English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Looping

Looping translate Turkish

91 parallel translation
Callahan follows him across the ring, landing a long, looping left to Brown's head.
Callahan, Brown'ı ring boyunca takip edip kafasına uzun, kıvrak bir sol konduruyor.
How else explain their strange, looping behavior?
Yoksa bunların tekrar eden hareketleri nasıl açıklanabilirdi?
Did you read about the jumbo jet-pilot that performed a looping?
Jumbo jet hakkındaki yazıyı okudun mu? Pilot havada takla atıp, çember çizmiş.
- Looping, with a jumbo?
- Çember mi çizmiş, bir jumboyla?
Don't you have looping this morning?
Bu sabah montajın yok muydu?
Call me "looping" or "tonio".
"Looping" ya da "Tonio" de bana.
Looping, i miss you.
Looping, seni özledim.
Make an effort, looping.
Daha çok öksür, çıkar onu geri.
No, no, no The point is, we're looping
Hayır, olduğumuz yerde dönüyoruz.
They're looping back, heading for the "Trigati."
Geri dönüyorlar. Trigati'ye gidiyorlar.
- Bull. No, I'll tell you what it is, a repeated pattern. They're looping a message.
Ne olduğunu söyleyeyim, tekrarlanan bir kod bir mesaj geçiyorlar.
" Looping the loop in an aeroplane.
"Bir uçağın içinde dönüp duruyor."
Not bad. Looping out with a devil flip to a head butt. - He's up and ready to rip!
Kötü başlamasına ve iki takla atıp sendelemesine rağmen hala ayakta ve hazır.
In all the time you were, um, looping, were you ever tempted to, um, do something crazy?
Dönüp durduğumuz o kadar zamanda siz hiç çılgın birşeyler yapmaya kalkıştınız mı?
There's a long, looping left hand.
Bu çok kuvvetli bir sol vuruş.
Looping the feed now.
Yüklemeyi yapıyorum.
Dude, she's looping.
Dostum, kısırdöngüye girdi.
Looping the ropes would have taken some time.
İpi geçirmek zaman almıştır.
Looping the feed now.
Görüntüyü yüklüyorum.
I'm almost done looping the surveillance cameras.
Güvenlik kameralarını bozdum bile.
And, Zelenka, I got some theories on looping the power in the gate to charge a dummy ZPM.
Zelenka, yalancı bir SNM'yi yüklemek için geçide güç aktarımı hakkında birkaç teorim var.
Looping I7.
L7'yi bağlıyorum.
Looping L7.
L7'yi bağlıyorum.
Looping L7.
Yönlendiriyorum.
Looping L7.
L-7'yi tekrarlatıyorum.
Outrigger, looping the feed.
Avara Demiri, görüntüyü tekrarlatıyorum.
They looked amazing. So you want me to get the biggest director in the game to see some low-budget indie flick that you think is amazing based on some out-of-context scenes from a looping stage.
Yani bu işteki en iyi yönetmene, sadece seslendirme sahnelerini görüp inanılmaz olduğunu söylediğin bağımsız düşük bütçeli bir filmi izletmemi mi istiyorsun?
The water comes from here pass line few turns S tight, the looping of death, and exit through lunge for mail.
Su buradan dümdüz akıyor, birkaç keskin viraj dönüyor, ölüm çemberinden geçiyor, ve mektup deliğinden çıkıyor.
I'm looping the security feed.
Kamerada görüntüyü sabitliyorum.
- Might it result in a looping-back of time?
- Zamanın geri dönmesiyle sonuçlanabilir mi?
I thought it was just looping the same clips over and over again, but it's not.
Aynı klipleri art arda seyrettiğini zannettim ; ama öyle değilmiş.
I have her looping around the block.
Binanın etrafında bir kaç tur atınca kendine gelir. Düzelecektir.
Nice looping!
Güzel dönüş!
That was brilliant, Tony. Looping the classroom video to the bad guys - While you evacted the kids.
Çocukları çıkarırken boş sınıfın görüntüsünü kötü adamlara göndermek çok zekiceydi Tony.
In Winnipeg, every day is If Day, and one must be careful when changing trains not to take the wrong line, not to end up looping back endlessly.
Winnipeg'de her gün bir Eğer Günü. Tren değiştirirken dikkatli olmak gerek. Yanlış hatta binip dönüp durmamalı.
So I spent the whole day in looping trying to get my dialogue intelligible, you know? And I went home, and my mom was like "Dad's gone."
Yani, Bilirsin, diyaloglarımı öğrenmeye çalışırken, tüm gün tekrarlar yaparken... ve eve gittim, annem şey gibiydi "Baban gitti" dedi
She's looping now. The pattern's degrading.
Döngüye girdi, çizgiler azalıyor.
You know, the looping here looks like a reef knot.
Buradaki düğüm bir gemici düğümüne benziyor.
Looping the loop even!
Havada dönüp duruyor!
I've tapped into the main security trunk line, but I'm still looping in breakers to make sure the tap doesn't get flagged.
Ana güvenlik sisteminin telefon hatlarına sızdım. Fakat hala sızmanın anlaşılmaması için uğraşıyorum.
It just keeps looping around downtown.
Hiçbir yere. Merkezde öylece dolanıyorlar.
Very inconsistent looping.
Kıvrımlar çok farklı.
I think you'd also have inconsistent looping, young man, if you were about to stuff yourself with orchids.
Ağzına orkide tıkmak üzere olsan, senin kıvrımların da farklı olurdu.
This one's got a looping pattern.
Bu yaranın yuvarlak bir şekli var.
These questions keep looping back to Kateb hiding out with aid groups.
Bu sorular, Kateb'in yeniden yardım birliğinde saklandığını gösteriyor.
When he tries to trap you and throws one of those fat, looping punches, you counter!
Seni köşeye sıkıştırmaya çalışırsa kocaman bir tane patlat sonra seri yumruklar. Kontra atak yap!
And there were millions of other colorful butterflies looping and swirling all around us, all in this beautiful formation of flying.
Ve orada milyonlarca başka renkli kelebek çevremizde, dönüyor ve burgular yapıyordu ve bunların hepsi güzel bir uçuş formasyonuylaydı.
- You're looping in Jai?
- Jai'i de mi soktun?
I'm looping the John street CCTV right now.
John Caddesi'ne bakan güvenlik kamerasını bozuyorum.
Looping the feed.
Sabitliyorum.
Looping.
Montaja.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]