Lilywhite translate Turkish
48 parallel translation
Good afternoon, my Paulina Lilywhite!
İyi akşamlar, benim Paulina Beyaz zambağım!
And this is Precious Lilywhite.
Ve bu da Precious Lilywhite.
Howard Moon and Vince Noir, you are hereby charged with the murder of Precious Lilywhite.
Howard Moon ve Vince Noir, Sizler Precious Lilywhite cinayetiyle suçlanıyorsunuz.
In fact, I'd much rather kill you than look at you, Mr Lilywhite.
Ve gerçekten de sana bakacağıma seni öldürmeyi tercih ederim bay Lilywhite.
Ma Lilywhite'd tear your ears off and spit'em in your eyes.
Anne Lilywhite olsaydı senin kulaklarını yırtıp gözlerine tıkardı.
Every morning for months now when I walk the beach into town, I see Captain Lilywhite standing on his stoop and jabbering away to anyone who will listen about the evils of a centralized fence.
Aylardır her gün, sahilden kasabaya doğru yürürken Kaptan Lilywhite'ın kambur bir şekilde durup onu dinleyen insanlara, merkezi yönetimin kötülüklerini anlattığını görüyorum.
The longer it takes them to hear it, the more fuel Lilywhite can throw on the fire.
Bunu duymadıkları sürece, Lilywhite onları daha da gaza getirecek.
I'm not about to say otherwise for the benefit of Captain Lilywhite or any of the other idiots out there listening to him.
Kaptan Lilywhite veya dışarıda onu dinleyen aptallar yüzünden geri adım atmayacağım.
He withdraws his men from the street, at which point Captain Lilywhite and his mob are free to burn everything in sight with the Guthrie name on it.
Adamlarını sokaktan çeker ki bu durumda Kaptan Lilywhite ve çetesi üstünde Guthrie yazan her şeyi yakıp yıkmak için serbest kalır.
I'll take the good news to Captain Lilywhite.
Güzel haberleri Kaptan Lilywhite'a ulaştırayım.
Guard : A little thank you for the seattle observer article, lilywhite.
Seattle Observe makalen için küçük bir teşekkür Lilywhite.
I have a man named Major Lilywhite claiming you broke into his home and assaulted him last night.
Major Lilywhite adındaki biri dün gece evine girdiğinizi ve ona saldırdığınızı söyledi.
But recently, he had become quite close to one of the new patients, Major Lilywhite.
Yakın zamanda yeni bir hastamızla arkadaşlık kurmaya başlamıştı, Major Lilywhite.
I need you to bring in Major Lilywhite, white male, 30-ish.
Bana Major Lilywhite'ı getirmeni istiyorum. Beyaz erkek, 30 yaşlarında.
I need you to bring in Major Lilywhite.
- Benim için Major Lilywhite'ı çağır.
Somewhere out there, Major Lilywhite, the most presciently named zombie of all time,
Dışarılarda bir yerlerde, Major Lilywhite, tarihin en öngörülü zombisi...
Show your card, Lilywhite.
Kartını göster Lilywhite.
What the hell, Lilywhite?
Bu da ne, Lilywhite?
But you're Major mother-flipping Lilywhite, and you don't quit.
Fakat sen lanet olası Major Lilywhite, sen pes etmiyeceksin.
And, Lilywhite, there still any Utopium in here?
Ve, Lilywhite, burada hala utopyum var mı?
Major Lilywhite.
Major Lilywhite.
This is the guy Major Lilywhite claimed attacked him.
Major Lilywhite'ın kendisine saldırdığını iddia ettiği adam.
Yeah, Major Lilywhite.
Evet, Major Lilywhite.
Major Lilywhite. You have the right to remain silent.
Major Lilywhite tutuklusun.
How do the same body bags you use at the morgue end up under Mr. Lilywhite's bed?
Morgda kullandığınız torbaların aynıları nasıl olup da Bay Lilywhite'ın yatağının altında bulunabildi?
Think about what we discussed, Mr. Lilywhite.
Ne konuştuğumuzu hatırla, Bay Lilywhite.
They use the cell phone network to control minds, so, maybe Major Lilywhite is the killer, but I can prove he's merely a patsy in a conspiracy to create the perfect assassin.
Zihinleri kontrol etmek için cep telefonu ağını kullanıyorlar. Major Lilywhite belki katil olabilir ama onun kusursuz suikastçi yaratma projesi kapsamında sadece bir kurban olduğunu kanıtlayabilirim.
So, you saw Mr. Lilywhite on T.V. and decided to reach out, because...
Yani Bay Lilywhite'ı televizyonda gördünüz... ve iletişim kurmaya karar verdiniz, çünkü...
You sold guns to Major Lilywhite?
Silahları Major Lilywhite'a mı sattın?
We've just learned that, on the strength of new witness evidence, Major Lilywhite has been charged with the Chaos killings, and has been released on bail, paid, it seems, by his employer.
Major Lilywhite'ın bir görgü tanığının ifadesi doğrultusunda Kaos Katili olmakla suçlandığını,... ve patronu tarafından ödenen kefaletle serbest bırakıldığını öğrendik.
- Major Lilywhite, you're under arrest...
- Major Lilywhite, gözaltındasınız...
Your client, Major Lilywhite, is a friend.
Müvekkilin, Major Lilywhite, bir arkadaşım.
Major Lilywhite was released last night.
Major Lilywhite dün gece serbest bırakıldı.
Lilywhite.
Lilywhite.
Lilywhite, along with "right in front of you," what's another place that bad guys might be?
Lilywhite, kötü adamların hemen önünden başka olabileceği başka bir yer var mı?
Lilywhite.
Lilywhite. Al bakalım.
Major Lilywhite. If we ever see you again, I'm gonna kill you with this gun.
Seni bir daha görürsem bu silahla öldürürüm.
Nice work out there today, Lilywhite.
Bugün iyi iş çıkardın Lilywhite.
Watching a newly human Major Lilywhite disgustingly consume several gallons of ice cream.
Tekrar insan olan Major Lilywhite'ın iğrenççe birkaç kilo dondurma yemesini izliyordum.
- Suck it up, lilywhite.
- Zıkkımlan şunu Lilywhite.
I wanna say major lilywhite...
Major Lilywhite demek istiyorum...
Major Nathaniel lilywhite!
Major Nathaniel Lilywhite!
Major lilywhite!
Major Lilywhite!
You were right about major lilywhite not being a mass murderer.
Major Lilywhite'ın seri katil olmaması konusunda haklıydın.
Lilywhite and Bell, in position.
Lilywhite ve Bell, pozisyon aldı.
Lilywhite, Bell, confirmed.
Lilywhite, Bell, anlaşıldı.
Major Lilywhite is a monster.
Major Lilywhite bir canavar.