English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lithium

Lithium translate Turkish

364 parallel translation
It has a lithium-cracking station.
Orada lityum ayrışım istasyonu var.
That was one of our lithium-crystal circuits, sir. Bridge to Transporter Room.
Lityum kristallerimizden biriydi.
Another lithium circuit. Now supplementing with battery power, sir.
Bir lityum devresi daha, Batarya gücüyle destek ver.
With those three lithium crystals gone...
- Bilmiyorum, üç kristal gidince...
One lithium crystal left, and that with a hairline split at the base.
Bir tane lityum kristali kaldı. Bir de ince bir çatlak söz konusu.
The entire ship's power is feeding through one lithium crystal.
Tüm geminin gücü tek bir lityum kristalinden sağlanıyor.
There's a lithium-mining operation on Rigel Xll.
Rigel XII'de lityum maden operasyonu var.
Notify them that we'll need the lithium crystals immediately upon arrival.
Vardığımız anda lityum kristali gerekli.
Why, girls, lithium miners. Don't you understand?
Lityum madencileri, anlamıyor musunuz?
Lonely, isolated, overworked, rich lithium miners.
Yalnız, terk edilmiş, işten yorulmuş, zengin lityum madencileri.
Lithium replacements are now imperative.
Lityum ihtiyacımız artık zorunluluk halinde.
And lithium crystals, my dear, are worth 300 times their weight in diamonds.
Lityum kristalleri pırlantadan 300 kat daha değerli.
Not at all, Mr. Spock. The choice was burning this lithium crystal or the destruction of another man's ship.
Seçim yapmalıydık, ya bu lityuma ya da birinin gemisine zarar gelecekti.
You want lithium crystals, and we've got them.
Lityum kristalleri istiyorsunuz.
Now I'll take the lithium crystals.
Şimdi lityum kristallerini ver.
I want those lithium crystals, and I want them now.
O lityum kristallerini istiyorum, şimdi!
We're coming aboard with the lithium crystals.
Kristallerle birlikte gemiye dönüyoruz.
Have you ever had lithium and tomato juice?
Hiç lityum ve domates suyu denedin mi?
I feel so light, that lithium I took today is really working.
Kendimi çok rahat hissediyorum, lityum işe yarıyor.
In five minutes, a poisoned gas pellet containing propane lithium compound will be released through thousands of air ducts in this city effectively annihilating half the population of Metropolis.
Beş dakika içinde, kentin havalandırma deliklerinden... zehirli gaz sızmaya başlayacak. Metropolis nüfusunun yarısı yok olacak.
Since I started taking Lithium, I feel more sensible than this month's Good Housekeeping.
Lityum kullandığımdan beri ayın evkadınından halliceyim.
And drugs, tranquilizers, depressants, lithium- -
ilaçlar, sakinleştiriciler, depresanlar, lityum -
Three, lithium.
Üç, lityum.
I think they've been putting something wonderful in your lithium.
Aldığın Lithium'lara bayağı güzel şeyler katıyorlar galiba. Lithium almayı bıraktım.
- Cupcakes and lithium salt!
— Kekler ve tuz ruhu!
- Lithium salt.
— Tuz ruhu.
Went home and took some lithium.
Eve gidip sakinleştirici aldım.
Well combined with lithium the two together form an initiator.
Lityumla bir araya geldiğinde, ikisi bir insiyatör oluşturur.
- It's a lithium-based arsenic.
- Lityum esaslı bir malzeme.
Lithium is highly combustible when it comes into contact with moisture.
Nemli deri ile temas ettiğinde Lityum tutuşuyor.
Lithium mode on.
Lityum modu açık.
- Lithium.
- Lityum.
- This is not Lithium, friend.
- Bu Lityum değil dostum.
- Lithium.
- * Lityum.
Well, Charles... after the bank, the lithium began to wear off...
Pekala, Charles... Sonra, lityumun etkisi geçmeye başlayınca...
Lithium.
Lithium.
Two attempted suicides, two bipolars who forgot to take lithium and a 40-year-old from the street claiming to be dead, all before lunch.
İki intihar girişimi, lityum almayı unutan iki manikdepresif ve ölü olduğunu savunan 40 yaşında bir sokak adamı, hepsi yemekten önce.
Lithium carbonate.
Lityum karbonat.
The other materials you'll need are... a lithium hydroxide canister...
İhtiyacınız olan diğer malzemeler bir lityum hidroksit kutusu...
Two lithium hydroxide canisters, I'm sorry... - a roll of grey tape.
Pardon, iki lityum hidroksit kutusu bir rulo gri bant.
He then returned to our room took a handful of lithium and locked himself in the bathroom, saying he was going to kill himself.
Sonra odamıza döndü bir avuç lityum aldı ve intihar edeceğini söyleyip kendini banyoya kilitledi.
- Why? - You stopped taking your lithium.
Lityumunuzu almadınız çünkü.
And you take lithium, Depakote and Synthroid.
Ve lityum, Depakote ve Synthroid kullanıyorsun.
Psych got her back on lithium, admitted her for IV antibiotics.
Psikiyatri ona lityum ve serum antibiyotiği verdi.
What about the rumors Senator Jackson was on lithium?
Senatör Jackson'ın yatıştırıcı ilaç aldığı söylentilerine ne diyeceksiniz?
Uh, are you currently on lithium?
Şey, sen hala lityum tedavisi alıyor musun? Evet.
Transporting down to surface of planet Rigel Xll to acquire replacement lithium crystals.
Rigel XII'nin yüzeyine iniyoruz.
I've stopped taking the lithium. Oh, Jesus, you're kidding!
Tanrım, şaka yapıyorsun herhalde.
Lithium...
Lityum ve Polonyum.
Lithium-argon battery.
Sıvı lityum-argon. 500 saat etkili.
Lithium?
Benimle gurur duyardın, Leslie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]