English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lordy

Lordy translate Turkish

231 parallel translation
Oh, lordy!
Tanrım!
Oh, Lordy, Miss Scarlett!
Tanrım, Bayan Scarlett.
Lordy, we's got to have a doctor!
Doktor çağırmak zorundayız!
Lordy, Miss Scarlett, that's Mr. Gerald's watch!
Ama Bayan Scarlett. Bu Bay Gerald'in saati.
Lordy, we sure is rich now.
Artık zengin olmalıyız. Pek de soylu değil...
Lordy, that ain't nothing but my red silk petticoat you done give me.
Bana verdiğiniz iç etekliğin sesi Bay Rhett.
Yea, Lordy!
Yüce Tanrım.
Lordy mercy!
Yüce Tanrım!
Lordy, Miss Melly.
Tanrıya şükür, Bayan Melly.
Mr GIennister? Lordy sakes!
Bay Glennister Aman tanrim!
Lordy, my father's president of the bank.
Lordy. Babam banka sahibidir.
Lordy!
Harika.
When he goes, oh, Lordy
O gidince, oh, Tanrım
Lordy, thats perfection, Tell it, rhythm section
Tanrım, bu kusursuz, Söyle, ritim bölümü
Oh, Lordy.
Ah, Tanrım.
Lordy, I'd hate to say.
Tanrım, söylemekten nefret ediyorum.
Oh, lordy, how they could love
# Oh Tanrım, nasıl da severlerdi
Oh, lordy, how we can love
# Oh Tanrım, nasıl da seviyoruz
Lordy, they would have a fit!
Allah, dudakları uçuklardı!
Lordy, Lordy, can't say I'm gonna miss that.
Ulu tanrım. Bunu kaçırsam da olurdu.
Lordy, Lordy.
Hadi bakalım.
- Oh, Lordy.
- Tanrm.
Oh, Lordy, Lord, he's desperate!
Yüce Tanrım, gözü dönmüş bunun!
Oh, Lordy, Lordy!
Yüce Tanrım!
Oh, lordy.
Oh, olamaz.
- "Oh, lordy -" Pick a bale of cotton
- "Ey Tanrım! -" Pamuk toplayalım.
- "Oh, lordy -" Pick a bale a day
- "Ey Tanrım! -" Her gün bir balya
- "Oh, lordy -" Pick a bale a day
- "Ey Tanrım! -" Her gün bir balya.
I Lordy. but I love to jam
Tanrım Doğaçlamaya bayılıyorum
Lordy.
Tanrı aşkına.
Oh, Lordy.
Ulu Tanrım.
I said, "Oh, Lordy, Lordy, please!"
"Tanrım, yalvarırım..." demeye başladım. "Yardım et Çikolata!" dedim.
Oh, Lordy, help is on the way.
- Yüce Efendim, yardım geliyor.
Lordy, what do I do next?
Tanrım, şimdi ne yapacağım?
Lordy, Lordy, girl!
Tanrım, Tanrım, kızım!
Oh, lordy, I haven't seen a sky like that since the blizzard of'41.
Tanrım. 1942 yılındaki tipiden beri gökyüzünü böyle görmemiştim.
Lordy! Lordy!
Tanrım!
Oh, Lordy!
Tanrım!
Oh, Lordy!
Aman Tanrım!
So Lordy, let me fight with the rifle in one hand and Good Book in the other that if I should die at the muzzle of the rifle die on water or on land I may know that you, blessed Jesus Almighty are with me.
Tanrım bir elimde silah, bir elimde güzel kitabımızla savaşayım ki silahın başında ölürsem, suda ya da karada herşeye gücü yeten yüce Tanrımın benimle olduğunu, bileyim.
Lordy, what was that about?
Tanrım, neydi bu böyle?
Lordy!
Tanrım!
Oh, Lord. Oh, Lordy.
Aman Tanrım.
Oh, Lordy, Lordy.
Lordy, Lordy.
Oh, Lordy.
Aman Tanrım.
Lordy, what a notion.
Tanrım, ne saçmalık ama.
Oh, Lordy.
Tanrı'm!
Lordy, what a bone!
- Vay, bu bir kemik!
Oh, lordy, I hate shotguns.
- Burada kalamazsınız!
Lordy, it's high! Well, Rose, I'm going to get my legs waxed.
Tanrım, amma yüksek!
Oh, Lordy!
Vay, 3 atış!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]