English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Loopholes

Loopholes translate Turkish

122 parallel translation
Phil, I'm not asking you to make loopholes where it counts - at the office and meeting people like at Anne's.
Phil, senden ofiste ya da Anne'ninki gibi toplantılarda istisna yapmanı istemiyorum ki.
No loopholes?
Küçücük bir boşluk da mı bulunamaz?
The men on the hospital loopholes, they've nothing to fire at.
Mazgallarda duranların hedefi yok.
No loopholes.
Açık bırakmayacak şekilde.
And I'll tell them there are no loopholes.
Ve onlara buradan kaçış olanağı bulunmadığını da söyleyeceğim.
You see, now I have time to think, to study, to search for loopholes that others might have overlooked.
Artık düşünmeye, araştırmaya vaktim vardı. Başkalarının atladığı boşlukları yakalayacaktım.
So there's no loopholes.
Yani eksik gedik yok.
These kids know all the loopholes.
Bu çocuklar bütün yasal boşlukları bilir.
Thriving mercilessly on loopholes and technicalities... the American legal profession has a field day.
Yasal boşlukları ve teknik detayları acımasızca kullanan... Amerikalı hukukçular alan araştırmasında.
It felt tight, no loopholes but I wasn't about to get cocky.
Keyfim yerindeydi, işler yolundaydı ama kendimi beğenmişlik etmiyordum.
Barbara, loopholes are an American tradition.
Yasa boşluğundan yararlanmak bir Amerikan geleneğidir.
The language of the contract seems chosen to avoid any loopholes.
Sözleşme her tür açık kapıyı önleyecek bir dilde yazılmışa benziyor.
A binding document, with plenty of loopholes.
Pek çok boşluğu olan bağlayıcı bir belge.
They've got all these little rules and precedents... and procedures and legal loopholes... and all these fancy words and books... all this crap that's more important than a human being.
Onların bütün kuralları ve gelenekleri usülleri ve yasal boşlukları ve bütün süslü kelimeleri ve kitapları yani bütün bu pislikler bir insan hayatından çok daha önemli.
[Chuckles] Actually, sir, with our creative bookkeeping... and corporate loopholes, we only pay three dollars a year.
Aslında efendim, muhasebe oyunlarımız ve kanunlardaki yasal boşluklar sayesinde senede sadece üç dolar vergi ödüyoruz.
I thank the man upstairs that we live in a country where the corporations can reap the profits from a death machine and, through the use of loopholes and disclaimers, not be liable when the lawsuits start flooding in.
Tanrıya şükürler olsun ki şirketler bir ölüm makinası üzerinden servet kazanıp yasal boşluklar ve feragatnameleri kullanarak, davalardan kendilerini kurtarabildikleri bir ülkede yaşıyoruz.
I put evil men behind bars... but the law has miles of red tape and loopholes... for these cocksuckers to slip through.
Ben kötü adamları parmaklıkların arkasına kapatıyorum ama kanunların bu orospu çocuklarının paçayı kurtarmasını sağlayan bir sürü eksiği, gediği var.
There are loopholes.
Boşluklar var.
X-ray vision for loopholes in the ARs.
Ordu yönetmeliğindeki kaçamak noktalara X-ışını gözlemi!
There's a whole bunch of them. They're like loopholes.
Bir sürü var, kaçış deliği gibi.
Lookin'for some loopholes, huh?
Bir kaçış noktası arıyorsun değil mi?
There are no loopholes this time.
- Bu sefer açık yok.
After that, if you still refuse to cooperate I'm sure that, in your lease, there must be one or two loopholes.
Ondan sonra işbirliğini yine de reddederseniz eminim ki, kira kontratınızda istismar ettiğiniz bir yada iki yasal boşluk vardır.
With loopholes.
Aralıklardan ateş alabiliriz.
"To finish off those criminals, who exploit the loopholes of the Iaw..."
"Bu suçluları bitirmek için kanundaki boşlukları kim istismar etti..."
Unlike the society you came from, there are no legal loopholes or shortcuts.
