English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Liberate

Liberate translate Turkish

496 parallel translation
The world must be conquered but not by force of arms, but by ideas that liberate.
Dünyaya kaba kuvvet değil fikirlerin özgürlüğü hükmetmeli.
There... - but by ideas that liberate.
Dünyaya fikirlerin özgürlüğü hükmetmeli.
But after the war, the führer intends to liberate your people from the British tyranny.
Ama savaştan sonra liderimiz halkınızı İngiliz zulmünden kurtarmayı düşünüyor.
Not to conquer nations, but to liberate mankind. ● Yes, sir. ● With truth.
Ülkeleri fethetmek için değil insanlığı gerçek ile özgürleştirmek için.
You should liberate Michiko, too!
Sen de Michiko'yu özgürleştirmelisin.
I'll liberate her whenever she wants.
Ne zaman isterse onu özgür bırakabilirim.
I can also liberate the slaves from the infernal house of Sansho.
Hem ayrıca Efendi Sansho'nun cehennem gibi mekanından köleleri azat edebilirim.
Liberate slaves?
Köleleri azat etmek mi istiyorsun?
I want to liberate Sansho's slaves.
Efendi Sansho'nun kölelerinin serbest bırakılmasını istiyorum.
- Uh, to free the worker from routine and repetitive tasks and liberate his time for more important work.
- Çalışanları rutin ve tekrarlanan işlerden kurtarmak zamanını daha önemli çalışmalar için özgür bırakmaktır.
To liberate her soul and give it eternal peace we must destroy that shell for all time!
Ruhunu kurtarıp ebedi huzura kavuşturmak için... o kabuğu tümüyle yok etmeliyiz!
Sir, shall I liberate more candy from the canteen?
Efendim, kantinden biraz daha tatlı götürelim mi?
Mission? To liberate millions of dollars.
Görevimiz milyonlarca doları yürütmek.
- Don't they have to liberate us?
- Bizi serbest bırakmazlar mı?
I can't believe as a flunky I can have the chance to liberate my life
Ben bir uşağın hayatını kurtarmasının şans olduğuna inanmıyorum.
Only depending on the personal courage, can we liberate such a big country
Biz böyle bir ülkeyi özgürleştirebiliriz, sadece kişisel cesarete bağlı!
I managed to liberate that marriage licence from the files in East Berlin.
O evlilik belgesini Doğu Berlin dosyalarından, emrettiğiniz gibi almayı başardım.
Well, you certainly liberate something in me and it's not maternal instincts, either!
İçimde bir şeyler uyandırıyorsun ama annelik içgüdüsü değil.
Who did Garibaldi use to liberate Sicily from the Bourbons?
Garibaldi, Sicilya'yı Bourbonlardan kurtarmak için kimi kullanmıştı?
There is only one solution : we must liberate them.
Tek bir çözüm var : kampa saldırıp onları kurtarmamız gerekiyor.
- We must liberate her.
- Onu kurtarmamız gerekiyor.
We've come to liberate this man's daughter!
Biz bu adamın kızını, buradan kurtarmaya geldik!
Franco, en route to Madrid, gives Col. Yague the first order to liberate Alcazar.
Franco Madrid'e gidip, Albay Yague'ya Alcazar'ın özgürlüğüne kavuşması için ilk emri verdi.
We must liberate Winnetou.
Winnetou'yu kurtarmalıyız.
Did you think that by killing me you could liberate your race?
Beni öldürmekle, ırkını özgür kılacağını mı sanıyorsun?
In that fortress is the man we've come here to liberate.
Çıkarmaya geldiğimiz adam o kalenin içinde.
Liberate another rat, and then we gotta find out about their habits.
Bir başka sıçan daha bulmak ve nasıl ürediklerini öğrenmek.
They still had to fight their way to Kiev, then to Warsaw, liberate Romania, Hungary, Bulgaria and Poland, enter Germany, reach Berlin and... die, die, die along the way.
Önce Kiev'e kadar gelebilmek gerekiyordu, sonra Varşova, Romanya'yı geçmek, Macaristan'dan, Bulgaristan, Polonya ve nihayet Almanya. ve ölüm... ölüm... Joseph Goebbels konuşuyor :
We have to swim there and liberate them.
