Let that be a lesson to you translate Turkish
78 parallel translation
- Now let that be a lesson to you.
- Bu sana ders olsun.
Now let that be a lesson to you!
Bu da sana ders olsun.
Let that be a lesson to you.
Bu size ders olsun.
Let that be a lesson to you.
Bu sana ders olsun.
Let that be a lesson to you.
Bu sana bir ders olsun.
Young man, let that be a lesson to you.
Genç adam, bu sana bir ders olsun.
Let that be a lesson to you, Father.
Size ders olsun, Peder.
Now let that be a lesson to you.
Bu sana bir ders olsun.
- Let that be a lesson to you, Myrna
- Ondan ders almalısın Myrna.
I'm going to miss her. Let that be a lesson to you. Never get too involved with your victims.
- Kurbanlarınızla asla yakınlaşmayın.
Oh, let that be a lesson to you, Sanford.
Sana bir ders olsun Sanford.
Now, let that be a lesson to you.
Sana ders olsun.
I know you thought I forgot. Now let that be a lesson to you.
Niyetini biliyorum unuttum Şimdi bu sana bir ders olsun.
- So let that be a lesson to you.
- Bu sana bir ders olsun.
Let that be a lesson to you all!
Bu hepinize ders olsun!
Now let that be a lesson to you, ladies and gentlemen.
Şimdi bu size ders olsun baylar ve bayanlar.
- All right, girls, let that be a lesson to you.
- Pekala, kızlar, size bşr ders verelim.
Ow! And let that be a lesson to you!
Sana dersini verirdim ama....
Let that be a lesson to you, Constable, that you can't deceive me.
Bu sana bir ders olsun, Memur Bey, bir daha beni aldatamayacaksın.
Let that be a lesson to you, you mutts.
Bu size ders olsun kemik torbaları.
Let that be a lesson to you!
Bu sana ders olsun!
Let that be a lesson to you.
Bu da size ders olsun.
Let that be a lesson to you!
Bu sana bir ders olsun!
Let that be a lesson to you, Cyrus.
"Bu sana ders olsun, Cyrus."
Let that be a lesson to you.
Bu da sana ders olsun.
So, Geoffrey let that be a lesson to you.
Geoffrey, bu sana ders olsun.
Let that be a lesson to you, lad.
Bu sana ders olsun ahbap.
There, my dear... Let that be a lesson to you.
İşte böyle güzelim, bu da sana ders olsun.
Let that be a lesson to you, sweetie.
Senin için ders olsun, pıtırcığım.
Let that be a lesson to you!
Bu size ders olsun!
Let that be a lesson to you.
Benimle oynadınız ve kaybettiniz.
- Let that be a lesson to you.
- Bu sana ders olsun.
Let that be a lesson to you.
Bu sana ders olsun Etsuo.
Let that be a lesson to you.
Bu size bir ders olsun.
Now, let that be a lesson to you girls.
Şimdi kızlar size ders olsun.
Let that be a lesson to you.
Bu sizin kulağınıza küpe olsun.
- And let THAT be a lesson to you!
- Bu, sana bir ders olsun!
Let that be a lesson to you kids... about being honest with your wives.
Bu size karılarınıza dürüst olmakla ilgili benden size bir ders olsun.
You two, let that be a lesson to you.
Siz ikinize bu ders olsun.
Let that be a lesson to you fiends.
Bu size bir ders olsun, kötüler.
Let that be a lesson to you!
Canın yanıyorsa kabahati kendinde ara.
Well, let that be a lesson to you about drugs and premarital sex.
Bunu uyuşturucu ve evlilik öncesi seksin kötü olduğuna yorumlamalısın.
And let that be a lesson to you, Alex.
Bu da sana ders olsun Alex.
Let that be a lesson to you, little lady.
Bu sana da bir ders olsun küçük hanım.
Let that be a lesson to all of you.
Bu size ders olsun!
Now let that be a lesson to you.
Buraya gel. Bunun şimdi sana bir ders olmasına izin ver.
Let that be a lesson to the rest of you... nuts.
Bu, geri kalanınıza ders olsun... cevizler.
Let that be a lesson to ya, you cowardly Barbarois animal
Bu sana ders olur seni korkak Barbarois hayvanı.
Let that be a lesson to all of you - vigilance.
Bu hepinize bir ders olsun... tetikte olun.
Let this be a lesson to you all, cowboy, that no man shall judge, tease, or criticize another man.
Bu bütün kovboylara ders olsun. Hiç kimse başka birini yargılamak, eleştirmek ve onunla alay etmek yoluna gitmemelidir.
Let that be a lesson to all of you. Bathroom safety is a serious business.
Banyoda güvenlik ciddi bir meseledir.