English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Linklater

Linklater translate Turkish

33 parallel translation
Time to make another awful Richard Linklater movie.
- Haydi kalk, Ethan. Dandik bir Richard Linklater filmi daha yapmanın zamanı geldi.
Linklater.
Linklater.
This is Linklater.
Ben Linklater.
He killed Linklater, too.
Linklater'i de öldürdü.
You know, I worked with Richard Linklater on a film called a Scanner Darkly...
Bilirsin, Richard Linklater ile a Scanner Darkly adlı filmde çalışmıştık...
Maurice Linklater?
Maurice Linklater?
Linklater, hold fast, we shall see you right.
Linklater, dayan. Yardım ediyoruz.
Drake's friend Linklater, the distance flown from window to rail, we've assumed more than one assailant. We have.
Drake'in arkadaşı Linklater'ın pencereden düştüğü mesafeye bakarsak, birden fazla - saldırgan olduğunu düşünüyoruz.
And the only mark on Sergeant Linklater's body was a circular bruise to the sternum.
Çavuş Linklater'ın vücudunda bulduğumuz tek iz göğüs kafesindeki yuvarlak çürüktü.
They both fall within the beat of your man Linklater.
İkisi de Linklater'ın bölgesinde.
The rooms Linklater was thrown from, the woman there goes by the name of Blush Pang.
Linklater'ın atıldığı evdeki kadın. Blush Pang olarak tanınıyor.
Whatever his motivations, it is this which Sergeant Linklater found himself amidst, this which laid claim to our German, here.
Amaçları ne olura olsun Çavuş Linklater'da kendisini bu savaşın içinde bulmuş. Bu olay, buradaki Alman'ın canına mal olmuş.
Mr Linklater?
Bay Linklater'ı mı?
I found this in Sergeant Linklater's personals.
Bunu Çavuş Linklater'ın özel eşyaları arasından buldum.
For collection by Maurice Linklater.
Maurice Linklater tarafından alınmak üzere yollanmış.
The same substance we believe Maurice Linklater may have taken.
Maurice Linklater'ın da almış olduğuna inandığımız maddenin iğnesiyle.
Tar that is sat waiting for Maurice Linklater to collect it.
Tıpkı Maurice Linklater almayı beklediği macundan.
What Linklater spoke to you of in the carriage, a wave of suffering...
Linklater'ın sana arabada bahsettiği buydu işte.
Linklater must talk to us.
Linklater'la konuşmamız lazım.
Sergeant Linklater is to be left in peace, Mr Reid, as you well know.
Çavuş Linklater'ı rahat olması gerekiyor, Bay Reid. Bunu sizde iyi biliyorsunuz.
Sergeant Linklater, a man covered in guilt and so close to death, he will ask for his grace one hour or the next.
Çavuş Linklater, pişmanlıkla ölüme gidiyor. Er ya da geç affedilmeyi isteyecek.
And you a mighty man, Maurice Linklater.
Sen de güçlü bir adamsın, Maurice Linklater.
A syringe..... a dose of narcotics administered to Sergeant Linklater.
Bir şırınga ile. Çavuş Linklater'a verilen bir doz uyuşturucuyla beraber.
A touch after eight this night last, as I prepared my testimony for the Linklater enquiry.
Linklater soruşturması için ifademe hazırlanırken, bu akşam. 8'den az sonrasıydı. Çok pisti.
Sergeant Linklater met his end.
Çavuş Linklater'ın sonu geldi.
Sergeant Linklater was his friend.
Çavuş Linklater onun arkadaşıydı.
The night my man Linklater passed?
Adamım Linklater'ın öldüğü gece?
I saw Inspector Shine murder Sergeant Linklater.
Ben Müfettiş Shine'ın, Çavuş Linklanter'ı öldürdüğünü gördüm.
He is decided on what the Linklater jury shall now hear from him.
Linklater konusunda kararlı. Jüri şimdi ondan dinlemek isteyecek.
" Dear Coach Linklater, as I wrote yesterday, Grace needs to be excused from running in P.E. because she's contracted a cold.
" Sevgili Koç Linklater,... dün de yazdığım gibi, Grace'in koşmadan muaf tutulması gerekiyor,... çünkü soğuk algınlığı var.
LINKLATER : Montgomery Clift is transcendent in I Confess. He's great.
İtiraf Ediyorum'da Montgomery Clift olağanüstü.
Mr. Linklater, would you consider yourself a medical miracle?
Bay Linklater, kendinizi tıbbın mucizesi olarak nitelendirir misiniz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]