince, daha vahşi, ve yemeğe daha çok ihtiyacı olarak büyüdü.
You see, I went down to my work this morning to grab a leaner and... no one was around and I couldn't find the keys and...
Evet, bir parça almak için iş yerime gittim ve etrafta kimse yoktu ve anahtarları bulamadım ve...
It's too exotic, we can call her Dora, it's leaner.
Ama fazla egzotik olduğunu söylüyor. Ona Dora diyebiliriz, daha esaslı.
One that will help them through the leaner times ahead.
Önlerindeki kıtlık zamanlarını atlatmalarına yardımı olacak bir şey.
- This one's leaner, too.
Bu aynı zamanda daha zayıf.
Much leaner.
Çok daha zayıf.
Time for a leaner generation.
Daha sağlam bir neslin zamanı geldi.
The beetle larvae must stock their larders for the leaner months ahead.
Böcek larvaları verimsiz geçecek gelecek aylar için ambarlarını doldurmalı.
I've rid this company of the dead wood. We are leaner and meaner.
Şirketteki işe yaramazları kovdum, şimdi daha hafif ama daha güçlüyüz.
But what they don't tell us is that it also produced a leaner population and gave birth to the Renaissance.
Bize söylemedikleri ise nüfusu azalttığı ve Rönesans'ı başlattığı.
A leaner.
Ne kadar para verseler bir kase bok yersin? Biraz kıvrılıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]