English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Liquidate

Liquidate translate Turkish

181 parallel translation
" I give you one more week to liquidate Wenk, so you can plan everything reliably - - but not a minute longer -
"Wenk'i temizlemek için size bir hafta süre tanıyorum, " böylelikle her şeyi emniyetli bir şekilde planlayabilirsiniz...
"Then we must liquidate!"
"Öyleyse kurtulmalıyız!"
Someone may know it is now. - We need to liquidate.
Belki de buraya geldiklerini biliyorlardı.
- As long as they liquidate you.
- Mühim olan likide edilmeniz.
Now we've got a chance to liquidate and start over with a clean slate.
Artık tasfiye edip temiz bir başlangıç yapma şansımız var.
Trying to liquidate one of their own big shots.
Kendi kodamanlarından birini temizlemeye çalışıyorlar.
And I believe that the base metals are a sound speculation, provided you can liquidate enough of the Peterson Estates.
Ve sanırım, adi metaller, Peterson Emlakın yeterli bir bölümünü tasfiye etmeniz koşuluyla sağlam bir spekülasyondur.
My father was executor of the estate and refused to liquidate it.
Babam bu evin vasiyet infaz memuruydu ve tasfiyesini reddetti.
Not since we liquidate the tsar.
Çar'ı mahvettiğimizden beri Rusya'da krallık yoktur.
Maybe we should liquidate the human race and start all over again.
Belki de tüm insan ırkını harcamalıyız ve yeni baştan başlamalıyız.
Think they'd come and liquidate?
Sence gelip öldürecekler mi?
Whether they liquidate us or not when this thing is over, you just better get out of my way.
Bu iş bitince sürüyü yok etseler de, etmeseler de, ayak altından çekilsen iyi olacak.
Leonard Von Braun, inventor of the death ray bring back alive, or liquidate
Leonard Von Braun, ölüm ışınının yaratıcısı. Dirisini getirin, temizleseniz de olur.
Then why doesn't he have the sense to let his station head stay in Berlin... and arrange for somebody to liquidate Mundt?
Öyleyse neden karakol başkanının Berlin'de kalıp Mundt'un ortadan kaldırılması için Birini ayarlamasına izin vermiyor.
But I don't intend to liquidate this planet just yet.
Henüz bu küçük dünyayı yok etmeye niyetim yok.
He wants to know whether it's right to liquidate the Muriett Valley holdings.
Muriett Valley holdinglerini, tasfiye edip etmeyeceğimizi soruyor.
The countries most immediately threatened by Nazism formed an alliance and pledged to liberate occupied territory and to break the back of Nazism : to destroy the evil at its very source and liquidate all such regimes.
Nazizm tehlikesiyle gözleri derhal korkan ülkeler ittifak oluşturdular ve sadece işgal edilen topraklarını kurtarmak için değil aynı zamanda Nazizm'in belini kırmak ve musibetin çıktığı deliği kapatmak için aralarında anlaştılar.
If she's interfering with the execution, you may liquidate her.
Eğer infaza müdahalede bulunuyorsa ondan da kurtulabilirsiniz.
- Liquidate her?
- Kurtulabilir miyiz?
- I'm going to liquidate that bastard.
- O piçi yokedeceğim.
Take me a year to liquidate.
Hayatım monotonlaşmaya başladı.
And any time you want to liquidate it sooner, you can.
Hesabı ne zaman kapatmak isterseniz kapatırsınız.
Did you think we'd liquidate Townsend just on your word?
Sadece senin sözünle Townsend'i tasfiye edeceğimizi mi düşündün?
And so two men will arrive to liquidate him?
- Onu temizlemeye iki adam mı gelecek?
Liquidate the mayor - "
Belediye Başkanı'ndan kurtulun - "
The Ministry of Industry wants to liquidate AGIP.
Sanayi Bakanlığı AGIP'i tasfiye etmek istiyormuş.
On the other hand, how could one be sure that the decision not to liquidate was a good one?
Ama öte yandan, tasfiye kararının iyi bi fikir olmadığını nasıl bilebiliriz ki?
He wanted to liquidate AGIP.
AGIP'i kapatmak istedi.
What if everyone, I mean everyone, industrialists, priests the CIA and so on, are all agreed to liquidate us?
Farz edelim, herkes ama herkes, yani fabrikatörler, rahipler,... CIA falan, hepsi de bizi yok etmek için birlik olmuş olsalar?
The time has come to liquidate our guests.
Misafirlerimizi tasfiye etmenin zamanı geldi.
We usually liquidate.
- Genelde imha ediyoruz.
Liquidate the Nazarene.
Nazarene'den kurtul.
Is she showing you capital gains to make you liquidate your holdings?
Varlıklarını nakde çevirmek için birkaç sermaye kazancını gösterdi mi sana?
- They will try to liquidate me...
Beni temizlemeye çalışıyorlar.
- What do you mean "liquidate you"?
'Temizlemeye çalışıyorlar'ne demek? Öldürmeye yani.
We liquidate everything.
Her şeyi nakde dönüştürelim.
Liquidate?
Bitirelim mi?
You mean, liquidate?
Ondan kurtulacak mısınız yani?
After the revolt, the Germans decided to liquidate the camp, and early in the winter of 1943, they planted pines that were three or four years old to camouflage all the traces.
Ayaklanmadan sonra, 1943 kışının başlarında Almanlar kampı tasfiye etmeye karar verdiler. Tüm izleri kamufle etmek amacıyla üç ila dört yaşlarında çam ağaçları diktiler.
So you can see, gentlemen, that were we to liquidate Hollowmade... the return on our investment would in fact be quadrupled. But liquidate...
Anlayacağınız beyler, Hollowmade'i kapatarak elde edeceğimiz kazanç dörde katlanacak.
You have nothing left to liquidate.
Borcunu ödemek için yapacak birşeyin yok.
I had to liquidate certain things to make our balance sheet look good.
Bilançoyu iyi göstermek için bazı şeyleri tasfiye etmek zorunda kaldım.
You'll see your father and liquidate all our assets in the States.
Babanı görecek, ve Amerika'daki tüm mallarımızı paraya çevireceksin.
I control this company, and nobody's gonna liquidate us.
Biliyorum... Bu şirketi ben yönetiyorum ve kimse bizi tasfiye edemez.
Will you liquidate New England Wire and Cable?
New England Tel ve Kablo'yu tasfiye edecek misiniz?
I will pay the loans, and perhaps will sell everything to liquidate the debts.
Masrafları karşılamak için hepsini satmak zorunda kalabilirim.
I could help you liquidate them.
Onların borcunu ödeyip kapatmana yardım edebilirim.
I pick them up and liquidate them near the factory
Onları topluyorum ve fabrikanın yanında satıyorum.
The division commander Lt. Colonel Grechkove was given the order to liquidate the target.
Tümen komutanı Yarbay Grechkove hedefin imha edilmesi emrini almıştı.
I'm going to liquidate you.
Seni tasfiye edeceğim.
To liquidate them.
Yok edilmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]