English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Looter

Looter translate Turkish

45 parallel translation
He is a looter and a pillager!
Yagmaci ve hirsiz!
Was Donald signed up for the looter course?
Donald yağmacı kursuna yazılmış mıydı?
Cool, Larry the Looter.
Harika, Çapulcu Larry.
Got a looter under arrest, a minor.
Küçük bir çocuk tutuklandı.
Far from the slums... and your looter pals.
Mahallenden ve gösterici arkadaşlarından çok uzaktasın.
- How can I know you're not a tomb looter?
- Mezar yağmacısı olmadığınızı nereden bileyim?
Looter.
Ben, yağmacı değilim Joe.
But the next thing I know, I got a looter on my hands and... Maybe I'm crazy, but I was expecting a little...
Ama bir anda karşıma bir hırsız çıktı ve niyeyse teşekkür etmenizi bekliyordum.
I'm not a looter.
- Ben yağmacı değilim.
I just said I'm not a looter.
Ben yağmacı değilim.
Anyway, he gave it to me and this looter ran out.
- Sonra tüfeği bana verdi. Bir isyancı dışarı koştu.
Looter. Murderer.
Yağmacı.Katil.
Owner got back from lunch, found a looter inside.
Dükkân sahibi yemekten dönmüş, içeride bir hırsız varmış.
A looter?
Hırsız mı?
Stole it off a looter.
Çalıntıların arasından.
- you a looter?
- hırsız mısın?
- No, I'm not a looter.
- Hayır, hırsız değilim.
Roger. Another looter.
Bir yağmacı daha.
You're just a looter!
Sen bir yağmacısın!
It's my pig, stupid old looter!
Bu benim domuzum, seni aptal ihtiyar yağmacı!
You fucking looter.
Adi yağmacı.
You're a fucking looter!
Sen adi bir yağmacısın!
At any moment, if I see a looter around here, I'll damage his life!
Her an buralarda yağmacı birini görürsem, canını alacağım!
I don't wanna see no looter here.
Buralarda yağmacı görmek istemiyorum.
As long as it doesn't involve looter and slash tires which is now forbidden by the administration.
Mümkün olduğunca, yönetim tarafından yasaklanmış olan çapulculuğu ve şamatayı kapsamayacak.
My father's order the looter must be executed.
Babam yağmacıların idam edilmesini emretti.
LOOTER
YAĞMACI
The thief, the looter and the violent lover who'd dare
# Hırsız, yağmacı... # #... ve vahşi bir aşık #
Looter!
- Yağmacı!
It was a looter.
- Yağmacıydı.
Oh, a looter! Looter!
Yağmacı!
Common looter.
Sıradan yağma.
I've just never met a looter with your kind of dedication and endurance.
Daha önce hiç sizin sabrınıza ve bağlılığınıza sahip bir çapulcuyla karşılaşmamıştım.
- I'm not a looter.
- Ben bir çapulcu değilim.
Then you're simply a looter.
O zaman sadece bir çapulcusunuz demektir.
Only one fatality, a looter.
1 can kaybı var, bir yağmacı.
The looter.
Yağmacının.
You could be like, a looter, or a rapist, or a tittie-fucker.
Yağmacı, tecavüzcü veya meme sevici olabilirsin.
My father enchanted objects so that what might be a useless piece of wood in the hands of a looter would become magical in his.
Babam objeleri, bir yağmacının elinde işe yaramaz bir odun parçası olacak iken kendi ellerinde sihirli bir anahtar olacak şekilde tasarlardı.
No looter could miss this glimmer.
Hiçbir hırsız bu parıltıyı kaçırmaz.
Perhaps the looter did manage to survive after all.
Belki de yağmacılar birşeyler olmadan kurtuldular.
Don't you run from me... you looter sons of bitches!
Kaçmayın lan, yağmacı orospu çocukları!
I'm not a looter.
İhtiyaç duyulan bir şeyin boşluğunu doldurmak için alıyorum.
I'm a looter.
Yağmacıyım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]