Listen to what you're saying translate Turkish
73 parallel translation
I listen to you, and I watch your face, and I know what you're saying, but your eyes keep me from believing it.
Seni dinliyorum, yüzüne bakıyorum söylediklerini anlıyorum ama gözlerin inanmamı engelliyor.
Will you shut up and let me try and listen to what they're saying?
Sesini kesip ne söylediklerini dinlememe izin verir misin?
Stop and listen to what you're saying.
Dur ve kendini bir dinle.
Just listen to yourself. Do you hear what you're saying?
Ne dediğinin farkında mısın?
I'll take in to town, but just listen to what you're saying.
Bak, tamam, seni götüreceğim, fakat ne söylediğine bir bak.
Listen to what you're saying.
Ne dediğini dinle bir.
What I hear you saying is a lot of up mines... and that's really good- - listen- - because you're starting to work out some of your anger.
Senden bir sürü defol başımdan duydum... ve bu gerçekten iyi- - dinle- - çünkü öfkeni çözmeye başlıyorsun.
Hear yourself. Listen to what you're really saying and to what you think you're saying.
Aklındakileri söylerken ağzından çıkanı kulağın duysun :
Peg, listen to what you're saying.
Ağzından çıkanı kulağın duysun, Peg.
Listen to what you're saying.
Şu söylediklerine bir bak.
Listen to what you're saying.
Ne söylediğini duy.
Listen to what you're saying.
Ağzından çıkanı kulağın duysun.
Listen to what you're saying, Pikul.
Söylediğin şeyi bir düşün, Pikul.
Here. Listen, jackass, do you have any idea what you're saying... or are you just some moron who has nothing better to do with his time than sit around and give bad advice?
Beni dinle, ukala, ne dediğinin farkında mısın yoksa kötü tavsiyeler vermekten başka hiçbir işi olmayan bir geri zekalının teki misin?
Listen to what you're saying.
Ne söylediğinin farkında mısın?
- What are - Listen to what you're saying! "Not enough"?
Dinlesene, "yeterli olmaz" derken ne demek istiyorsun?
! Listen to what you're saying!
Marion, ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin?
Listen to what you're saying, Mum.
Ağzından çıkanı duyuyor musun anne?
If you would only listen to us and do what we're saying you're tracking them all wrong.
Dediğimizi dinlesen ve dediklerimizi yapsan iyi olur. Onların yerini yanlış belirledin.
- Listen to what you're saying.
- Ne dediğini duyuyor musun?
Listen to what you're saying.
Başkan'dan birkaç adım uzakta olacaksın.
Listen to me, you pathetic freak. Even if what you're saying was true, you can be sure that I kept a few things to myself.
Bana bak ruh hastası manyak, söylediğin doğru bile olsa mutlaka bazı şeyleri kendime saklamışımdır.
Do you listen to what you're saying?
Ne söylediğini duyuyor musun?
Listen to what you're saying, Clark.
Söylediklerini bir dinlesene Clark.
- Jerry, listen to what you're saying.
- Jerry, ne dediğinin farkında mısın?
Mr. Allen, listen to what you're saying.
Bay Allen, söylediklerinize dikkat edin.
Can you listen to this and tell us what they're saying?
Konuşmaları dinleyip bize ne dediklerini söyler misin?
Listen, you got a gun to your ear and some amped-up biker saying you're a cop, you do what you have to do.
Kafası güzel bir motorcu kulağına bir silah dayayıp polissin derse ne gerekiyorsa yaparsın.
Listen to what you're saying.
Söylediklerini bir dinle.
Listen to what you're saying.
Ağzından çıkanı kulağın duysun. Burası Harvard, tamam mı?
God, listen to what you're saying.
- Evet.
Well, listen to what you're saying to me.
Bana söylediğini dinler misin?
- I just want you to listen to what you're saying about yourself.
- Kendin hakkinda söylediklerini dinlemek istiyorum.
- Listen to what you're saying.
- Neler söyledigini dinle.
I'm trying to get you guys to listen, really listen, to what you're saying.
Sizi dinleyerek, gerçekten dinleyerek neler söylediginizi anlamaya çalisiyorum.
Listen to what you're saying.
Ağzından çıkan şeyleri kulakların duysun.
Chloe, listen to what you're saying.
Chloe, ne dediğine bir bak.
I am speaking, and even finger you're not listening and I'm just talking to not having to listen to your silence and not because they think you care what I'm saying.
Burada konuşuyorum ama sen dinliyor gibi görünmüyorsun sessizliğini bozana kadar konuşacağım ama söyleyeceklerimin senin için bir önemi olmadığını biliyorum.
When you're ready, Mr Locke, you'll listen to what I'm saying.
Hazır olduğunuzda, Bay Locke söylediklerimi dinleyeceksiniz.
Just stop and listen to what you're saying.
Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?
You're gonna have to listen to what people are saying.
İnsanların dediklerine kulak vermek zorunda kalacaksınız.
Listen to what you're saying.
Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?
Just listen to what you're saying for a second.
Şu söylediğine bir bak.
Listen to what you're saying, bitch.
Önemli mi diyor. Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?
Just listen to what you're saying.
Ne dediğini bir dinle.
I mean, I wish your cousin was here just to listen to what you're saying, because I'm sure he'd probably be touched and moved by how you feel about it, and how concerned you are about him.
Yani keske kuzenin burada olsa onun için söylediklerini dinleyebilse onun hakkindaki endiselerini duyabilse, su an çok duygulanabilirdi..
Señorita, listen to us Señorita, d'you hear what we're saying
Sinyorita, bizi dinle. Sinyorita, bize kulak ver.
- Listen to what you're saying.
- Ne diyorsun sen? Ne yapacaksın?
Do you listen to what you're saying?
Söylediklerini kulağın duyuyor mu?
Do you guys ever listen to what you're saying?
Ağzınızdan çıkanı kulağınız duymuyor mu?
Man, listen to what you're saying...
Adamım, ağzından çıkanı duymalısın...