Like the rest of us translate Turkish
688 parallel translation
So they know what it's like to feel fear like the rest of us, and that information is something we can take advantage of.
Yani bizim gibi korkuyu hissetmek nedir biliyorlar. Ve bu bilgi, faydalanabileceğimiz bir şey.
You were born to very little like the rest of us... but one thing you had that was real and pure — you were a born killer of bulls, a matador!
Sende hepimiz gibi küçük doğdun... ama seninle ilgili tek şey doğruydu - sen Matador olmak için doğmuştun!
Kirk took his chances like the rest of us.
Kirk hepimiz gibi yalnız kalınca gibi kendini riske attı.
She's not well, and like the rest of us she's been up half the night.
O iyi değil ve hepimiz gibi o da gece yarısına kadar ayaktaydı.
And like the rest of us, she's been under a nervous strain for a long time.
Ve diğerlerimiz gibi uzun süredir ağır baskı altında.
Dudley is no mortal man like the rest of us.
Dudley, geri kalanımız gibi ölümlü biri değil.
You tipped off the police to on my bank, And now, like the rest of us, she's got a misdemeanor And a fine against her.
Bankamı polise ihbar ettin ve diğerlerimiz gibi o da kabahatli bulundu ve ona da para cezası verildi.
Just like the rest of us, Mr. Morse,
Tıpkı bizler gibisiniz, Bay Morse.
I suppose that you take a drink now and then, like the rest of us.
Siz de herkes gibi ara sıra içiyorsunuzdur.
You'll just rot here, like the rest of us.
Bizim gibi sen de burada çürür gidersin.
Old Bill, he'll walk just like the rest of us poor people.
Emektar Bill de biz fakirler gibi yürüyecek.
He's tired, and he's hungry, and, well, he wants to live and go home, like the rest of us.
Aç ve yorgun. Yaşamak ve eve gitmek istiyor, aynı bizim gibi.
He's played you false, like the rest of us.
Sana da hepimize yaptığı gibi oyun oynadı.
He's like the rest of us... sometimes needs a change of air.
Hepimiz gibi... -... bazen hava değişikliği istiyor.
What I mean is, you never did seem to take to him like the rest of us.
Demek istediğim, bizim gibi ona sempati duyuyor görünmüyordun.
You'll be putting on your pink shoes and dancing to Jett's fiddles like the rest of us.
Gülücüğünü takınır, hepimiz gibi Jett'in saçmalıklarına ayak uydurursun.
I guess they gotta go like the rest of us.
Sanırım biraz gezintiye çıkmayı sevecekler.
You vote guilty like the rest of us, then some golden-voiced preacher tears your heart out - some underprivileged kid couldn't help becoming a murderer - and you change your vote.
Hepimiz gibi suçlu oyu verdin, sonara altın gibi parlak sesli bir vaiz yüreğini parçaladı - imkanları olmayan bir çocuk katil olmaktan kendini alamadı - ve sen oyunu değiştirdin.
You're trapped just like the rest of us.
Tıpkı hepimiz gibi kapana kısılmışsın.
She's just getting a little tired, like the rest of us.
O da hepimiz gibi yorgun düşüyor.
Well, I guess the generalissimo needed a little time to think things out like the rest of us mortals.
Sanırım bizim generale bu konuyu biraz düşünmek yaramış biz diğer faniler gibi.
Now would you like to try bowling like the rest of us?
Şimdi bizim gibi bovling oynamayı denemek istiyor musun?
You stood by that regime, like the rest of us.
Siz de rejime hizmet ettiniz, tıpkı bizim gibi.
Just like the rest of us!
Tıpkı bizim gibi!
He must be exceptional, like the rest of us.
Tıpkı bizim gibi istisnai bir tip olmalı.
You could've taken a fair share like the rest of us but no, you had to grab up the whole scene, baby.
Bizim gibi hisseye girseydin ya. Ama sen bütün parayı almaya kalktın, bebeğim.
Zatoichi's a man like the rest of us.
Zatoichi'de bizim gibi bir adam.
- He's trying, Ben. Just like the rest of us.
- Hepimiz gibi o da çözümü bulmaya çalışıyor.
You'll have to live like the rest of us, doctor.
Bizim gibi yaşamak zorundasınız doktor.
You never get old like the rest of us?
Geri kalanlarımız gibi yaşlanmaz mısın sen?
In the end, he's just a man like the rest of us.
Sonunda, o da sadece bizler gibi bir insan.
She's a fighter just like the rest of us.
O da hepimiz gibi bir savaşçı.
However, you must bring your wife to Arabia... once we've refurbished the Embassy, but not before... otherwise you'll have to sleep in a tent like the rest of us.
Her neyse, biz Elçiliği yeniden dekore edince eşini de Arabistan'a getirmelisin ama daha önce değil aksi takdirde siz de bizim gibi çadırda uyumak zorunda kalırsınız.
Man, you're just like the rest of us.
Senin de bizlerden farkın yok.
A 20-year sentence is a bit much for a soldier who simply obeyed orders, like the rest of us, but politically, he was inclined to be rather extreme. If you know what I mean.
Bizim gibi sadece emirleri dinleyenler için 20 yıl hapis biraz fazla ama o siyasi açıdan aşırılığa meyilliydi.
His wife was alive at the time, they didn't have much, like the rest of us.
O zamanda karısı hayattaydı, onlar bizim gibi değillerdi.
Denson's not like the rest of us.
Denson bizim gibi değil galiba.
You worked on the vines since you were this high, like the rest of us.
Tıpkı bizler gibi, sen de oralardaydın.
Besides, he had to pull his own weight just like the rest of us.
Ayrıca tıpkı bizim gibi başının çaresine bakmak zorundaydı.
Guess you're drying'up like the rest of us women around here.
Sen de buradaki diğer kadınlar gibi kurudun.
You gotta be men like the rest of us.
Bizim gibi erkek olun.
You politicians think you're in control but you'll be swept away like the rest of us.
Siz politikacılar, kontrolün elinizde olduğunu sanıyorsunuz ama bizim gibi sizler de süpürülüp atılacaksınız.
Like all the rest of us?
Hepimiz gibi mi?
If you travel with us you travel like the rest of us.
Bizle geleceksen, bizler gibi olacaksın.
He died like a hero to save her and the rest of us.
Kızını ve diğerlerini korumak için bir kahraman gibi öldü.
Guys like him just make it tough on the rest of us.
Onun gibi adamlar geri kalanlarımız için bu durumu güç kılar.
The horses seem to like you better than any of the rest of us.
Atlar hepimizden daha çok sana benziyor.
You know something, Lieutenant, you're a dead duck just like all the rest of us.
Bir şey söyleyeyim mi Teğmen sen de bizim kadar ölüsün.
You can do what you like, as long as you don't endanger the rest of us.
Hepimizi tehlikeye atma da, ne yaparsan yap.
Like all the rest of us.
Tıpkı hepimiz gibi.
"I just don't believe it." I mean, if two guys like you and Ted can't make it, what hope is there for the rest of us?
Sizin gibi bir çift, Ted başaramıyorsa geri kalanların ne şansı kalıyor?