Lisping translate Turkish
23 parallel translation
[Scoffs] Do you call the lisping of two children in a garden love?
İki çocuğun bahçedeki peltekliğine aşk mı diyorsun?
Now you're both stuttering and lisping
Hem kekeliyorsun hem de peltek konuşuyorsun.
- No, say it properly, without lisping
- Düzgün söyle, peltek değil.
Gosh, I'm lisping too now
Tanrım, ben de peltek konuşuyorum.
Maybe lisping runs in the family.
Peltek konuşmak genetiktir belki.
as if you're lisping
Peltekmişsiniz gibi yapacaksınız.
Sounds like I'm lisping, doesn't it?
Peltek konuşuyor gibi oldum, öyle değil mi?
( slurring ) "Your face?" ( lisping ) Yeth!
Yüzüm. "Yüzünüz mü?"
Brown, lisping as Oswald.
Brown, peltek bir Oswald.
[Lisping] No, thanks.
Yok, teşekkürler.
[Lisping] Missus, please take Scott... to sunny southern Florida... so I can have some peace from all his merciless teasing!
Bayan, lütfen Scott'u güney Florida'ya götürün ki, onun o acımasız şakalarından kurtulup, biraz huzur bulayım!
[lisping] oh, I could say the same thing.
Aynı şeyi bende söyleyebilirim.
[Lisping] The Securities and Exchange Commission.
Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu.
It's because from the day I was born, I've heard nothing but four-count Burpees and constant, lisping criticism.
Çünkü doğduğum günden beri sıçramalı şınav ve sürekli eleştiriden başka bir şey duymadım.
You lisping jerk!
Seni peltek namussuz!
Is he lisping?
Peltek peltek mi konuşuyor o?
You're lisping?
- Peltek konuşuyorsun!
Ohh, are you making a bad pun or just lisping?
Saçma bir benzetme mi yaptın yoksa dilin mi sürçtü?
- ORGY [lisping] It's ni-ice!
- Pekâlâ. Güzel.
Who are you-a, little-a lisping baby?
Sende kimsin küçük, peltek bebek?
( Lisping ) I'm so sorry, Charlie.
Çok özür dilerim, Charlie. Çok kötü hissediyorum.
A lisping voice.
Kaba tabirler.
Howard, Lisping :
- Evet bu benim.