Ama geldiğiniz toplumdan farklı olarak burada yasal boşluklar yok.
- Not a lot of loopholes in your world?
- Senin dünyanda açık bulmak zor.
Tim Belden was a fervent believer in the idea of free markets and as such he spent hours poring over the new rules for the deregulation of California's energy industry, looking for loopholes that Enron could exploit to make money.
Tim Belden, serbest piyasanın savunucularından birisiydi. Kaliforniya ` nın enerji endüstrisini denetimden kurtaran yeni kuralları saatlerce inceledi ve Enron ` un para kazanmak için sömüreceği gedikler bulmaya çalıştı.
Tim Belden was a fervent believer in the idea of free markets and as such he spent hours poring over the new rules for the deregulation of California's energy industry, looking for loopholes that Enron could exploit to make money.
Tim Belden, serbest piyasanın. ... savunucularından birisiydi. Kaliforniya'nın enerji endüstrisini.
A single rate of income tax eliminates loopholes allowances and exemptions as well as encourages payments through use of low interest rates which theoretically would cause an economic boom.
Tek bir gelir vergisi oranı, vergi kanunundaki açıkları,... muafiyet, istisnalar ve teşvikleri engeller. Düşük faiz oranı, teoride, ekonomik patlama yaratır.
- Are there any loopholes to that rule?
O kuralda bazı esneklikler var mıdır?
But you know these Al-Qadr types, we have to make sure there's no loopholes.
Ama El Kadir üyelerini bilirsin. Hiçbir boşluk kalmasın istiyoruz.
And maybe he... came to believe those loopholes were sufficient to get him out.
Ve belki... bu açık kapıların O'nu dışarı çıkarmak için yeterli olduğuna inanma noktasına gelmişti.
and every reason was solid and structured, no loopholes.
Bütün gerekçeleri mantıklıydı, açıktı, öyle boş sebepler değildi.
And I have found the loophole of all loopholes.
Ve ben tüm olasılıklar arasından bir açık kapı buldum.
- Miss Quinn, as I'm sure you're aware, where large personal fortunes are concerned, contracts have a habit of developing loopholes.
Bayan Quinn, sizin de bilebileceğiniz gibi büyük, şahsi servetler söz konusu olunca kontratlarda boşluklar ortaya çıkmaya başlar.
- A lot of loopholes, Nick.
- Bir sürü eksik nokta var Nick.
Honey, I'm looking up state law and there seem to be so many legal loopholes.
Tatlım, eyalet kanunlarına bakıyordum da yasalarda bir sürü boşluk var.
That is a legalistic statement and one that is ridden with loopholes.
Bu kanunlara uygun fakat boşlukları olan bir açıklamadır.
Oh, well, hurray for loopholes!
Yaşasın yasal boşluklar!
I was looking for loopholes.
Boşluk arıyordum.
But if he knows that, he'll start working some angle, looking for loopholes.
Ama bilirse dolaplar çevirmeye, açıklar aramaya başlar.
Here we're exploiting the loopholes, when suddenly, we're very, very wrong.
Burada sistemin zaaflarından faydalanıyoruz. Ve bir anda bu sistem, görevini tam yapamaz oluyor.
By the time he's done finding loopholes and hiding assets,
Boşanana kadar tüm kirli çıkılarımı çoktan keşfetmişti bile.
I love loopholes.
Kaçamaklara bayılırım.
Why don't you use any of the tricks or loopholes or mechanisms
Neden naylon fatura ya da vergi kaçırma yapmıyorsun...
- It's the tricks, loopholes, and mechanisms that got me audited in the first place.
- Sahtecilik, vergi kaçırma,... düzenbazlıklar, beni ilk gördükleri yerde denetlerler.
Hmm? Scared your perfect plan had a few loopholes?
Yoksa kusursuz planında birkaç açık kapı mı var?
- Not tell her? - Well, the whole business depends on my not making loopholes whenever it's convenient. Why?
- Söylememek mi?
I'm not gonna leave you any loopholes.
En ufak bir açık kalmamalı.
I look for loopholes.
Açık ararım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]