English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lettin

Lettin translate Turkish

200 parallel translation
If I'd known what I was lettin myself in for, I wouldn't have come.
Neye bulaştığımı bilsem gelir miydim buraya hiç?
I was lettin'her wear it just for tonight.
Sadece bu gece giymesine izin verdim.
Lettin'the big ones get away, on account of the best dealer in the business ain't workin for ya no more.
En iyi krupiye artık sana çalışmıyor diye kodamanların elinden gitmesi.
They act like they're doing us a favor, lettin'us come here.
İyilik olsun diye gelmemize izin verdiler sanki.
- Thanks, Peg, for lettin'me hear it.
- Bunu dinlettiğin için sağol Peg.
I ain't lettin'nobody make me ruin my dogs. I sure hope you treat your grandmother the way you treat those dogs.
Büyükannenize, köpeklerden daha iyi mi bakıyorsunuz?
They've got no right lettin'a kid like you advertise.
Senin gibi bir delikanlıya reklam izni verme hakları yok.
We're not lettin'those crooks take over the mine.
- Madenimi elimden almasına izin vermiyeceğim.
And we've been lettin'her shake us down cos we knew. We all are godfathers.
- Evet, ve her şeyi bildiğimiz için bizden para tırtıklamasına izin veriyorduk.
I'm not lettin'him out of my sight, not for a minute.
Gözümü üstünden ayırmamalıyım. Bir dakika bile.
I'm lettin'him off the hook.
Onu zahmetten kurtarıyorum.
Lettin'that slopehead drink coffee down here, touch the throttle...
O yamuk kafalının kahve içmesine, gaz kelebeğine dokunmasına izin vermek...
My grandma, Sally Buck... she died without lettin` me know.
Büyükannem, Sally Buck... haberim olmadan öldü.
He's just lettin'you know he's out there.
Burada olduğunu bilmemizi istiyor.
Look how close we are! What, are you lettin'us get our wires crossed now?
Kafamızın karışmasına izin verme.
That's what you call pulling'it back and lettin'it go, PJ.
Buna geri çekmek ve bırakmak diyorsun, PJ.
I'm lettin'it go! Okay?
Bırakıyorum, tamam mı?
# Lettin'myself get uptight #
# kendimi, gergin tuttuğumdan #
We're lettin'everybody know
Herkese söylüyoruz
I mean, the Barbarians just lettin " us take their boss away like that...
Yani, barbarlar patronlarını bu şekilde yakalamamıza izin verdiler...
I ain't never lettin'the car out of my sight.
Arabamı gözümün önünden hiç ayırmam.
You're lettin'me down.
Beni hayal kırıklığına uğratıyorsun.
Thanks for lettin'me go.
Beni bıraktığın için sen de sağol.
I'm talking about a fantastic international extravaganza, to be held in Japan, called Lettin'It Go In Tokyo.
Japonya'da düzenlenecek olan muhteşem bir uluslararası olaydan bahsediyorum. Adı'Tokyo'da Bırak Gitsin'.
You know, I thanked God... for lettin'me still have Buddy.
Ve Tanrıya, Buddy'yi benden... ayırmadığı için şükrettim.
# Releasin'pain, letting'you know
# Releasin'pain, lettin'you know
We're lettin'him see us, letting'him know we're interested.
Bizi görmesini, ilgilendiğimizi fark etmesiniz sağlıyoruz.
His wife's gettin'it so he's lettin'all his friends use it till he's got to turn over the keys.
Burayı karısı alıyor. Yani anahtarları teslim etmeden tüm arkadaşlarının kullanmasına izin veriyor.
YOU LETTIN'THAT GIRL GO FREE LIKE SOME WILD ANIMALS.
Vahşi hayvanlar gibi saldın şu kızı.
You're lettin'it roll through your fingers.
Parmaklarının arasında kayıyor.
There's nothin'wrong with lettin'the head of the ethics committee... roll ya every now and then.
Ara sıra ahlak komitesinin başının seni yenmesine izin vermek normal değil mi?
I'm lettin'you breathe, ain't I?
Senin yaşamanı sağlayan ben değil miyim?
Now, you miss this shot... you're not just lettin'me down, you're lettin'your team down.
Şimdi, eğer bu penaltıyı kaçırırsan... sadece beni yüzüstü bırakmazsın, takımını yüzüstü bırakırsın.
I've been lettin'you get away with a lot these past few weeks, but I will not stand for crap like this.
Son haftalarda sana oldukça fazla anlayış gösterdim ama artık bu saçmalığa tahammül edemem.
- Why are you lettin'me off the hook?
- Beni neden kurtarıyorsun? - Kurtarmıyorum.
The one where we jerk your license for lettin'this happen right under your nose, chuck!
Burnunun dibinden kaçırdıkları eroini!
- "If you feel like lettin'go" - "Hold on"
- If you feel like lettin'go - Hold on
- If you feel like lettin'go
- If you feel like lettin'go
So... since we're all bein palsy-walsy here, - how'bout lettin'me hook up the R.V.
Şimdi, hepimiz burada olduğumuza göre karavanı bağlasam nasıl olur?
~ She's mighty, mighty Just lettin'it all hang out ~
~ She's mighty, mighty Just lettin'it all hang out ~
Thanks for lettin'me stop by.
Uğramama izin verdiğin için sağol.
By rights, I should be locked up too for lettin'thieves like them aboard this ship.
Jim. Doğrusu, benim de hapsedilmem gerek böyle hırsızların gemiye ayak basmalarına izin verdiğim için.
- Aye, aye, sir. Lettin'you know.
Sadece hatırlattım.
They're not lettin'anybody in.
- İçeri girmeye izin vermiyorlar.
You're lettin'your brain do too much of your thinkin'.
Düşündüğünden çok daha akıllısın.
Hope he knows what he's lettin'himself in for.
Umarım ufaklık kendini ne için zorladığını biliyordur.
Are you in the habit of lettin'photographers traipse around your base, snapping their fill?
Kaptan fotoğrafçıların üssünüz etrafında istedikleri gibi dolaşmalarına izin mi veriyorsunuz?
- I'm lettin'him go.
- Ne yapıyorsun? - Bırakıyorum.
Do whatever you gotta do, but I'm lettin'him go.
Ne yaparsan yap. Bırakıyorum.
You know, i thought they were lettin'me stay in the hospital so long... because i had really, really great insurance.
Bilirsin, gerçekten çok, çok harika bir sigortam var diye beni hastanede bu kadar uzun tuttuklarını sanıyordum.
I understand why you have to do this but I wish you didn't have to just cause you're leavin doesn't mean I'm lettin you go there doing things that um give it the cool factor, the music
Bunu neden yapmak zorunda olduğunu anlıyorum. Ama keşke buna mecbur olmasaydın. Buralardan gidiyor olman seni bırakacağım anlamına gelmiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]