Orada yüzmemiz ve onları özgürleştirebilmemiz lazım.
HROSTAR : We came here to liberate them.
Buraya onları serbest bırakmaya geldik.
You have to liberate us.
Bizi serbest bırakmalısınız. Devam edin, binin.
So we ask you to send us one unit to liberate the city immediately.
Sizden istediğimiz şehri kurtarmak için acilen bir birlik göndermeniz.
France must be given a fleet and an empire beyond the sea, to liberate us from Holland, which has a monopoly on maritime traffic.
Fransa'ya deniz trafiğinde tekel olan Hollanda'dan bizi kurtarması için bir filo ve deniz aşırı bir imparatorluk verilmeli.
After all, we can only liberate what already exists, even from dogmatism.
Ne de olsa, dogmatizmden bile ancak var olan şeyleri kurtarabiliriz.
The countries most immediately threatened by Nazism formed an alliance and pledged to liberate occupied territory and to break the back of Nazism : to destroy the evil at its very source and liquidate all such regimes.
Nazizm tehlikesiyle gözleri derhal korkan ülkeler ittifak oluşturdular ve sadece işgal edilen topraklarını kurtarmak için değil aynı zamanda Nazizm'in belini kırmak ve musibetin çıktığı deliği kapatmak için aralarında anlaştılar.
Material development of material resources will not liberate Africa.
Zaruri kaynakların mekanize gelişimi Afrika'yı özgür kılmayacaktır.
People determined to liberate themselves are invincible.
Kendilerini özgürleştirmeye kararlı insanlar yenilmezdir.
- We must liberate the Poles.
- Polonyalı'yı bıraksak iyi olur.
We could quickly liberate all humanity, the whole world.
Bütün dünyada, bütün insanları çabucak özgürleştirebiliriz.
" l would be very grateful if you would liberate me as soon as possible...
... beni en kısa sürede serbest bırakırsanız size minnettar olurum. " Nasıl ama?
I will liberate man's souls from the darkness of ignorance.
İnsanımızın ruhunu cehaletin karanlığından kurtaracağım.
"Just as Free French troops liberated Corsica, Napoleon's place of birth... I will someday land in France to liberate the birthplace of Lafayette."
"Özgür Fransız ordusu, Napolyon'un doğum yeri Korsika'yı kurtardığı gibi bir gün Fransa'ya çıkarak Lafayette'in doğum yerini de kurtaracak."
At one time, I used to break into pet shops to liberate the canaries but I decided that was an idea way before its time.
Bir ara, hayvan mağazalarına girip, kanaryaları serbest bırakırdım ancak bu fikir için henüz erken olduğuna kadar verdim.
Liberate yourselves...
Kendinizi özgür bırakın...
It looks like armed Italians have come from New York to liberate the convicts.
Mahkumları kurtarmak için New York'tan silahlı adamlar gelmiş.
Meditate upon this new life which awaits you and try to liberate yourself of any temptation.
Seni bekleyen bu hayatın üzerine düşün... ve seni ayartan ne varsa kendini bunlardan kurtarmaya çalış.
But the United States, Brazil, the church and international and national public opinion objectively demand the president and his government to accept the exchange and liberate all the political prisoners.
Fakat birleşik devletler, brezilya Kilise, ulusal ve uluslarası kamuoyu Başkanı ve hükümeti zorlarlarsa
If the government decides to refuse our proposal to immediately liberate all political prisoners, both convicted and accused, justice will be served.
Eğer daha önceki serbest bırakma şartımız hükümetçe kabul edilmezse Tek şartımız hemen tüm politik tutsakların serbest bırakılmasıdır.
Whoever you are, come liberate me.
Kim olursanız, olun gelin, beni azad edin.
They came from so far away to liberate us.
Bizi özgürlüğümüze kavuşturmak için onca yol teptiler.
These peoples were hoping, or some of them were hoping, that the war would liberate them from the threat of Nazi tyranny, and in fact at the end of it they found themselves in the communist bloc -
Bu insanlar umuyordu ki, ya da bazıları umuyordu ki savaş onları, Nazi tiranlığı tehdidine karşı özgürleştirecek. Gerçekteyse sonunda kendilerini Komünist bloğun içinde buldular.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]