Linda translate Turkish
6,076 parallel translation
We're here!
Buradayız, Linda.
Do you see anything? Linda, where are you?
Bir şey görebiliyor musun?
... outside the Exuma County Courthouse where we're just now finding out that Deborah Logan was found medically unfit to stand trial for the murder of Sheriff Linda Tweed.
Exuma Mahkemesinden sesleniyoruz, Az önce öğrendik ki Deborah Logan akli dengesi Yerinde olmadığı gerekçesiyle Şerif Linda Tweed'in cinayeti olayından feragat etti.
Blowing a load on me is like throwing holy water on Linda Blair.
Benim üzerime boşalmak Linda Blair'a kutsal su atmak gibi bir şey.
And that Philip, Linda, Phoebe and Nadine have finally come home.
Ve bu Philip, Linda, Phoebe ve Nadine Sonunda eve gelmiş.
Yes, Linda Stansbury was assistant coach for our boys'varsity tennis team a couple of years ago.
Evet, Linda Stansbury yardımcı antrenör oldu bizim çocuklar'üniversite tenis için Birkaç yıl önce takım.
And even if it were true about Lincoln and Linda Stansbury, Lincoln's certainly old enough. He's not a child.
Lincoln ve Linda Stansbury konusu doğru olsa bile Lincoln yeterince büyük.
You treated a patient named Linda Stansbury back in October for a broken wrist.
Ekim ayında bileği kırık Linda Stansbury adında bir hastayı tedavi etmişsiniz.
I'm arresting her for the murder of Philip, Linda, Phoebe and Nadine Stansbury.
Onu Philip, Linda, Phoebe ve Nadine Stansbury'nin cinayetleri için tutuklayacağım.
Sorry you had to see that, Linda.
- Bunlara şahit olduğun için kusura bakma Linda.
Those of you that know me know it's been a tough year for me personally... and that I wouldn't have gotten through it without the love and support of my beautiful wife, Linda.
Beni tanıyanlar bilir benim için zor bir sene oldu ve güzel eşim Linda'nın sevgi ve destekleri olmasaydı üstesinden gelemezdim.
I love you, Linda.
Seni seviyorum Linda.
I'm Linda. Hi. Andy.
Ben Linda.Merhaba. Andy.Errol'un dayısıyım.
You know how to talk dirty, don't you, Linda?
Beni nasıl azdıracağını gerçekten biliyorsun, di mi, Linda?
I think old Linda's got a thing for me.
Bence yaşlı Linda bana yazıyor.
Linda's just made pigs in a blanket.
Linda domuzları daha yeni fırına koydu.
Mira, que linda!
Sevimli şey seni!
Linda is meditating, sir.
- Linda meditasyon yapıyor, efendim.
Linda is ready for her swim.
Linda yüzmeye hazırlandı.
How's the water, Linda?
- Su nasıl, Linda?
One year ago today, Aaron Kasden, 16, was found dead in the yard of Michael and Linda Bennett.
Bir yıl önce bugün, 16 yaşındaki Aaron Kasden, Michael ve Linda Bennett çiftinin bahçesinde ölü bulunmuştu.
Linda!
Linda!
Gentlemen, Synturion has already launched a full-scale investigation into the deaths of Michael and Linda Bennett, as I'm sure Mrs. Stenson has already told you, and we're willing to be completely transparent.
Beyler, Synturion çoktan Michael ve Linda Bennett'in ölümüyle ilgili tam çaplı bir araştırma başlattı bile. Eminim Bayan Stenson size bahsetmiştir. Ve tamamen şeffaf olacağız.
I'm sorry to have to do this, but... you must have heard about Michael and Linda Bennett.
Bunun için üzgünüm ama Michael ve Linda Bennett'e olanları duymuşsunuzdur.
And, you know, while you're sitting in lockup awaiting your hacking trial, we'll be building a case against you for the murders of Michael and Linda Bennett.
- Sen duruşma gününü beklerken sana karşı Michael ve Linda Bennett cinayetinden bir dava oluşturacağız. Ben kimseyi öldürmedim.
Uh, yeah, Linda?
Evet, Linda?
Not Linda Lovelace, you pervs, Ada Lovelace.
Linda Lovelace değil sizi sapıklar, Ada Lovelace.
Linda's doing the opening.
Açılışı Linda yapıyor.
I think Linda suffered from a rare neurological condition called Congenital Analgesia, meaning she couldn't feel any pain.
Linda'da nadir görülen bir nörolojik rahatsızlık olan Doğuştan Analjezi olduğunu düşünüyorum. Yani, acıyı hissedemiyordu.
And since Linda was acting normally, no one had reason to suspect that anything was wrong.
Linda normal davrandığından kimsenin şüphelenmesi için bir nedeni de olmadı.
The world was such a dangerous place for Linda.
Dünya Linda için çok tehlikeli bir yerdi.
Can you think of anyone who might have wanted to hurt Linda?
Linda'ya zarar vermek isteyen birileri var mıydı?
To Linda Mullane.
Linda Mullane'ye.
I think I know who killed Linda.
Galiba Linda'yı kimin öldürdüğünü biliyorum.
Linda did.
Linda fark etmiş.
And what was killing Linda Mullane?
Ya Linda Mullane'yi öldürmek neydi?
She dropped him off at the courthouse at about the same time as Linda collapsed in court.
Linda'nın yere yıldığı anda eski karısı, onu adliye binasının önüne bırakmış.
Maybe he coerced some other lowlife into taking out Linda.
Belki de başka bir serseriyi Linda'nın işini bitirmesi için zorlamıştır.
Do you think he really killed Linda, or is he just taking credit for the murder to scare Kayla?
Linda'yı gerçekten öldürüğünü mü düşünüyorsunuz yoksa Kayla'yı korkutmak için böyle konuştuğunu mu?
Last month, Linda was prosecuting him.
Linda geçen ay, ona karşı olan davayı yürütüyordu.
Two criminals, both acquitted, both murdered immediately after their release, both prosecuted by Linda Mullane, who was also murdered.
İki suçlu, ikisi de beraat etmiş, ikisi de serbest bırakıldıktan hemen sonra öldürülmüş ikisinin davasına da Linda Mullane bakmış ve o da öldürüldü.
We already know that you killed Linda Mullane and Victor Ochoa.
Linda Mullane ve Victor Ochoa'yı öldürdüğünü biliyoruz.
Linda Mullane.
Linda Mullane.
You've already admitted to killing the drug dealer and Linda Mullane.
Zaten uyuşturucu satıcısını ve Linda Mullane'yi öldürdüğünü itiraf ettin.
I figured if he did that... he must have killed Linda.
Bunu yaptıysa Linda'yı da onun öldürdüğünü düşündüm.
We couldn't figure out why Linda didn't immediately call the cops when George admitted that he'd murdered someone.
George birini öldürdüğünü itiraf edince Linda'nın neden anında polisi aramadığını çözememiştik.
I was always too scared... not like Linda.
Korkak biriyimdir ben. Linda gibi değilim.
- Linda halpern.
- Linda halpern.
I'm, um.... marrying Linda Turner.
Ben, Linda Turner ile evleniyorum.
Linda.
Linda.
Hamilton died last year, and, uh... I reached out to console Linda, and, uh... we rekindled our friendship.
- Hamilton geçen sene öldü, ve teselli etmek için ona ulaştım ve arkadaşlığımız şiddetlendi.