Lix translate Turkish

- Does she call you Lix?

- O da sana Lix mi diyor?

Lix and Leece in San Fran?

Lix ve Leece San Fran'de?

They also make Juice-lix.

Ayrıca Meyve Su-lix yapıyorlar.

We have one day to go, we don't have a programme yet.

- Sağ ol, Lix. Yayına bir günümüz var ve programımız henüz hazır değil.

Lix has got a lackey?

Lix yeni bir uşak mı almış?

Lix is looking for you.

Lix sizi arıyordu.

Lix... Freddie, Hector, Ron, now.

Lix, Freddie, Hector ve Ron, hemen.

Lix, do we have a camera down there?

Lix, orada bir kameramız var mı?

- Talk to Lix.

- Lix'le konuş.

Talking to Lix.

Lix'le konuşuyor.

How the hell does Lix know what you're doing as well?

Ne halt ettiğini Lix nasıI bilebiliyor?

Lix...

Lix...

- And who should I pity, Lix?

- Peki ben kime acımalıyım, Lix?

Lix wanted it all down.

Lix baştan aşağı hepsini istedi.

Hector and Lix felt it complemented all that's going on in Egypt.

Hector ve Lix, bunun Mısır'da olan bitenleri tamamladığı inancındalar.

Lix told me.

Lix söyledi.

Lix and I have been working on it and I don't quite feel that I'm getting the balance.

Lix ve ben üzerine çalışmaktaydık ve ben dengeyi sağladığım duygusunu alamadım.

Lix?

Lix!

Oh, I'm not...

- Hadi Lix. Hadi!

Lix, I need you to telephone your man in Cairo.

Lix... Kahire'deki adamına telefon etmeni istiyorum.

Please, just do it.

Lütfen Lix, sadece yap.

- Lix, coming?

- Lix, geliyor musun?

Lix...

- Lix...

Do you recognise him, Lix?

Onu tanıdın mı Lix?

Lix says that's where they all stayed.

Lix hepsinin orada kaldığını söylüyor.

Lix?

Lix...!

It's the cost, Lix.

Bedeli bu, Lix.

See?

Fe-lix.

Remember, Fé lix?

- Anlıyorum.

- Thank you, Lix.

Mısır?

- Lix!

- Lix!

Lix was looking for you.

Lix sizi arıyordu.

- Give us pictures, Lix.

- Bize resim lazım, Lix.

Lix.

Lix!

Come on, Lix!

- Olmaz.

- Lix?

Lix!

Lix is brilliant.

Lix harikuladedir.