Linnea translate Turkish
93 parallel translation
I mean that you should have let me and Linnea take care of the baby.
Bırak bu bebek işini Linnea ve ben halledelim demek istiyorum.
I lost something and Peter and Linnea picked it up and left me all by myself.
Evet bir şey yitirdim ; Peter ve Linnea onu elimden alıp beni yapayalnız bıraktılar.
That Peter and Linnea took from you.
Peter ve Linnea'nın elinden aldıkları bebeğin.
Linnea, I'm out of bed.
Linnea, uyandım.
Linnea is in here.
Linnea içerde.
- Hi, Linnea.
- Merhaba Linnea.
- Can I talk to Linnea, please?
- Linnea ile görüşebilir miyim lütfen?
- Del, I'm on the phone.
- Del, telefondayım. Linnea benim.
Elliot Gould, Delbert and Linnea Reese.
Elliot Gould, Delbert ve Linnea Reese.
- Linnea?
- Linnea?
Um, Linnea is my name.
Adım Linnea.
- Linnea, wake up and join the fun.
- Linnea, kalkıp eğlenceye katıl.
- Linnea, I want to dance with you!
- Linnea, seninle dans etmek istiyorum.
Then what should I do, Linnea?
O zaman ne yapmam gerektiğini söyle, Linnea?
- Linnea...
- Linnea...
What were you doing, Sara, when Linnea was lying there?
Lisa öylece orada yatarken sen ne yapıyordun, Sara?
I loved Linnea just as much as you did.
Linnea'yı ben de en az senin kadar seviyordum.
Now you're here to straighten things out so that you and Linnea can live happily wherever the hell you're living now.
Şimdi de Linnea'yla mutlu mesut yaşamaya devam edebilmek için ortalığı sakinleştirmeye geldin.
And Linnea...
Ve Linnea...
Hello, it's Linnea.
Alo? Ben Linnea.
Someone called Linnea.
Linnea diye birine.
- I've delivered firewood to her.
- Linnea mı? Ona yakacak odun götürmüştüm. - İyi.
Hi Linnea, it's Jomar...
Merhaba Linnea. Benim, Jomar...
- What do you mean, alone?
- Ne demek yalnız? Linnea'n var ya.
And I don't get why I have to babysit Linnea all the time.
Linnea'ya bebek bakıcılığı yapmaktan bıktım usandım.
I need help with Linnea today.
Bugün Linnea konusunda yardıma ihtiyacım var.
Well lately with Linnea.
Mesela en son Linnea meselesi.
Sandra had been nagging us to let her babysit Linnea.
.. bakıcılık etmek istediğini söyleyerek başımızın etini yiyordu.
It's not good for Linnea to be around all this bickering.
Linnea için bu münakaşaların ortasında olmak hiç iyi değil.
The house belongs to you and Linnea, but I was planning on staying there to raise your sister.
Ev sana ve Linnea'ya ait ama kardeşini büyütmek için orada kalmayı planlıyorum.
What I'm saying is, since the house belongs to you and Linnea and if I meet a new woman in ten years..... if I still live there with Linnea, I have rights. I was living with your mother when she passed away. Yeah?
Söylemeye çalıştığım şey, ev sana ve Linnea'ya ait ama on yıl içinde yeni bir kadınla tanışırsam ve Linnea'yla birlikte orada oturmaya devam edersem, bazı haklarım olacak.
Linnea is dead.
Linnea öldü.
She's the one that killed Linnea.
Linnea'yı o öldürdü.
Nobody was there and killed Linnea.
Orada kimse yoktu ve Linnea'yı öldürmedi.
- But Krister..... Linnea passed away last night from Sudden Infant Death Syndrome.
- Ama Krister... Linnea dün gece Ani Çocuk Ölümü Sendromu nedeniyle vefat etti.
Now, after Linnea, where this will take him I can't even begin to speculate.
Şimdi bir de üstüne Linnea olunca yorum yapmak daha da zorlaşıyor.
- Linnea died.
- Linnea öldü.
The Mare went in to Linnea instead.
Karabasan yine de Linnea için içeri girdi.
It's so quiet here without Linnea.
Linnea'sız bu ev çok sessiz.
Don't give these photos to Linnea before she's paid for them.
Ödemesini yapmadan, bu fotoğrafları Linnea'ya vermeyin.
Linnea.
Linnea.
Linnea Vihulainen.
Linnea Vihulainen.
- Linnea!
- Linnea!
My Linnea.
Linnea'm.
Who's Linnea?
Linnea kim?
Linnea lived like a respectable citizen the last couple of years.
Linnea, son birkaç yıldır saygın bir vatandaş gibi yaşadı.
Linnea hung out in those circles.
Linnea bu çevrede tezgah açardı.
Not about Linnea, Kikka or Kurt Metto, okay?
Linnea, Kikka veya Kurt Metto hakkında değil Tamam mı?
Linnea?
Linnea?
You had Linnea.
- Aptalı oynama.
We went out.
Sandra, Linnea'ya..