English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lile

Lile translate Turkish

31 parallel translation
- The people who treat your wife lile dirt.
- Eşine pislikmiş gibi davranan insanlarla.
- People here treat me lile a...
- Buradaki insanlar bana sanki...
[Chuckles] My name's Lile.
Adım Lile.
[Lile] What's the problem?
Sorun nedir?
I don't know if Lile told you, Diane.
Lile söyledi mi bilmiyorum, Diane.
Lile!
Lile!
I bet it's real tough to find a town to lile in by yourself.
Kendi başına yaşayacağın bir şehir bulmak ne zordur.
Every las one of'em was lile-dicked idios.!
Her biri küçük aletli salaklardı.
Can you slice ha bologna a lile hinner?
O salamları biraz daha ince keser misin?
Don'hink I didn'know you ook lile Rose o bed on op of my car.
Rose'u arabamın tepesinde yatağa götürdüğünü biliyorum.
Claude, you sold a lile wood, hadn'you?
Claude, sen de biraz odun satmıştın değil mi?
That way, can't nobody bust in on ya, ya know? - And hen righ nex o i, here's gonna be a lile room... wih a weigh machine in i so I can keep my muscles good, my belly fla. - Uh-huh.
Böylece hiç kimse seni rahatsız edemez.
Yeah, it was getting a lile crowded.
Adadan ayrıldın. - Evet, biraz kalabalıklaşmıştı.
Well, I just hope our saucy lile radio prank will give these "folks," as you call them, a giggle, a gasp, and provide a good lead-in for Misters Amos and Andy.
Umuyorum ki küçük, sulu radyo şakamız onların nefesleri kesilene kadar gülmesini sağlayacak ve Amos N Andy'nin açılış konuşması ihtiyacını giderecek.
i'm gonna need a good lawyer and that may take a lile research.
İyi bir avukata ihtiyacım var. İyi bir araştırma yapabilir.
Well, uh, I brought you tta lile something a little care package from my home to yours.
Sana evde hazırladığım bu küçük yardım paketini getirdim.
Yeah, well, maybe I'm a lile sick of being treated like an idiot.
Evet, belki ben de aptal yerine konmaktan bıkmışımdır.
There's a girl I lile. But we haven't gotten to that yet. Aw.
Hoşlandığım bir kız var ama henüz bir ilişkimiz yok.
Things are coming outta lile bit wrong'cause I'm actually still tipsy from those mix-in-the-mouth things.
Kelimleri zor toparlayabiliyorum çünkü şu ağızda yapılan kokteyller beni biraz çarptı.
Well, at least slow down a little bit, because every lile bump in the road is major pain on... My scrotum.
O zaman en azından biraz yavaşla çünkü her minik tümsek testisimde büyük acılara yol açıyor.
A lile bit here.
Ve biraz da buralarda hissediyorum.
Oh. Actually, I was hoping I could get a lile advice.
Aslında ben birazcık tavsiye alabilmeyi umuyordum.
- Maybe a lile something.
- Bir şeyler çalarım.
And if we t second, we need to he a lile bit of a bget conversation just because...
- Sağ ol. - Vaktimiz varsa bütçe konusunda konuşmalıyız.
- Something about this place still seems a lile?
Bu yerde hâlâ bir şeyler çok şey görünüyor.
First time I saw you in that lile outfit, I knew I had to marry you.
O daracık elbisede seni gördüğüm anda seninle evlenmem gerektiğini anlamıştım.
Okay, might have a lile gas left in my brain.
Tamam, beynimde biraz gaz kalmış olabilir.
Uh, I think you're forgetting one small, tiny, lile detail there, sis.
Sanırım burada küçücük, ufacık bir detayı atlıyorsun sevgili kardeşim.
lile a cow..
Şunu yap, yemeğini böyle çiğne. İnek gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]