English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Long's

Long's translate Turkish

42,435 parallel translation
It's been too long since I raised my beautiful creatures.
Güzel yaratığımı beslemeyeli uzun zaman oldu.
- You were one of the bad kids. I was as a matter of fact, but that's a long time ago.
Çok kere yapmıştım, ama uzun zaman önceydi.
Well, it's been a long time since I've been to Paris.
Paris'e gitmeyeli çok uzun zaman oldu.
Sorry, it's been a long day.
- Kusura bakmayın.
They've waited a long time to see a man pull this sword.
Kılıcı taştan çıkartacak adamı uzun zamandır bekliyorlarmış.
So do you think it's gonna take a long time?
Uzun zaman alır mı sence? Belli olmaz.
I know Pat a long time. It's... you're gonna be fine, all right?
Pat'i tanıyorum ben, sorun çıkmaz, tamam mı?
And that last long hill, that's where we attack.
Ve o son rampada atağa geçeceğiz.
Okay well, as long as I make it back in time for decathlon, it's fine.
Yarışma için vaktinde döndüğüm sürece sorun yok.
Walter, How long do you predict before we can make our next jump?
Walter, bir sonraki sıçramayı yapabilmek için ne kadar süre gerekiyor?
It's not long now.
Çok bir şey kalmadı Faris.
It's a 7.5 ion storm, it's a miracle that we could talk to them for as long as we could.
7.5'lik iyon fırtınası var. Bu kadar bile konuşabilmemiz mucize.
All right, girls, in the meantime, our guests have had a long journey, so let's show them some hospitality, Smurfy Grove style.
Pekala kızlar, misafirlerimiz uzunca bir yoldan geldiler bu yüzden onlara karşı misafirperver olalım. Şirin Korusu'na yakışır şekilde.
It's been that long?
O kadar oldu mu?
I've been looking for my father's ring for a long time.
Babamın yüzüğünü uzun zamandır arıyordum.
It's taken me an unusually long time to find you.
Seni bulmak olağanüstü uzun bir zaman alıyor.
Based just on what I've tapped into during his file transfers in the last half an hour, he's got enough connections to terror groups and suspect funds to keep homeland security busy for a long time.
Sadece dokunduğum şeye dayanıyor Son yarım saatte yaptığı dosya aktarımında, Terör gruplarıyla yeterince bağlantıları var ve şüpheli fonlara
Well, this intel's only gonna last so long before it goes bad, so we got to move.
Bu bilgi bayatlamadan harekete geçelim.
It's a very long journey.
Çok uzun bir yolculuk.
A long time ago, there was an Indian Princess.
Uzuun zaman önce, bir Kızılderili Prensesi yaşarmış.
I don't think anyone's been up here in a really long time.
Bence buraya uzun zamandır kimse gelmemiştir.
Said he's been waiting for me for a long time.
Babamın uzun zamandır beni beklediğini söyledi.
It's found long long ago
Uzun zaman önce keşfedilmiştir.
The 60's is not so long.
Onlar tarih öncesi değilller.
Very interesting. Yes, you keep a secret for very long..
Evet, bir sırrı uzun süre saklarsın.
- It's been a long time.
- Çok uzun zaman oldu.
It was going to be a long winter.
Uzun bir kış olacaktı.
It's been so long
Uzun zaman oldu.
She has been a nervous wreck all day long and now she's experiencing more cramping.
Sinirleri tüm gün boyunca bozuktu. Ve şimdi daha çok kramp yaşıyor.
He's planned something, something long-term.
Bir şey planladı, uzun vadeli bir şey.
Tex, miss Cruz I would be tickled pink to have you race for Team Dinoco as you know we have a long history of great racers except for the cow Oh guys, I am still right here team Dinoco cruze!
Tex Bayan Cruz eğer Dinoco takımı için yarışırsanız çok memnun olurum bildiğiniz gibi bizimle pek çok büyük yarışçılar çalıştı Cow hariç ahh çocuklar ben hala buradayım Dinoco takımı Cruz!
This gold has taken a long journey from the mines of the inca, to the hands of the conquistadors, to the holds of Drake's ships, and finally to castillo de muerte.
Bu altın uzun bir yolculuğa çıkıyor Inca madenlerinden, Fetihçiler eline,
- Uh, okay. It's a long time.
- Çok uzun zaman oldu.
That's a hell of a long time to be scared.
Korkmak için çok uzun bir süre.
I'm trying to take a long-exposure photograph, but my flashlight broke.
Uzun pozlamalı fotoğraf çekmeye çalışıyorum ama fenerim bozuldu.
- Not as long as Chapman's still out there.
Chapman hâlâ oradayken olmaz.
You spend so long... Wondering if you're ever gonna ever fall in love, hoping...
Hiç aşık olacak mısın diye... o kadar merak edersin ki..
It's a long word.
- Muhtemelen. Kelime uzun.
I need the one person who, unlike me, learned to see through your bullshit long ago.
Benim aksime, senin saçmalıklarını uzun zaman önce anlamış birine ihtiyacım var.
How long have you been working here now?
Ne zamandır burada çalışıyorsun?
Well, that's a long time, isn't it?
Uzun zaman değil mi?
I don't have very long with you, so I just need you tell me what you can see outside the plane.
Çok konuşamayacağım uçağın dışında ne gördüğünü söylemeni istiyorum.
I'm assuming it's not a long list.
Uzun bir liste olmadığını sanıyorum.
At long last, Sherlock Holmes, it's time to solve the Musgrave ritual.
En sonunda Sherlock Holmes Musgrave ritüelini çözme zamanı.
No, Peter... death will remain a stranger to both of us... as long as the light burns within the planet.
Hayır, Peter ışık, gezegende yandığı sürece ölüm ikimiz için de yabancı olacak.
She's going long!
Hazırlanıyor!
How long's he been in there?
Ne zamandır içeride?
How long has he been with you?
Ne zamandır yanınızda çalışıyor?
Batman's been on the job for a very, very, very, very, very, very, very, very long time.
Batman bu işte çalışalı çok ama çok ama çok ama çok ama çok, çok, çok uzun zaman oldu.
As long as you're in the Phantom Zone, I'll be saving Gotham City, and that's all that matters to me.
Sen Fantom Bölgesi'nde olduğun sürece Gotham Şehri'ni kurtarıyor olacağım ve benim için de tek önemli olan şey bu.
As long as I'm doing a dime in the big house with my old man, everything's gonna be A-okay.
Hapiste 10 sene babamla yattığım sürece her şey yoluna girecektir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]