English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Link

Link translate Turkish

5,301 parallel translation
No, I got the e-mail that you forwarded with the link, but I didn't open it.
Hayır, senden iletilmiş linkle bir posta aldım ama açmadım.
Just like you ignore every link to every house I need you to look at.
Tıpkı bakman için gönderdiğim halde senin görmezden geldiğin her ev linki gibi.
With Link. [exhales sharply] God.
Link'i de. Tanrım.
Was there any link to the cocaine?
Aralarında bir bağlantı var mı?
That's an interesting cuff link, Mr. Korlov.
İlginç bir kol düğmesi, Bay Korlov.
We were trying to find a link, but maybe we got too close.
Bir bağlantı arıyorduk ama belki de gereğinden fazla yaklaştık.
Nothing can link him to Pascal or anybody in the days leading up to his murder, so...
Öldürülünceye kadar Pascal veya başkasının karıştığına işaret eden bir şey yok.
And Link?
- Ya Link?
Link, buddy, that's great.
Bu harika bir haber Link.
Link. Link, don't look, buddy.
Link sakın bakma.
This is Link.
Mesaj bırakın.
Ali's tracking Link's phone.
Ali Link'in telefonunu takip ediyor.
Link isn't dead.
- Link ölmedi.
The one Link kidnapped.
- Link'in kaçırdığı.
Last chance. Where's Link?
- Son şansın, Link nerede?
Man, Link bringing in The Whale.
- Link Balina'yı getiriyor.
I'm gonna track down Link.
Ben Link'i takip edeceğim.
So is Link.
Link de.
There was a ruling a few years ago that established a weak link in the non-compete.
Birkaç sene önce rekabet etmeme hükmünde boşluk yaratan bir yargı kararı alındı.
You believe we have a symbiotic link "like bees and flowers."
Tıpkı "arılar ve çiçekler" gibi semiyotik bir bağımız olduğuna inandın.
Bats are linked to flowers too and key part of that link is "nectar." The password.
Yarasalar da çiçeklere bağlıdır ve bu bağın anahtarı "nektardır." Yani anahtar kelime.
But our link isn't symbiotic.
Ama bizim bağımız semiyotik değil.
We have no way to link the company to the crimes, much less the individual or individuals involved.
"Birisi mi ya da birileri mi olaya karıştı" dan öte Suçları şirkete bağlayacak hiç bir bağlantımız yok.
There was a link...
Link vardı...
I need that chip to make the neural link work effectively with Halo.
O çipe Halo ile birlikte sinirsel yolla çalışabilmesi için ihtiyacım var.
There's no link between her and Steward, no motive other than self-defense.
Steward'la arasında bir bağlantı yok. Nefsi müdafaa dışında gerekçesi de.
OR I'M GONNA - - I'M GONNA LINK YOU TO THE S.U.V. YOU KNOW, MAYBE - - I-I-IT WOULDN'T SURPRISE ME
Ya da o arabayla bir bağlantını bulacağım
Someone was hiding their link to the PX.
FT ile olan bağlantısını saklayan biri var.
There are several phones I can link to him.
Bağlantı kurabildiğim bir kaç telefonu var.
Our latest victim, Janice Cheswick- - track her activities as far back as it takes to find a link between her and our other victims.
Son kurban Janice Cheswick. Faaliyetlerini mümkün olduğunca eskiye kadar izle. Bakalım onunla diğer kurbanlar arasında bir bağlantı var mıymış.
I'd like to help, Seeley, but Dr. Brennan has no evidence to link these cases to a serial killer.
Yardım etmek isterim, Seeley, ama Dr. Brennan'ın bunları seri katile bağlayacak bir ipucu yok.
So show'em you can't be buried. Hey, I may have found a link to the gardener for Booth.
Booth'a bahçıvan için bir bağlantı bulmuş olabilirim.
Dr. Brennan's having Maya's exhumed so she can link Stephanie to the murder.
Dr. Brennan Stephanie'yi cinayete bağlamak için Maya'nın mezarını açtırıyor.
And the surveillance photos link us back to the FBI, so...
Gözetleme fotoları da bizi FBI'ya bağlıyor.
Link is on the transplant list.
Link nakil listesinde.
You've facilitated a link to a team of drug dealers with a distribution network in the UK worth millions.
İngiltere'deki dağıtım ağı sayesinde uyuşturucu tacirliği yapan ve milyonlarca pound kazanan çeteleri çökertmek için olanak sağladın.
Your link to them is Cybil but from the way you talk I think she was unique in this family.
Onlara bağın Cybil'den ama senin konuşmana bakılırsa o, bu ailede özeldi.
That place is the last link that I have to the Solano cartel and these guys that are protecting him.
- Kim aradı? - Sadece bir ses. İkimiz de Solano'nun Emniyet Teşkilatı'nda bir adamı olduğunu biliyoruz.
Well, only because Link McNeil kept getting close to getting a heart.
Link McNeil'in yeni kalbine kavuşmasını bekliyorum.
A heart's become available that's a match for Link McNeil.
- Link McNeil'e uyumlu bir kalp bulunmuş.
Uh, can you, uh, see if Link McNeil is here yet and, um, prep him for me?
Link McNeil geldiyse benim için hazırlar mısın?
Link McNeil... today?
Link McNeil, bugün?
Uh, they told us there's a heart for Link.
- Link için kalp bulunduğunu söylediler. - Bugün mü?
Uh, Link is gonna be fine.
Link iyileşecek.
But Link McNeil has got a heart, and I have to do that first.
Ama Link McNeil için kalp bulundu. Ameliyatı yapmadan gidemem.
Is that for Link McNeil?
Bu Link McNeil için mi?
Owen is here, I am here, and we're gonna follow up with Link post-op, okay?
Link'in durumuyla yakından ilgileneceğiz.
Link's heart is responding well, and so is he.
Link'in kalbi uyum sağlamış gibi görünüyor. Sorun çıkmayacaktır.
Yeah, there must be a way to link him to one of them... especially'cause he was the lead investigator at the time.
Evet, içlerinden birini ona bağlayacak bir yol olmalı. Özellikle, o zamanlarda.. Baş Müfettiş o olduğu için.
She thinks she's in the clear, but there's one person who can link her to my father's frame-up.
Kendisine toz kondurulmayacağını sanıyor. Ama babama atılan iftirayı ona bağlayacak birisi var...
_
- Ben Link.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]