Lino translate Turkish
114 parallel translation
Lino, Dino, Pino...
Lino, Dino, Pino...
- Mr. Benedetti Lino?
- Bay Benedetti Lino ile mi görüşüyorum?
But call me Lino.
- Pasqualino Semirama.
Lino!
Lino!
- Is your name Lino?
- Senin adın Lino mu?
Weird, I had no recollection of the kitchen lino.
Gariğ, mutfağı pek anımsamıyorum.
It's better than bleeding'yours : Cosmic Lino.
Niye senin Cosmic Lino'dan iyidir :
Next to him, you're a Lino Ventura.
- Onun yanında sen, Lino Ventura'sın.
The carpet's brown and the lino.
Halı da kahverengi, yerler de.
Produced by Hisa Lino
Yapımcı : Hisa Lino
- Shit, Lino!
- Siktir, Lino!
Lino is right.
Lino haklı.
What's up, Lino?
Ne haber Lino?
Lino, he says you're a bum.
- Lino, tembel olduğunu söylüyor.
That's why Lino keeps calling his poor wife saying he doesn't know, and maybe they'll call him.
Bu yüzden Lino karısını arayıp duruyor bilmediğini söylüyor, ve belki onu arayacaklarını.
At least Lino tries.
En azından Lino çabalıyor.
Look at Lino.
Lino'ya bak.
- No, Lino did.
- Hayır, Lino'daydı.
Please, Don Lino, it's hardly been like work.
- Lütfen, Don Lino, benim için zevkti. - Sözümü bitireyim.
I have to pay Don Lino protection, so everything you owe me, you owe him.
Korunmak için Don Lino'ya ödeme yapmalıyım. Artık bana değil, ona borçlusun.
See, on top there's Don Lino.
Görüyor musun, en tepede Don Lino var.
So if Don Lino's squeezing'me, he's squeezing'you.
Don Lino beni sıkıştırıyorsa, seni sıkıştırıyordur.
It's a terrible thing, Don Lino.
Bu korkunç bir olay Don Lino.
Don Lino, at this most difficult time, please accept my deepest condolences.
Don Lino... bu acı ve ızdıraplı gününde, baş sağlığı dileklerimi kabul et.
The deal is off. That shark I killed was Don Lino's son.
Öldürdüğüm köpekbalığı Don Lino'nun oğluymuş.
That's right, I got the Sharkslayer right here in front of me.
Evet, Lino. Köpekbalığı Avcısı şu anda yanımda.
Shut up, Lino. Shut up.
Kapa çeneni Lino!
Yeah, and you tell Don Lame-o that I don't never, ever, ever, never, want to see another shark on this reef again.
Evet. Bunak Don Lino'ya resifte bir daha köpekbalığı görmek istemediğimi söyle. Asla!
Because I told Lino...
Çünkü Lino'ya dedim ki...
Shut up, Lino.
Kapa çeneni Lino!
- Oscar. And take a good look, Lino.
Şunu iyice kafana sok Lino.
Hey, Don.
Hey, Don. Lino.
Lino. Sir.
Efendim.
Come on, Lino, it's time to clean up your act.
Hadi Lino. Artık bu işi bitirelim.
All right, Lino.
Pekala Lino.
- Sorry. Where's Lino?
Lino nerede?
So, uh, Lino...
Evet, Lino...
That's lino, isn't it?
Bu çalan Lino değil mi?
Doko ni ikeba lino sonna kao shiteru kimi to
Nereye gitsem?
Doko ni ikeba lino sonna kao shiteru kimi to
Benimle aynı düşüncede olan seninle
- Hey, Lino!
Lino!
Lino...
Lino.
He keeps taking those anti-acids... he buys them off Lino. That one over there.
Lino'dan parayla satın aldığı ilaçları kullanıyor.
Lino is our errand boy.
Lino bizim ayakçımız.
- Lino...
- Lino.
Lino, you shouldn't be picky about food.
Yemek konusunda seçici olmamalısın o kadar, Lino.
Write it down, Lino.
Yaz bir yere, Lino.
- Lino, they want fucking kids.
- Lino, onlar çocuk istiyor.
It's great there.
Orası harika, Lino.
- Lino, here.
- Lino, gel.
Mine, Jose's, and Lino's, for he was there too.
Benim, Jose'nin ve Lino'nun.