Let me see your phone translate Turkish
76 parallel translation
Let me see your phone.
Telefonunu versene.
Let me see your phone.
Telefonuna bakayım.
Yo, Dom, let me see your phone for a sec, yeah?
Dom, telefonu bir saniye versene.
Hey, let me see your phone.
Hey, telefonu versene.
- Let me see your phone.
- Telefonuna ver bir bakayım.
Let me see your phone.
Telefonuna bir bakayım.
Now, let me see your phone.
Telefonunu göreyim.
Let me see your phone.
Ver bir telefonuna bakayım.
Let me see your phone.
Telefonunu ver.
Let me see your phone.
Telefonuna bir bakim.
Let me see your phone.
Telefonunu ver bana.
- Let me see your phone.
- Ver bir bakayım.
Let me see your phone really quickly.
Telefonuna çok çabuk bakayım.
- Let me see your phone.
- Telefonuna bakayım.
Let me see your phone. What?
- Telefonuna bir bakayım.
Let me see your phone.
Telefonuna bakabilir miyim?
Here, let me see your phone.
Telefonunu ver.
- Let me see your phone.
- Telefonunu göster! - Olmaz!
Penny, let me see your phone.
Penny, telefonunu ver.
Let me see your phone.
Telefonunu göster.
Let me see your phone.
Telefonunu bana ver.
Trevor, let me see your phone.
Trevor, telefonunu ver.
Just let me see your phone and I'll take a picture.
Telefonunuzu verirseniz bir resminizi çekebilirim.
- Okay, just let me see your phone. - Mm-hmm.
Telefonunuza bakayım bir.
Let me see your phone.
Telefonunu alayım.
Hey, let me see your phone.
- İğrenç. Telefonuna bir bakayım.
Hey, let me see your phone.
- Telefonuna bakayim.
Let me see your phone.
- Telefonuna bakayim.
- Bernie, let me see your phone.
- Bernie, telefonunu görmeme izin ver.
- Okay, let me see your phone.
- Pekala, şimdi de telefonuna bakalım.
Let me see your phone, e-mail.
İzin ver telefondaki e-postana bakayım.
Let me see your phone?
Telefonu gösterecek misin?
Let me see your phone.
Telefonunu bir versene.
- Let me see your phone.
- Ver bakayım telefonunu.
- No. - Let me see your phone.
- Ver şu telefonu!
Let me see your phone.
Telefonuna bakmama izin ver.
Let me see your phone.
şuna bakmama izin ve.
Wait, let me see your phone.
Dur, telefonunu göreyim.
Let me see your phone.
Telefonunu görmek istiyorum.
Let me see your phone. Yeah.
- Telefonunu versene.
Look, let me have your cell phone. I'll call her and see what's going on.
Cep telefonunu ver arayıp nerede kaldığını sorayım.
Hey. Let me see your cell phone.
Cep telefonuna bir bakayım.
Let me see the picture on your cell phone.
Telefonundaki fotoğrafına bir bakayım.
Let me see your cell phone.
- Cep telefonuna bir bakayım.
Let me see your phone.
- Telefonuna bir bakayım.
Well do you like being out of touch with your mom and dad ; because if you actually kept your phone on or at least let me teach you how to use the internet you could talk to them and see them
Annene ve babana ulaşamamak hoşuna gidiyor mu? Telefonunu yanında taşısan ya da sana İnterneti kullanmayı öğretmeme izin versen onlarla konuşabilirdin.
And let me be honest about something, if, first thing in the morning, I see your face pop on my phone, I might not answer it either.
Hem şimdi doğruya doğru ben de sabahın köründe telefonumda senin yüzünü görsem ben de muhtemelen telefonu açmazdım.
Yeah, uh, let me see your cell phone real quick.
Evet, cep telefonunu ver bakalım.
Let me see your phone.
Telefonunu göreyim.
He put his number in your phone? Let me see it.
Telefonuna numarasını o mu kaydetti?
How are your phone skills? Let me see.
- İletişim yeteneğiniz nasıl?