Look on the bright side translate Turkish
500 parallel translation
Why not look on the bright side of things?
Niye her şeyin iyi tarafını görmüyorsunuz?
But look on the bright side ;...
Ama duruma olumlu yönden bak.
Look on the bright side
Güzel tarafından bak.
Look on the bright side.
İyi tarafından bak.
I always try to look on the bright side.
Her zaman bardağın dolu tarafına bakmaya çalışırım.
I'm just tryin'to look on the bright side.
Ben yalnızca iyi tarafından bakmaya çalışıyorum.
Let us suppose to look on the bright side, we've only got to deal with... demi gods.
Birde iyi tarafından bakalım, sadece yarı Tanrılarla... ilgileneceğiz.
Always look on the bright side of life
Hep hayatın aydınlık tarafına bak
And always look on The bright side of life
Ve hep hayatın Aydınlık tarafına bak
So always look on The bright side of death
O zaman hep Bak aydınlık tarafına ölümün
Always look on the bright side of life
Hep hayatın doğru tarafına bak
And we have to look on the bright side.
Ve iyi tarafından bakmamız gerek.
I'll tell you. I always look on the bright side.
Olaylara daima olumlu yanından bakıyorum.
Master, please look on the bright side!
Usta, Lütfen kötümser olmayın!
Gotta look on the bright side.
İyi yönden bakmalıyız.
Hey, look on the bright side of things, Sonny.
Hey, işin iyi tarafına bak, Sonny.
Look on the bright side of things, man.
Biraz da İyi Tarafından Bak Dostum.
Hey, look on the bright side, huh?
Hey, birde iyi tarafından bak, olmaz mı?
Can't you try and look on the bright side?
Biraz da iyi tarafından bakamaz mısın?
- Yes, yes, we um... We must... must look on the bright side, ducks.
Olaya iyi tarafından bakmalıyız cicim.
Look on the bright side, eh, ducks?
İşe bir de iyi tarafından bak, olur mu cicim?
Got to look on the bright side, ducks.
İşe biraz da iyi tarafından bakmak lazım cicim.
Now, you just try and look on the bright side, eh, ducks? Hm?
İşe bir de iyi tarafından bak cicim, ne dersin?
Look on the bright side.
İşe iyi yanından baksana.
As long as we're here, look on the bright side.
Hep nefret ettim. En azından olumlu olmaya çalış.
I mean, look on the bright side.
İşe iyi yanından baksana.
Come on, Daddy, look on the bright side.
İyi yanından bak, baba.
Look on the bright side, Ambassador from now on, whenever you raise a toast to the good health of Babylon 5 I'll know you mean every word of it.
İşe bir de iyi yönünden bak, büyükelçi. ... bundan sonra Babil 5'in geleceğine kadeh kaldırdığında samimiyetinden kuşku duymayacağım.
Look on the bright side, April.
İyi tarafından bak, April.
Look on the bright side, Daddy.
İyi tarafından bak babacığım.
Yeah, well, look on the bright side.
- Bir de iyi tarafından bak...
So look on the bright side.
İşe iyi yönünden bak.
Look on the bright side, Dad.
Bir de iyi tarafından bak baba.
Well, look on the bright side.
- İyi tarafından bak.
Look on the bright side, dear.
Durumu iyi tarafından al hayatım.
But, look on the bright side.
İşe iyi tarafından bak.
Hank, look on the bright side.
Hank, ise iyi tarafindan bak.
Why don't you look on the bright side.
Neden olaya iyi tarafından bakmıyorsun?
Look on the bright side, Brother.
İyi tarafından bak ağabey.
Well, look on the bright side. Now you have a new shoulder you might finally finish that kayaking program.
Olaya iyi tarafından bak, artık yeni bir omzun var,... sonunda o kano sporu programını bitirebileceksin.
David, look on the bright side.
David, parlak tarafa bak
But I can look on the bright side. I'm off in 13 hours.
Ama olumlu bir şekilde bakıyorum.
I guess you can look on the bright side, Dad.
Sanırım iyimser olmaya çalışıyorsun Baba.
You may feel like nothing now, but look on the bright side.
Şu anda kendini bir hiç gibi hissedebilirsin ama iyi tarafından bak.
But when tragedy strikes, we have to look on the bright side. You know?
Tek söylediğim, bir trajedi olduğunda buna iyi tarafından bakmalıyız.
I gotta look on the bright side.
Ben bu duruma iyi tarafından bakacağım.
Look on the bright side, buddy.
Bir de iyi tarafından bak dostum.
I mean, look on the bright side.
İyi tarafından baksana.
hey, look on the bright side.
İşe olumlu tarafından yaklaş.
Look on the bright side, Tory.
İyi tarafından bak Tory.
Well, at least just look on the bright side.
İşe iyi yanından bak.