English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lisbeth

Lisbeth translate Turkish

374 parallel translation
Lisbeth, dear...
Canım Lisbeth'im -
Don't you dare "dear" me!
Senin Lisbeth'in falan değilim! Biraz saygılı ol!
It's Bud Searcy and Lisbeth, too.
Bunlar Bud Searchy ve Elizabeth.
Come on, Lisbeth.
Haydi Elizabeth.
Lisbeth, honey, run down to the spring and fetch your poor old pappy a bucket of fresh water.
Elizabeth, tatlım, pınara koşup şu yaşlı babana bir kova taze su getiriver.
Lisbeth, go along with Travis.
Elizabeth, Travis'le birlikte git.
Bye, Lisbeth.
Güle güle Elizabeth.
Mama, Lisbeth says it's Old Yeller what's been doin all that stealing'out in Salt Licks.
Anne, Elizabeth Salt Licks'deki bütün o hırsızlıkları yapanın, Old Yeller olduğunu söylüyor.
Hello, Lisbeth.
Merhaba Elizabeth.
Mama, look at the little, bitty puppy Lisbeth give me.
- Böylece yarayı emip dışarı çekebilirler. - Anne, Elizabeth'in bana verdiği küçük köpek yavrusuna bak.
I'll be glad to take care of that. Lisbeth?
Bununla ilgilenmekten mutluluk duyarım.
Lisbeth, honey, Miss Coates here, she's in kind of a bind.
- Elizabeth, tatlım, Bayan Coates'un eli kolu bağlanmış durumda.
Mr. Searcy, Lisbeth's nothin but a little girl.
Bay Searcy, Elizabeth sadece küçük bir kız.
Me, Mama and Lisbeth.
Ben, annem ve Elizabeth.
Old Yeller just saved your life, and Lisbeth's too!
Old Yeller daha yeni senin ve Elizabeth'in hayatını kurtardı.
Him and Lisbeth Searcy are over at North Hill... Burying Old Yeller.
O ve Elizabeth Searcy kuzeydeki tepeye Old Yeller'ı gömmeye gittiler.
Housewife
Lisbeth SCHOLL Yaş 48, Ev Hanımı
If I could explain, Lisbeth.
Keşke açıklayabilseydim, Lisbeth.
On that recording after Lisbeth died, you can tell he's in mourning.
Lisbeth öldükten sonrakilerde yas tuttuğunu söyleyebilirim.
Poor Lisbeth...
Zavallı Lisbeth...
By the way, would you like to see the self-portraits we have of Lisbeth?
Siz de bu arada Lisbeth'in galeride sergilenmeyen fotoğraflarını görmek ister misiniz?
You're my son and Lisbeth's.
Guillaume! Sen, benim ve Lisbeth'in oğlusun.
She reminded me of Lisbeth.
- O, bana Lisbeth'i hatırlattı.
That's no reason to subsidise only anti-pain centres, twelve of them to boot, along with the exhibition of photos by Lisbeth Polonski that I'm not criticising at all.
Ama bu, bütün parayı ağrıkesici araştırmalar yapan merkezlere akıtmak için bir sebep değil. Üstelik de bu merkezlerin sayısı 12. Ve bir de Lisbeth Polanski'nin fotoğraf sergisi var ki o konuyu açmıyorum bile.
And on the night Lisbeth died, you washed the glasses.
Lisbeth'ın öldüğü akşam da bardakları yıkamıştın, hatırlıyorum.
I know, I help everyone. I helped Lisbeth too.
Evet biliyorum, ben herkese yardım ediyorum.
- Lisbeth Norregaard?
Lisbeth Nørregaard?
Lisbeth, I'm going now.
Lisbeth, artık gidiyorum.
Pil told me... that Lisbeth had been to the cabin.
Pil bana... Lisbeth'in kulübede olduğunu söyledi.
Lisbeth is going out tonight, and she's put something in the fridge for me to heat up.
Lisbeth bu gece dışarıda olacak. Dolapta, ısıtıp yemem için bir şeyler bırakmış olacaktı, ama ben ne olduğunu unuttum!
- Lisbeth.
- Lisbeth.
WHEN LISBETH AND I WERE MARRIED, SHE COULDN'T HAVE BEEN LESS INTERESTED IN SEX.
Elisabeth'le evliyken, dünyanın, sekse en az ilgili duyan kadınıydı.
MY SECOND WIFE, AFTER LISBETH.
- Elisbeth'den sonraki ikinci eşim.
- Lisbeth.
Lisabeth.
What? Lisbeth Changed The Locks.
Lisbeth kilidi değiştirmişti.
Things Change. Lisbeth And I Went Through A Divorce, And Now The Chemistry - -
Yani Lisabeth'le ayrıldık ama şimdi kimyamız..
Lisbeth? Brody : The Reporter That's Doing The Profile On Him.
Onu dergiye kapak yapacak olan muhabirle.
She's Done Nothing Wrong.
O yanlış birşey yapmadı. Lisbeth özgür biri.
Lisbeth.
- Lisbeth'den.
Steer Clear Of Lisbeth, And The Company's All Yours.
Lisbeth'in yakasından düş, şirket senin olsun.
Don't Worry. They'll Get Used To It. I Remember How Upset Cam Was When Lisbeth And I Split.
Lisabeth'le ayrıldığımızda Cam'in ne kadar kızgın olduğunu hatırlıyorum.
When Lisbeth And I Split, I Was A Mess.
Lisbeth'le ayrıldığımızda mahvolmuş durumdaydım.
- Lisbeth?
- Lisbeth?
No, Lisbeth Is Totally Cool With Our Arrangement.
Hayır, Lisbeth anlaşmamızdan gayet memnun.
I Don't Think He Was Talking About Lisbeth.
Bence Lisbeth'den bahsetmiyordu.
And You Walked Away From Lisbeth.
Ve sen de Lisbeth'den vazgeçmiştin.
Hello, Lisbeth.
- Merhaba Elizabeth.
Is Jeanne like Lisbeth?
Sence Jeanne, Lisbeth'e benziyor mu?
But you adored Lisbeth...
- Lisbeth'e de yardım ettim. - Hâlbuki Lisbeth'i çok severdin.
Lisbeth.
Lisbeth.
Lisbeth's A Free Agent.
İstediği kişiyle çıkabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]