Lined translate Turkish
1,804 parallel translation
If you're wondering why you can't see through these walls, Superman... they're lined with lead.
Duvarların arkasını göremiyorum diye endişelenme Süpermen. Hepsi kurşun kaplı.
The Kryptonite is safely ensconced in a lead-lined cartridge.
Kriptoniti, kurşun kaplamalı bir kartuşa yerleştirdim.
Listens to beethoven, wears a corduroy jacket with fleece-lined collar.
Beethoven dinliyor,.. ... fitilli kadifeden bir ceket giyiyor.
There's one more bank lined up on that same sewer main.
Aynı hat üzerinde bir banka daha var.
The isolation room has been lined with insulating material to prevent the entity from transferring out of him and into someone else.
Tecrit odası varlığın ondan başkasına geçmesini önleyecek bir madde ile kaplandı.
Oh, cousin got clothes-lined.
Aa, kuzen de sıraya girdi.
So, Rory, what do you have lined up postgraduation?
Rory, mezuniyetten sonra neler yapacaksın?
Hands together, knuckles lined up.
Ellerini birleştir. Eklemler düz bir çizgi olsun.
We got legislation lined up in 15 other states in January.
Ocak ayı boyunca sıralı olarak 15 mevzuatımız daha var.
I'm gonna need a concrete cell lined with lead.
Kurşunla kaplı beton bir hücre istiyorum...
- and get them lined up.
- onları hizaya sok ve bana getir.
You lined up interviews yet?
- Görüşme yaptın mı?
I would've lined them up and executed them one by one without hesitation.
Hepsini bir sıraya dizer ve hiç duraksamadan teker teker öldürürdüm.
We gotta assume one of'em is lined up behind the hostages ready to execute.
Onlardan birinin rehinelerin arkasında durup infaza hazır beklediğini varsaymamız lazım.
You ain't seen this many cops lined up since the centennial of Dunkin'Donuts.
Dunkin'Donuts'ın yüzüncü yıl dönümü bedavasından bu yana bu kadar polisi sırada görmemişsindir.
Hundreds have lined up to see Representative Hanaoka... take the stand in court.
Milletvekili Hanaoka'yı görmek için yüzlerce kişi dizildi mahkemedeki yerlerini aldı.
You had a job lined up in washington, D.C.
Washington D.C.'de yapman gereken bir işin vardı.
Hundreds of voters are lined up in Palm Beach County today to sign affidavits stating that they were confused by the ballot.
Yüzlerce seçmen bugün Palm Beach Bölgesi'nde toplandı. Oy pusulası yüzünden yanlış oy verdiklerine dair beyanname imzalıyorlar.
You're gonna have investors lined up around the block.
Yatırımcılar senin önünde kuyruk olacaklar.
Yeah, and I've got that dance camp lined up for the summer.
Evet, benim de yazın dans kampına katılmam gerekiyor.
And the next thing you know, this whole goddamn street... sorry... turns into a carnival with every holy-roller freak within a 100-mile radius lined up around the block to touch or catch a glimpse of my stucco job.
Şimdi etrafta ne kadar mucize meraklısı çatlak varsa gelip yeni sıvalı duvarıma dokunmak için bu lanet mahalleyi bir karnaval yerine çevirecekler.
all i had to do was bring one good book to book club, and you ladies lined up to kiss my ass.
Tek yapmam gereken kitap kulübünüze güzel bir kitap getirmekti. Ve siz hanımlar kıçımı öpmek için sıraya girdiniz.
Your mom doesn't want you living in the house anymore, and I don't have another place lined up.
Annen artık, senin evinde kalmanı istemiyor. ve kalacak başka yerimizde yok.
Lined with fleecy!
Yünlü sıcak tutar!
But Juan showed me his capes and they're lined with yellow.
Ama Juan bana onun keplerini gösterdi, sarı sarı dizilmişlerdi.
VH1 is putting together a farewell tribute at the Apollo, and they got a lot of big names lined up.
VH1 Apollo'da bir veda konseri düzenliyor. Ve bir sürü büyük isim var.
You'll have 20 bubbleheads lined up by tomorrow.
Yarın önünde 20 hatun sıraya dizilir.
We were all lined up for a night attack when a musket shot betrayed us.
Bir gece baskını için hazırlandığımız sırada üzerimize top ve mermi yağdı.
Yeah, it's gonna run on the Internet, in the lobby on the monitors, and I also lined up a group of dentists who are gonna show it in their offices.
Evet, internete vereceğim. Girişteki ekranlarda oynayacak. Ayrıca muayenehanelerinde videoyu gösterecek birkaç diş hekimiyle görüştüm.
This rifle is gonna go away in a little satin-lined case with the trigger locked and the safety on.
Bu tüfek, tetiği çekilmiş ve emniyeti açık şekilde bond çantada yola çıkacak.
Looks like sweet old Dwight already had himself a shot lined up.
Görünüşe göre, yaşlı Dwight bir atış hazırlığı yapmış.
He's got another one of them truck scores lined up.
Şu kamyon işlerinden bir tane daha çıkmış.
- You got any meetings lined up?
- Katılmak için toplantı ayarladın mı?
Yo yo yo, B, you should see the honeys I've got lined up for the next ad.
Bir sonraki reklamda kapıda kuyruk olan hatunları göreceksiniz.
See this lot of deckchairs we've got'ere, and these ones lined up over'ere, we gotta sand them down today, so no one gets splinters.
Şurada ve burada dizili olan şezlongları görüyorsunuz. Onları bugün zımparalayalım ki, kıymıkları kimseye batmasın.
You'll have 20 bubbleheads lined up by tomorrow.
Yarın 20 hatun önünde sıraya dizilir.
They claim that people were lined up against the well and shot.
İnsanların duvar önlerine dizilip vurulduklarını iddia ettiler.
That... or spend the rest of your life in an asbestos-lined cell.
Yoksa hayatının geri kalanını, asbestle kaplanmış bir hücrede geçirirsin.
CSI Sanders confirmed that the trajectory of the gun lined up with the victim's body as he tried to exit the vehicle.
CSI Sanders, merminin, kurbana, araçtan çıkmaya çalışırken... isabet ettiğini doğruladı.
Guess why all the ants were lined up like it was a buffet.
Karıncalar niçin şölen varmış gibi etrafına üşüşmüştü bil bakalım.
The shot's already lined up.
Nişan hali hazırda.
There are attacks on thousands of European financial institutions lined up here.
Binlerce Avrupa Finans kurumlarına saldılar sıralanmış.
I'm going to go speed dating. It'd be great to get a date lined up.
- Birinin olması hoş olurdu.
I've got some brilliant jobs lined up.
Sizi bekleyen harika işlerim var.
I've lined Simon up with a girl, Dad.
Simon'a kızın birini ayarladım baba.
I've got a sure thing lined up.
Ayrıca benim başka birşeyim var.
It is lead-lined and is too deeply buried For my infrared sensors to penetrate.
Kurşun kaplı ve kızıl ötesi algılayıcılarım için fazla derine gömülü.
Come on, I don't want to put on that suit. No. Levels are low enough for lead-lined gloves.
- Seviyesi kurşun kaplı eldivenlerle kontrol edebileceğimiz kadar düşük.
He's got boys lined up everywhere.
Adamlarını her yere dikmiş.
We've got a lot of great acts lined up.
Hey V.
Got a job lined up.
Bir iş ayarlandı.