Let me see your face translate Turkish
124 parallel translation
Think of it, Poole, and let me see your face.
Bir düşünsene, Poole, Dur bir bakayım sana.
Let me see your face. I won * t be afraid.
Yüzünü göreyim. Korkmayacağım.
Let me see your face well while I'm still living here.
Hâlâ burada yaşıyorken yüzünü iyice görebilmeme izin ver.
Don't let me see your face again!
Bir daha karşıma çıkma sakın!
Let me see your face.
Yüzünü göreyim.
But do not ever let me see your face around here again.
Fakat sakın yüzünü tekrar buralarda görmeyeyim.
Won't you let me see your face?
Yüzünüzü görmeme izin vermeyecek misiniz?
Gisaburo, let me see your face
Yüzünü görmek istiyorum!
Let me see your face
Yüzünüzü görmek istiyorum.
- Get down from the tree and let me see your face!
- İn aşağıya da yüzünü göreyim.
Let me see your face
Yüzünü bir göreyim.
Let me see your face!
Yüzünü göreyim!
But let me see your face so I believe it.
Ama yüzüme söyle ki inanayım.
Look at me and let me see your face.
Bana bak da yüzünü göreyim.
Sweet... let me see your face.
Güzelim. Göster bana yüzünü.
Please, let me see your face.
Lütfen yüzünü görmeme izin ver.
Don't let me see your face till next month...'cause something tells me I'm about to lose my famous kind streak.
Önümüzdeki aya kadar yüzünü görmeyeyim.... Çünkü içimden bir ses o iyi huyumu kaybetmek üzere olduğumu söylüyor.
Let me see your face.
Yüzünü görmeme izin ver.
Before you kill me, let me see your face.
Beni öldürmeden önce bırak yüzünü göreyim.
Let me see your face.
Yüzüne bir bakayım.
Let me see your face.
Yüzünü göster bana.
- Let me see your face.
- Yüzünü göreyim.
BILL : Let me see your face. WOMAN 1 :
- Yüzünü göreyim.
You won't tell me your name and you won't let me see your face.
Ne adını söyleyeceksin ne de yüzünü görmeme izin vereceksin.
Let me see your face
Yüzüne bir bakayım.
My love... Let me see your face.
Aşkım... bana yüzünü göster.
If it is let me see your face one more time!
Öyleyse bırak da son bir kez yüzünü göreyim!
Please don't shoot me in the back... at least let me see your face.
Lütfen beni arkamdan vurma, en azından yüzünü görmeme izin ver.
Let me see your face.
Bırak yüzünü göreyim.
Hey, let me see your face.
Hey, bırak da yüzünü göreyim.
Let me see your face, you stupid...
Dur yüzüne bakayım...
Take that off, let me see your face.
Çıkar şunu, yüzünü göreyim.
" Let me see your face more clearly
" Yüzünü göster bana.
Let me see your face.
Yüzüne bakayım.
Let me see your face.
Başını kaldır.
Now, let me see your face.
İzin ver de yüzünü göreyim.
- Let me see your face.
- Dur da yüzüne bir bakayım.
[muffled grunting] Khan, let me see your face.
Khan, yüzüne bir bakayım.
Stay still, let me see your face.
Hareket etme, bırak yüzünü hissedeyim.
Let me see you raise your hands See joy upon your face
Kaldırın ellerinizi göreyim, göreyim yüzünüzdeki neşeyi.
Let me see your war face!
Savaşta nasıl bağıracaksın göster bakalım!
Let me see your real war face!
Bir daha dene!
Let me see your real face.
izin ver yüzünü göreyim!
"let me see your pretty face"
"... güzel yüzünü göreyim "
Let me see your face.
Aç da yüzünü göreyim.
Let me see your pretty face.
Güzel yüzünü bir göreyim.
It will make your fine lines disappear and your face look 10 years younger overnight - " Let me see that manual.
Bu yeni cilt bakımı mucizesi sayesinde yüzünüzdeki tüm kırışıklıklar kaybolacak,... 10 yıl genç görünmenizi sağlayacak.
Hey, let me see your face
Hey, yüzünü göreyim.
Let me see the look on your face on Christmas morning when you creep down the stairs and see that red bike under the tree.
Noel sabahı merdivenlerden inip ağacın altında o kırmızı bisikleti görünce yüzünde oluşan ifadeyi göster bana.
Back when we first met... you offered to let me touch your face... so I could... I could see what you looked like. You remember that?
Tanıştığımız zaman... yüzüne dokunmamı istemiştin... böylece... nasıl biri olduğunu anlayacaktım.
# Let me see that sleepy yawn on your face
# Bırak göreyim yüzündeki uykulu esnemeyi #