Lotion translate Turkish
767 parallel translation
Did we put lotion on?
Henüz losyon sürmedik, değil mi?
Please give me some lotion
Senin losyonunu kullanabilir miyim?
I don't have lotion
- Losyonum yok.
You never put on lotion before?
- Hiç yüzüne losyon sürmedin mi?
That's my face lotion. It's not alcohol.
O cilt bakım kremim, içki değil.
I'll give you a lotion to soothe that.
Acısını alması için size bir krem vereyim.
Thank you, sir, but a lotion won't do the trick, sir.
Teşekkür ederim, efendim, ama krem bir işe yaramaz, efendim.
I'll get you some lotion.
Size biraz losyon getireyim.
Lotion?
Losyon mu?
It won't be lotion that will do the trick, sir.
Losyon bunu düzeltmez bayım.
Will you get me his lotion out of the bathroom?
Banyodan losyonunu getirir misin?
How about some lotion?
Losyona ne dersin.
I hear that shaving lotion's great stuff.
Şu tıraş losyonunun harika olduğunu duydum.
Just explain to her that I will phone the Post Exchange at Awasi and I will see if I can't get some... I'll get some talcum powder, and some shaving lotion.
O'na de ki, Awasi'deki Posta Merkezini arayıp bir miktar talk pudrası ve... traş losyonu temin etmeye çalışacağım.
And I got me some hand lotion, too.
Bir de el losyonu buldum.
It's a new lotion we're going to sell
Piyasaya çıkacak yeni losyonumuz bu.
It also comes with a 5'8 " - inch motor-driven spit, a basting brush and a gallon of suntan lotion.
Ampul 5'8 " - inç motorla çalışan bir püskürtme cihazı, bir temizleme fırçası ve bir galon güneş kremi ile birlikkte gelir.
I have lotion that will help on my dressing table.
Tuvalet masamda size yardımcı olacak bir losyon var.
I'm going to put that lotion on right this minute.
Hemen o losyonu süreceğim.
Tell your Grandmama to get you some astringent lotion.
Büyükannene söyle, sana sıkıştırıcı bir losyon alsın.
Or hand lotion?
Veya el kremi?
- Oh, I've got suntan lotion.
- Oh, güneş yağım var.
Lovely things, Calam in e lotion,
Güzel eşyalar, kalamin losyonu...
Harry, we'll need another ten gross of that lotion. Right.
- Harry, şu losyondan 10 kutu daha gerekecek.
Soft drink, skin lotion, soap, cigarettes, toothpaste, anything.
İçki, vücut losyonu, sabun, sigara, diş macunu, her şey.
I got you some crazy lotion.
Sana harika bir losyon aldım.
Never, I use sun lotion.
Asla, hem güneş yağı kullanıyorum.
- lt's an old formulae for a hair growing... lotion, an extremely powerful one, the hair on you heads and on your face... will grow and grow with the fastest pace.
- Saç çıkartmak için eski bir losyon... formülü, gerçekten güçlü, baş ve yüzünüzdeki kıllar... en hızlı şekilde büyüyecek de büyüyecek.
- Aftershave lotion, worth its weight in gold.
- Parfüm tadında bir tıraş losyonudur.
The most powerful aftershave lotion on the market.
Piyasada bulabileceğin en güçlü tıraş losyonudur.
Just because I change my aftershave lotion?
Altı üstü tıraş losyonumu değiştiriyorum.
What is the most powerful aftershave lotion you have?
Elinizdeki en güçlü tıraş losyonu hangisi?
For a while, she couldn't wear anything except my after-shave lotion.
Bir ara benim tıraş losyonumdan başka hiçbir şey süremezdi.
Every summer, I say that and I buy oodles of suntan lotion and at the end of the summer, I'm still just as pale as a mushroom.
Her yaz böyle söylüyor ve yığınla güneş losyonu alıyorum ancak yaz sonunda yine hayalet gibi solgun oluyorum.
Oh, should I get some suntan lotion?
Güneş losyonu alsam mı acaba?
Then I'd go into your bathroom and smell your shaving lotion.
Banyoya gidip traş losyonunuzu koklardım.
Eye-lotion helps.
Göz damlası işe yarar.
You think all you have to do is stand there in your gold-buttoned blazer... and your Old Teak aftershave lotion and - right?
Sanıyorsun ki tek yapman gereken sarı düğmeli ceketin ve yıllanmış... tıraş losyonu sürdüğün yüzünle burada dikilmek ve... değil mi?
The starch, the shaving lotion and the chewing tobacco, and finally, the faint smell of whisky from the toddy which he took in bed every morning before he got up.
kola, tıraş losyonu ve çiğnediği tütün ile viskinin güçsüz kokusu. Yataktan kalkmadan önce her sabah içtiği o bir yudum viski.
This is Vagabond lotion.
Bu Vagabond Lotion.
I'll put some lotion on your back.
Sırtına biraz krem süreceğim.
Well, how much is this hair lotion?
Bu saç losyonu ne kadar?
It's an aftershave lotion.
Tıraş losyonu.
Did you break a bottle of shaving lotion?
Tıraş losyonu şişesi mi kırdın?
Let me put some lotion on you.
Yüzüne biraz losyon süreyim.
As long as I can remember, on every one of my wife's jars on the lotion, on the tubes, on the cream...
Anımsadığım kadarıyla, karımın kavanozlarının her birinde losyonda, tüplerde, kremlerde...
Oja at 10 : 00, coming back for the suntan lotion.
Oja, saat 10, güneş kremini almak için geri dönüyor.
I just put some sun tan lotion on, and I'm trying to absorb some -
Az önce güneş kremi sürdüm, biraz beklemek...
Your ayes are inflamed, but I'll give you a lotion to bathe them with.
Gözlerinizde yanma var, size ilaçlı su vereceğim, onunla yıkarsınız.
Monsieur Seguin's after-shave lotion.
Bay Seguin'in traş kolonyasını çok tuhaf buluyorum.
You don't have lotion?
- Losyonun yok mu?