English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Limpet

Limpet translate Turkish

51 parallel translation
Sorry sir, of course I realise it is very early but I thought you would wish me to inform you at once that the steamship "Cabinet Minister", Blue limpet line, was wrecked.
Kusura bakmayın, efendim ; çok geç olduğunun farkındayım ama "Cabinet Minister" gemisinin battığını size acilen bildirmemi isteyebilirsiniz diye düşündüm.
Limpet mine on the wall outside.
Dışarıdaki duvarda vantuzlu mayın.
Just the man for the limpet mine job.
Vantuz mayını işinin tam adamı.
The huge bull limpet, enraged by the rock, endeavours to encircle its sprightly opponent.
Kaya yüzünden öfkeli iri erkek minare neşeli rakibini çembere almaya çalışıyor.
With great skill he chooses his moment and then, quick as a limpet, with one mighty bound, buries his fangs in the wolf's neck.
Büyük bir ustalıkla saldırı anını seçiyor, bir deniz minaresi çevikliği ve güçlü bir sıçramayla dişlerini kurdun boynuna geçiriyor.
Is the limpet. This hot-blooded little beast With its tentlike shell is always on the job.
Bu sıcak kanlı yaratık, çadır benzeri kabuğuyla her zaman iş üzerindedir.
Frankly, I don't know how the female limpet Finds the time to adhere to the rock face.
Dişi denizkozalağı kayaya yapışacak zamanı nereden bulur, bilmem.
Limpet speaker in position, sir.
Dış hoparlör takıldı efendim.
We have a few limpet mines.
Birkaç tane mayınımız var.
- Yeah. I want you to stick to him like a limpet.
Apokrifanın ekinde var :
I want you to stick to him like a limpet.
O adama kene gibi yapışmanı istiyorum.
Billy the Limpet, bless him.
Kene Billy, Tanri onu bağişlasin.
Ratchett just brought down Billy the Limpet.
Ratchett Kene Billy'i indirdi.
Limpet mine Or worse.
- Limpet mayını. - Ya da daha kötüsü.
Limpet mines.
Deniz mayınları.
- Bicycle bombs, limpet mines, plastic, tripwire mines?
Bisiklet bombaları, mıknatıslı mayınlar, plastik patlayıcılar, AP mayınları gibi.
He will attach limpets to two other ships in the docks.
Limpet mayınlarını limandaki diğer iki gemiye o yerleştirecek.
This is a limpet.
Bu bir limpet mayını.
We need 2 diving suits, 20 kilos of coffee, 8 limpets...
Bize 2 dalgıç elbisesi, 20 kilo kahve ve 8 limpet mayını lazım...
It's like a limpet.
Sülük gibidir.
- A limpet.
- Sülük.
I see you have limpet mines here, as well.
Gördüm ki deniz mayınınız da varmış.
Tell that to the women and children that you maim and kill... with your limpet bombs and your pipe bombs.
Bunu boru tipi bombalarınızla öldürdüğünüz veya sakat bıraktığınız masum kadın ve çocuklara anlatın.
Well, it rides beautifully for such a limpet mine, and it is quick.
Böylesine bir mıknatıslı mayın için sürüş çok keyifli ve çok atik.
Sure, Mr. Limpet.
Tabii, Bay Limpet.
It's a mineral found in limpet teeth.
Denizkulağının dişlerinde bulunan bir maden.
Limpet?
Denizkulağı mı?
They'll use the limpet teeth to protect you in case the bomb goes off... when they yank you off of it.
Seni kenara çekerlerken bomba patlarsa... denizkulağının dişlerini seni korumak için kullanacaklar.
Got limpet's teeth.
Denizkulağının dişleri var.
Washed up in the debris were parts of a limpet mine.
Enkazın arasında limpet mayını parçaları vardı.
Got limpet's teeth. Whew! Look, I'm sorry I didn't call you sooner.
Denizkulağının dişleri var.
It's an operation called Limpet.
Limpet adı verilen bir operasyon var.
So, tell us about Limpet.
Hadi bize Limpet'ten bahset.
Well, Limpet's an ongoing anti-arms operation based in Washington. Standard tracer op. It's been running about a year.
Limpet yaklaşık bir seneden beri süregelen Washington merkezli silahlanma karşıtı standart bir gizli operasyon.
- Rex, it's this Limpet thing.
- Rex mesele Limpet.
Yes, I know what Limpet is. It's an enforcement case, nothing to do with Langley, or River House.
Evet, Limpet'in güvenlik operasyonu olduğunu biliyorum ve operasyonun ne Langley'le ne de Karargâh'la ilgisi var.
Limpet is operating in a highly incendiary region.
Limpet'in kışkırtılmaya çok müsait bir bölgede yürütüldüğünü biliyorsun.
See, the thing is, I'm not sure that Limpet is quite the abject failure that Angela Burr would have us believe.
Limpet'in Angela Burr'ün bizi inandıracağı gibi rezil bir fiyasko olduğuna pek emin değlim. - Öyle mi?
Really? So, the day that the Limpet case is ours, you get an uncle in Switzerland who has suffered an untimely death. A rich uncle.
Limpet meselesi bizim olduğu gün İsviçre'de zengin mi zengin ancak zamansız ölüveren bir amcan olacak.
There's an enforcement operation called Limpet. We have to keep our eyes on it.
Limpet adında gözlerimizi ayırmamamız gereken bir operasyon var.
Um, aside from the fact that she's working on Limpet, not really.
Sadece Limpet üzerinde çalıştığını biliyorum.
What is it?
- Nedir o? - Limpet kapatıldı.
Limpet's been closed down. Funding withdrawn.
Ödenek geri çekildi.
You've been lying to me about Limpet.
Bana Limpet hakkında yalan söylüyorsun.
Now the Yanks have pulled out, Limpet is dead and buried.
Şimdi Amerikalılar yoldan çekildiğine göre Limpet son buldu.
The Incredible Mr. Limpet.
The Incredible Mr. Limpet.
Just like Mr. Limpet.
Tıpkı Bay Limpet gibi.
- Limpet?
- Limpet mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]