Look what i can do translate Turkish
276 parallel translation
Look what I can do.
Bakın ne yapıyorum.
Look what I can do.
Bakın ne yapıyorum!
Hey, Mom, look what I can do.
Anne, Bak! Ne yapıyorum.
Hey, Lise, Look what I can do.
Hey, Lise, bak ne yapabiliyorum.
Look what I can do.
Bak ben ne yapabiliyorum.
- Look what I can do.
- Bak, ne yapabiliyorum.
Look what I can do.
Bak ne yapıyorum.
Dad, look what I can do.
Baba bak, napıyorum.
Look what I can do to Mary Worth's smug sense of self-satisfaction.
Mary Worth'un fedakâr mizacına ne yapıyorum bakın.
In other words, I who know what to do with these nerve ends can make you look anyway I choose.
Başka bir deyişle, ne yaptığını bilen birisi olarak ben sana istediğim görünümü sağlayabilirim.
So why don't you let me see what I can do before you look for a fence.
Bu yüzden, siz bir aracı bulmadan önce, Neden benim neler yapabileceğime bir bakmıyoruz.
What is it that you can't believe, Drew, that I'm here or that I look the way I do?
Neye inanamadın Drew? Burada olduğuma mı yoksa görünüşüme mi?
Look Vicki I know you've been here a long time but you're underestimating what Koquillion can do.
Vicki, uzun zamandır burada olduğunu biliyorum ama Koquillion'un yapabileceklerini hafife alıyorsun.
Look, we'll see. I'll see what I can do, right?
Ne yapabileceğime bir bakayım, tamam mı?
Look, I know what I said out there, but I can't let you do this alone.
Daha önce dediklerime bakma. Seni yalnız bırakamam.
Look, you can play at being a detective, chasing ghosts, but at least do what I say.
Bak, hayaletlerin peşinde koşarak dedektifçilik oynamaya devam edebilirsin, ama en azından dediğimi yap.
I'm sorry I look this way, Father, what can I do for you?
Bu tarafa baktığım için bağışlayın Peder, sizin için ne yapabilirim?
Look what I can do.
Bak ne yapabiliyorum.
Look, if I can't give my brave boys a kind word and a big smile, what can I give them? Well, one or two ideas do suggest themselves... but you'd probably think they were unhygienic.
Eğer, Cadıavcısı Pursuivant'ı davet eden gizli bir komitenin üyesi olsaydınız, daha şimdiden dört arkadaşınızı yakmış olsaydı, herkese anlatır mıydınız?
Look, if I can make gods out of rock'n'roll stars, imagine what I can do for you.
Bak, rock'n'roll yıldızlarını tanrılaştırıyorsam, ne yapabileceklerimi bir hayal et.
Now look, Harry. I'm sick of you telling me what I can do and what I can't.
Bak, Harry, neyi yapıp, neyi yapamayacağımı söylemenden bıktım.
Look, I'll do what I can.
Hayır.
I mean, I can look out for myself, but, man, I don't know what he might do to Steel, the way he been actin'lately.
Kendi başımın çaresine bakabilirim ama... Adamım, onun son zamanlarda, neden bu kadar sert davrandığını bilmiyorum...
- Okay, look, I'll see what I can do.
- Tamam ne yapabilirim bakacağım.
Look, Ann, I don't know what you talkin'about, but you can't do this tonight, not tonight.
Bak, Ann! Neden bahsettiğini bilmiyorum ama bu gece olmaz.
Look, I'll see what I can do, Bill.
- Neler yapabileceğime bakacağım, Bill.
Look, I'm gonna do what I can do, Herb.
Hesap! Elimden geleni yapacağım.
- Look... What can I do for you?
Sizin için ne yapabilirim?
Look at what I can do!
Ne yapıyorum bak!
I hate the way I look, but what can I do?
Görünüşümden nefret ediyorum ama ne yapabilirim ki?
Look, I think that he just wants to see what he can do about your relationship.
Bak, bence sadece ilişkinizi düzeltmeye çalışıyor.
Well, look, I'll tell you what you can do.
Sana neler yapabileceğini söyleyim ben.
- Just so I can recognise you. - What do you think I look like?
Sadece seni tanımak istiyorum.sence ben neye benziyorum?
Look, I know it's not fair, especially on Solstice eve but what can I do?
Bak, bunun adil olmadığını biliyorum, özellikle Gündönümü Arifesi'nde... ama ne yapabilirim ki?
Look, I'm not promising you nothing, but I'll see what I can do.
Sana söz vermiyorum ama elimden geleni yapacağım.
Look £ ¬ the neighbors just wanna come over to ask for our help... and I think the least we can do is listen to what they have to say.
Bak komşular buraya sadece bizden yardım istemek için geliyorlar... Ve bence en azından söylemek istedikleri şeyleri dinlemeliyiz.
Look, we've only been going out a couple of weeks. Where do you get off telling me what I can and can't do?
Sadece bir kaç haftadır çıkıyoruz, yapıp yapamayacaklarımı söyleme cesaretini nereden buluyorsun?
Shh! Look, I understand. Maybe you were on the wrong track, Josh, but it's ok, because now you can figure out what you're really supposed to do.
Yanlış yöne girdiğini anlıyorum ama artık ne yapman gerektiğini bulacaksın.
Look, look, look, look, what we can do is, you and I, we can go to the garage, just you and me, and-and I'll drive, and you can stay out of the sight of the police,
Dinle, dinle... Bunu yapabiliriz, sen ve ben... Garaja gideriz...
Look, I'll see what I can do.
Dinle, bakayım ne yapabileceğim.
Look, I don't see what that dog has gotta do that Jerry Lee can't do.
Bu köpeğin Jerry Lee'nin yapamayacağı neleri yapabileceğini anlamıyorum.
Gretchen... look, I can't tell you what to do, but... I mean, if this were me... I wouldn't be in a relationship where I couldn't be myself.
Gretchen bak, sana ne yapman gerektiğini söyleyemem ama eğer senin yerinde ben olsaydım kendim gibi davranamayacağım bir ilişki içinde olmazdım.
It's after 6 : 00. You can do what you want. I'm gonna look at some of these before the whole day is shot!
Sen ne istersen yapabilirsin ama ben bütün gün ölmeden gidip birkaç yere bakmak istiyorum.
Look, I'm sorry, but what can we do?
Bak, üzgünüm ama ne yapabiliriz?
Look, Jo. You can't say something like that to me and expect me not to kiss you, so that's exactly what I'm gonna do.
Jo, böyle bir şey söyleyip de seni öpmememi bekleyemezsin.
- Look, can I come in? - And do what?
İçeri gelebilir miyim?
And the way I look at it is... it's my body, and I can do what I want with it.
Ve ben bakmak yoludur, Benim vücudum, ve ben yapabilirim ne onunla istiyorum,
- If you can. - Do you remember what happened last time? - Levi, look I haven't drank and drive in over two years, alright.
Levi, bak, iki yıldır alkollü araba kullanmadım, tamam... ve o konuda üzgünüm.
I can't believe anyone would look down on me because I'm good at what I do and because I love doing it.
Yaptığım işte iyi olduğum için ve yaptığım işi sevdiğim için kimsenin beni küçük göreceğini sanmıyorum.
Look, man, I do what I can do to help you all, but the game is out there.
Bakın, sizin için yapabileceklerimi yaparım, ama oyun burada bitti.
I know it doesn't look like much on paper, but see what you can do.
Gazetede öyle görünmüyor. Bakalım neler yapabileceğiz.