English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lollipops

Lollipops translate Turkish

163 parallel translation
Not that everything was sunshine and lollipops up until then, but it was the Academy Awards that year when it became the point of no return for both Bette and Joan.
O ana kadar her şey güllük gülistanlık değildi tabii fakat o seneki Akademi Ödülleri Bette'yle Joan'ı, geriye dönüşü olmayan bir noktaya getirmişti.
Come and get your lollipops.
Gelip lolipoplarınızı alın.
Lollipops.
Lolipoplar!
Lollipops.
Lolipoplar.
- Lollipops.
- Lolipoplar.
- Lollipops!
- Lolipoplar!
Do you know why I eat lollipops?
- Neden lolipop yaladığımı biliyor musun?
Good. I got two lollipops.
Hostes bana 2 tane lolipop verdi.
Remember Kojak and the lollipops?
Kojak ve lolipopları hatırlıyor musun?
When I'm not kissing babies, I'm stealing their lollipops.
Çocukları öpmüyorsam bil ki ellerindeki şekeri çalıyorumdur.
Well, Kel, I guess as long as old men in hats drive cars and pass out lollipops, you'll be fine.
Keli, sanıyorum şapkalı yaşlı erkekler araba kullandığı ve şeker dağıttığı sürece sırtın yere gelmeyecektir.
"Sunshine, lollipops and rainbows ev- -"
"Güneş ışığı, lolipoplar ve gökkuşağı- -"
- "Sunshine, lollipops- -" - [Singing Along] "And rainbows, everything"
- "Güneş ışığı, lollipoplar- -" - "ve gökkuşağı, herşey"
Do you like lollipops?
Lolipopları sever misin?
Lollipops in the waiting room, no holocomic books more than six months old, house calls.
Bekleme odasında ki lolipoplar, altı yaşından büyükler için olmayan holografik komedi kitapları, ev aramaları.
I bought the lollipops and the glasses.
Şeker ve gözlük aldım o parayla.
Thank you, I'm trying to cut down on... lollipops.
Azaltmaya çalışıyorum, lolipopları.
I like simple pleasures like butter in my ass, lollipops in my mouth.
Basit şeylerden zevk alıyorum. Ağzımdaki bir lolipoptan mesela.
Don't ask for any lollipops. You won't get any.
Sakın bizden lolipop istemeye kalkmayın.
You'll get no damned lollipops from me.
Benden lolipop alamazsın.
You're not going to learn anything from being with these... lollipops.
Bu lolipoplar ile birlikte olarak hiçbir şey öğrenmeyi beceremeyeceksin.
They have lollipops, they have fudgesicles.
lolipoplar var.
- They could've used some lollipops.
- Birer lolipopa ihtiyaçları vardı.
Look, we don't hand out traffic lights like lollipops.
Lolipop gibi trafik ışığı dağıtamayız.
In the bakery window there are lollipops!
Pastanenin vitrininde lolipoplar var!
Like lollipops at the circus.
- Öyle. Sirkte yenen şeker gibi.
[HIGH-PITCHED VOICE] AND THERE'S A WHOLE BUNCH OF LOLLIPOPS AND RAINBOWS OUT THERE, TOO!
Ve dışarda bir sürü... renkli lolipoplar var.
In the state of Washington, all lollipops are banned.
Washington'da bütün lolipop şekerler yasaktır.
You mean the popcorn balls and the deformed lollipops?
Mısır patlaklarını ve bozulmuş lolipopları mı kastediyorsun?
Next time you lollipops need help, don't bother asking the main man!
Bir daha yardıma ihtiyacınız olursa Esas Adam'ı çağırmayın süt kuzuları!
Then I will buy you a bag of goddamn lollipops!
O zaman, sana bir kutu lolipop alayım!
Merry-go-rounds, lollipops or machine guns.
Atlı karınca, elma şekeri ya da makinalı tüfek.
For the last couple of months I have been adrift in a sea of puppy dogs, lollipops and, let's face it, mediocre metaphors.
Geçen birkaç ay boyunca yavru köpeklerle, lolipoplarla ve vasat metaforlarla dolu bir denizde başıboş gezdim.
My mommy said you had lollipops.
Annem sende lolipop varmış dedi.
Your customers will love these mood lollipops.
Müşterileriniz bu ruh hali lolipoplarına bayılacak.
I think I'll take care of those lollipops first.
Sanırım önce şu lolipoplarla ilgileneceğim.
I'm not having anything more to do with lollipops.
Daha fazla lolipop istemiyorum.
- Do you still give out lollipops?
- Hala lolipop veriyor musunuz?
And this baby's made of chocolate lollipops, so excuse us,
Ve bu bebek de çikolatalı lolipoplardan yapıldı, o yüzden izninle.
The rainbow acle course or the tickle maze or the shower of lollipops? I have to tell it was all fantastic.
Rengârenk engel pisti mi, gıdıklama labirenti mi, lolipop yağmuru mu?
Lollipops and candy canes.
Lolipop ve şekerler.
As long as you're braving the traffic, Would you mind picking up a dozen more lollipops for me?
trafiği atlatmayı başarırsan, bana bir düzine daha şeker alır mısın?
If you're here to buy my medical marijuana lollipops from my son, you're out of luck.I ate them all.
Eğer benim esrarlı lolipoplarımı satın almaya geldiyseniz, şansınız yokmuş.
'Cause she's just gonna use the money to buy more pot lollipops.
Çünkü parayı daha fazla lolipop almak için kullanır.
Your lips are like lollipops.
Dudakların lollipop gibi.
He brags about eating lollipops.
Lolipop yemek konusunda böbürleniyor.
He works in lollipops factory.
Lolipop fabrikasında yaşıyor.
Do you still give out lollipops?
- Hala lolipop veriyor musunuz?
We got lollipops.
Bize şeker verdiler.
no, now, we're not here for lollipops.
Hepsini bitirdim. Hayır, biz lolipoplar için gelmedik.
And this baby's made of chocolate lollipops.
Ve bu bebek çikolatalı lolipoplardan imal edildi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]