English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lily's

Lily's translate Turkish

2,116 parallel translation
On their very first Valentine's Day, Marshall and Lily set out to watch Sleepless in Seattle.
İlk Sevgililer Günü'nde Marshall'la Lily Sleepless in Seattle filmini izlemek üzerelermiş.
Ah, Damien. I just got a call from Lily's mother.
Lily'nin annesinden telefon geldi.
I'll make sure that Lily's got a plane ticket.
Evet, öyle yap.
♪ I am so happy now ♪ We may have taken a small step backwards with Lily's certification demand.
Lily'nin belge talebinde bir adım geriye düşmüş olabiliriz.
They found something hidden in the lining of Lily's travel bag.
Lily'nin bavulunda saklanmış bir şey buldular.
And the next minute you're dry-humping Lily's bed sores.
Ama iki dakika sonra gittin ve hasta bir kıza çaktın.
Look, I got my one kiss with Jenny, my dream girl, and it was amazing, but Lily... She's my... Reality girl.
Bak, hayalimdeki kızla, Jenny ile öpüştüm ve inanılmazdı, ama Lily... o benim... gerçekte olabilecek sevgilim.
- How's Lily?
- Lily nasıl?
- She's good.
- Lily iyi.
Lily's great as a friend, but she wants more, and I want something else.
Lily arkadaş olarak her zaman iyiydi, ama bundan fazlasını istiyor, ama bende farklı birşey istiyorum.
I'm gonna crash their stupid bus fundraiser and raise my own fund for Lily's medical bills.
Onların saçma servis yenileme kampanyasını alt edip Lily için yardım toplayacağım.
Oh, no, God, no, not Lily's clam.
Oh, hayır, Tanrım, hayır, Lily'yi değil.
Making Lily aid's the best of both worlds.
Lily'ye yardım etmek iki taraf içinde işine yarar.
Dude, Jenny'll never buy this nice act from you again if she finds out about you and Lily's...
Hacı, bak eğer Jenny sen ve Lily'nin neler yaptığını öğrenirse bunlardan etkilenmez...
Hey, it's Lily.
Merhaba, bak Lily burada.
I hope she's okay.
Umarım Lily iyidir.
She's okay?
Lily mi?
Lily? It's Dad.
Lily, ben baban.
You should be ashamed, Lily!
Kendinden utanmalısın, Lily!
Oh. Hey, buddy, that's Lily.
Dostum, Lily arıyor.
Well, I know that's not true, Lily.
Bunun doğru olmadığını biliyorum, Lily.
She's in a dark place, Lily.
Çok kötü bir durumda, Lily.
Happy Valentine's Day, Lily Pad.
Sevgililer Günü'n kutlu olsun, Lily Pad.
You feel like the seventh wheel, because now Ted is with Zoey and Barney's with Nora and Lily's with Big Fudge.
Kendini aramızdaki tek sap gibi hissettiğinden. Çünkü şu an Ted Zoey'le Barney Nora'yla ve Lily de Koca Gebeş'le.
Hey, Lily, can you toss me a beer?
Lily, bir bira atar mısın?
Hey, Lily, ( voice cracks ) : can you get me a mojito?
Lily, bana mojito alır mısın?
Lily, we are living with a possum.
Lily, evde sıçanla yaşıyoruz yahu.
Ah, Lily Aldrin, half of the world's most perfect couple!
Lily Aldrin dünyanın en mükemmel çiftinin bir üyesi.
Is this because I brushed Lily's boob with my elbow, the other day?
Geçen gün Lily'nin memesine dirseğim sürtündü diye mi yapıyorsun?
Mama's done with this drama.
Lily ana bunlardan sıkıldı.
Lily, it's over.
Lily, bitti artık.
Lily, what's the plan?
Lily, plan nedir?
And so, Lily dropped off Marshall's surprise soup and headed back to work to introduce the new class pet.
Daha sonra Lily Marshall'ın sürpriz çorbasını eve bırakıp yeni hayvanlarını tanıtmak üzere sınıfa gitmiş.
I wonder what end it's coming out of Lily right now.
Acaba şu an Lily hangi tarafından çıkartıyordur?
Lily, it's a miracle.
Lily, bir mucize oldu.
You should be leading thousands of your minions to victory, but instead, you're both sitting here like lily-livered miscreants.
Zafere adanmış binlerce askerinize liderlik yapmak yerine ödlek kafirler gibi burada durmuş oturuyorsunuz.
They were seen copulating, and we think Nim might have been the father of Lily's baby.
Çiftleştikleri görülmüştü,... ve bu nedenle Nim'in, Lily'nin bebeğinin babası olabileceğini düşünmüştük.
That actress, Lilly, she put her hand in her purse the moment Hugo ran into the can.
Ş ž u aktris, Lily Hugo tuvalete girdiği anda elini çantasına soktu.
The doctor called and said Lily's rash is just dry skin.
Doktor, Lily'nin kaşıntısı cilt kuruluğundan dedi.
Lily's little hat that we bought her at the airport in Vietnam.
Vietnam'daki havaalanından Lily'e aldığımız minik şapka.
Lily's adoption certificate.
Lily'nin evlat edinme sertifikası.
And on Monday, they're gonna start the process of changing Lily's last name to "Tucker-Pritchett."
Pazartesi, Lily'nin soyadının "Tucker-Pritchett" olması için işlemlere başlayacak.
" She was a panda named Lily.
" Adı Lily olan bir pandaymış.
Now, if this group's going for pawnable items, why take a picture of a lily and other random things?
Eğer grup rehin verecek eşya peşindeyse niye zambak resmiyle rastgele eşyalar aldılar?
- What's wrong, Lily?
Ne oldu Lily?
- Lily, what's wrong?
- Lily!
It's not gonna bring Lily back, now, is it?
Bu, Lily'i geri getirmeyecek sonuçta, değil mi?
A lily liver, a priest's son... a namby-pamby... and a wet willy.
Korkak tavuk, Peder'in oğlu, kararsız oğlan ve ıslak kamışlı.
Lily's settlement from the accident came in.
Lily'nin kaza için açtığı davada uzlaşmaya varılmış.
Oh my God, is Lily trying to buy her friendship?
Hass.. tir! Lily onun arkadaşlığını Parayla satın almaya mı çalışıyor?
Oh, Lily, it's funny how you bossed around that Miles kid but you can't have him around us.
Oh Lily, şu Miles denilen tipi ezmen çok eğlenceli ama sürekli bizimle takılmasına izin veremeyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]