English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lord's

Lord's translate Turkish

7,033 parallel translation
The Colcheans are preparing to attack. It seems Lord Sarpedon has failed.
Colcheans saldırı için hazırlanıyor, görünen o ki Lord Sarpedon başarısız oldu.
Lord Stan's is the place for the Lindy.
Lindy'nin esas yeri Lord Stan'in mekânıdır.
Lord Stan's.
Lord Stan'ın yerine.
Whereas your days, lord Key Lime of Custard, are numbered.
Oysaki senin gününe az kalmış, şövalye Limonlu Muhallebi.
It's also an oops upside the head of our lord and creator, Christ almighty.
Bu ayrıca efendimiz ve yaratıcımız olan yüce İsa'yı da ilgilendiriyor.
Devon Tucker, O.G. vice lord turned gun runner.
Devon Tucker, O.G'nin iki numaralı adamı ve silah kaçakçısı.
- d I will trust in the Lord d d I will trust in the Lord d
- â ™ ª Tanrı'ya inanacağım. â ™ ª Şimdi sıra sizde Bayan Florrick.
It's a shame about Lord Conde.
Lord Conde için üzüldüm.
Lord Ducasse's grain will put an end to the crisis.
Lord Ducasse'in tahılları sorunu çözecektir.
- Young Lord Ducasse's sudden desire to keep his grain for himself.
- Genç Lord Ducasse aniden tahılını kendine saklamaya karar vermiş.
Are you familiar with Lord Doisneau?
Lord Doisneau'yu tanır mısın?
There's rumors he wants the coal under Lord Doisneau's land.
Lord Doisneau'nun elindeki kömürleri istediğine dair söylentiler var.
"bring us, o lord" is always so spiritual, and since the President's faith was such an important part of his life...
"Efendimiz onu bize getir" daima ruhani bulmuşumdur. Başkanın inancının ve hayatının... önemli bir parçası olduğuna inandığım...
My lord, lady estelle is missing From her chamber and the guard at the door's been stabbed.
Lordum, Leydi Estelle kayıp, kapısındaki korumalarda bıçaklanmış.
My money's on Lord Aris.
Paramı Lord Aris'e yatırıyorum.
Apparently Lord Narcisse released her.
Görünüşe göre Lord Narcisse salmış.
I'm off to Beauvais to put in an appearance at Lord Gramont's Saint Day party.
Beauvais'e doğru yola çıkıyorum, Lord Gramont'un Aziz seramonisine gidiyorum.
You held my husband, Lord Julien's, bank account.
Kocam, Lord Julien'in banka hesaplarıyla ilgilenirdin.
It became Lord Julien's upon your marriage.
Evlenince Lord Julien'in oldu.
Since he's dead, it would go to his male heir, but now that the king has claimed your child, it would revert to the head of Lord Julien's family.
Öldüğünde, para Jülien'in erkek varisine geçecekti, ama şu an kral sizin çocuğunuzu kabul ettiği için, tekrar Lord Julien'in ailesine verildi.
[inhales sharply] In 1869, queen victoria Revoked lord marcel cavendish's nobility
1869'da Kraliçe Victoria Lord Marcel Cavendish'in asillik ünvanını bir genelevde bir adamı bıçaklayarak öldürdüğü için elinden aldı.
I'm rolling my r's. Enough. Lord cavendish is wiped out from all this work.
Lord Cavendish bütün bu çalışmadan dolayı çok yoruldu.
Lord knows I've never been capable of it.
Tanrı biliyor ki, ben de hiçbir zaman uygun olmamışımdır.
Wrong. Star-lord :
Yanlış.
That's our Protestant noble, Lord Cane.
İşte bizim Protestan Asilimiz, Lord Cane.
Lord! The religion's founder is intensely charismatic.
Müthiş bir karizması olan tarikatın kurucusunun danışmanı...
- I say that's up to Mrs. Lord.
- Bence bu Bayan Lord'un karar vereceği bir şey.
Listen, there's only one person that has anything to gain for snuffimg Damien Lord and you're too busy banging the broth to bring her in for questioning!
Dinle, Damien Lord cinayetini aydınlatacak sadece bir kişi vardı ve sen sorgulayacağın yerde sikmekle meşguldün!
You've limited influence on me, Mrs. Lord.
Üzerimde kısıtlı bir etkiniz var, Bayan Lord.
Most sacrilegious murder hath broke open the Lord's anointed temple and stole thence the life of the building.
En günahkâr cinayetlerle yağma edilmiş Tanrı'nın kutsadığı mabet. Çalınıp götürülmüş içindeki can.
Lord Winnie's father, people of the upper world,
Lord Winnie'nin Babası, üst dünyanın insanları,
In this house, we don't take the lord's name in vain.
Biz evde tanrının ismini boş yere kullanmıyoruz.
It's just that some people do not have the courage to accept the wisdom of the Lord.
Sadece bazı insanlar, Allah'ın bilgeliğini kabullenecek cesarete sahip değiller.
I'd like to start with the period of Mr. Bulger's life after the death of his son, when his enterprise expanded and he became a so-called "crime lord" of Boston.
Bölgesinin genişlediği ve ona "Boston'ın Suç Efendisi" dendiği zamanlardan.
We thank thee, Lord, for this is our food... for light, good health, with every good.
Tanrıya yemeğimiz sağlığımız, onun ışığı ve diğer her şey için şükrediyoruz.
Except maybe the Lord.
Belki Tanrı dışında.
The Lord's on our side, kid.
Tanrı yanımızda evlat.
Say the Lord's Prayer.
Son duanı et.
Say the Lord's Prayer!
Son duanı et!
Lord, we rejoice in the suffering of thy child.
Tanrım, evladının acısından zevk alıyoruz.
Now they're even blasting things on the Lord's day
Böyle kutsal bir günde iyice coştular.
I prayed for the Lord to take the child, regardless of whether it's yours or his
Çocuk hanginizin olursa olsun, Tanrıya onu alması için yalvardım.
At least he's safe, though. Thank the Lord.
Yine de hiç olmazsa güvende, Tanrı'ya şükür.
It's the Lord's day.
Bugün Tanrının günü.
I would have lost heart... if I had not believed that I would see... the goodness of the Lord's light.
Umudumu yitirirdim eğer Tanrı'nın nurunun güzelliğini göreceğime inanmasaydım.
The Lord is my light and my salvation.
Tanrı, benim ışığım ve kurtuluşum.
No, it's not the Lord has come like God reached orgasm.
Hayır, Tanrımız gelmiyor. Sanki Tanrı orgazma ulaşmış gibi oluyor.
The Lord's largest whoopie pie with 88 candles on it.
Dünyanın en büyük kurabiye pastasını yedim.. .. ve üzerinde 88 tane mum vardı.
There is nothing wrong with soap. Soap was good enough for our Lord.
Sabunda yanlış bir şey yok, ki peygamberimiz için de yeterliydi sanırım.
No more talk about our Lord's complexion at dinner, please.
Yemek masasında peygamberimizin cildi hakkında daha fazla konuşmayın lütfen!
And them that was never saved, and them that was backsliders, were... wailing and crying and getting right with the Lord, because of my song.
Kurtarılamamış, kötü yola düşmüşler feryat ediyor, ağlayıp Tanrı'nın yolundan gidiyorlar. Hepsi benim şarkım sayesinde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]