English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Loyalty

Loyalty translate Turkish

4,264 parallel translation
Loyalty... of a mortal son to a mortal father, Great Khan.
Sadece ölümlü bir oğulun ölümlü babasına karşı olan sadakati, Ulu Han
A man who proves his loyalty to me can take whatever he wishes.
Bana sadakatini ispat eden bir adamın her istediği yerine gelir.
But your presence in this room is a sign of your undying loyalty to your leader.
Fakat bu odada bulunuşunuz, liderinize olan sonsuz sadakatinizin göstergesidir.
Loyalty...
Sadakat.
Vakil, what a way to repay my loyalty!
Vakil, bu mu benim vefakarlığımın ödülü?
Loyalty's an odd thing.
sadakat tuhaf bişey.
Mr. Lowe pretends to be coldhearted, to have love for no man, nor any loyalty.
Bay Lowe katı yürekli kimseyi sevmeyen ne de sadakati olan biri gibi davranıyor.
Instead I took your love and your loyalty, and I soaked it up like a sponge.
Bunun yerine aşkını ve sadakatini aldım ve onu bir sünger gibi sıktım.
Loyalty really is a mystifying idea to you, isn't it?
Sadakat senin için gerçekten gizemli bir fikir değil mi?
But not loyalty to you.
- Ama sana karşı olan sadakat değil.
Indeed, courage and loyalty is something to be proud of.
Nitekim, cesaret ve sadakat gurur duyulacak bir şeydir.
I can assure you, sir, you will be perfectly convinced of my friend's integrity and loyalty.
Emin olun arkadaşımın dürüstlüğü ve sadakati sizi tamamen ikna edecek, efendim.
Well, according to you, he took an oath of loyalty to King George.
Yine de, dediğine göre Kral George'a sadakat yemini etti.
He will confirm my loyalty and he will verify my mission.
Sadakatimi onaylar ve vazifemi kanıtlar.
The woman's a regular customer. She's got a loyalty card, and her name's Anita Miller.
Kadın düzenli bir müşteriymiş ve kahvecinin üye kartı varmış, adı Anita Miller.
If you keep your word, you'll prove your loyalty.
Sözünü tutarsan sadakatini ispat etmiş olursun.
This is the sort of loyalty we can create.
Bu bizim oluşturabileceğimiz tür bir sadakat.
How dare you question my loyalty.
Sadakatimi ne cüretle sorgularsın.
Well, whatever happened to loyalty?
Peki ya sadakate ne oldu?
The Batourines still have doubts about your loyalty.
Batourine'lerin sadakatin konusunda hala şüpheleri var.
You have no loyalty.
- Sadakatin yok.
Look at where your loyalty has landed you.
- Bak senin sadakatin seni nereye getirdi.
And today, that loyalty will be tested.
Ve bugün, o sadakat sınanacak.
Either swear unwavering loyalty to Hydra right now for all time... or share Fury's fate.
Ya Hydra'ya derhal sonsuza dek sarsılmaz sadakat yemini edersiniz ya da Fury'nin kaderini paylaşırsınız.
Y... you'll think you can't because of your loyalty to Peter...
Peter'a olan bağlılığınızdan ötürü edemeyeceğinizi düşünüyorsunuz.
I fight for loyalty.
- Sadakât için!
Well, you see, loyalty has a price, Mr. President.
Sadakatin bir bedeli vardır Sayın Başkan.
Two things stop them - loyalty and fear.
İki şey onları durdurur, sadakat ve korku.
I'm truly touched by Mandy's loyalty to you, especially since you abandoned her.
Mandy'nin sana olan sadakatine hayran oldum, özellikle de sen onu terk ettikten sonra.
She sent me away out of loyalty to you.
Sana bağlılığından beni geri çevirdi.
He knew he had my complete loyalty.
Bütün sadakatimin ona olduğunu biliyordu.
Look, I've been thinking about what you said when you tried to give me those earrings, - about Ghost, about loyalty.
Bak, bana bu küpeleri vermeye çalışırken Ghost ve sadakat hakkında söylediklerini düşünüyorum.
Ghost took back his loyalty, so now it's time for you to do the same.
Ghost sadakatini geri çekti. Şimdi aynı şeyi senin yapma zamanın.
- What? Look, I've been thinking about what you said when you tried to give me those earrings, about Ghost, about loyalty.
Bak, bana bu küpeleri vermeye çalışırken Ghost ve sadakat hakkında söylediklerini düşünüyorum.
Ghost took back his loyalty.
Ghost sadakatini geri çekti.
Ghost took back his loyalty, so now it's time for you to do the same.
Ghost ilk aşkına geri döndü, senin de intikam zamanın geldi.
Listen, I'm not one to judge, and I'm not saying this because I have the manhood loyalty.
Dinle, bunu yargılayacak kişi ben değilim ve bunu erkeklik sadakatine sahip olduğum için de söylemiyorum.
If Kiera has paid the ultimate price for her loyalty to the corporation, it will not go unnoticed.
Eğer Kiera şirketlere olan sadakati için en yüksek bedeli ödemişse bu, dikkate alınacaktır.
I just place a high value on loyalty.
Sadece sadakate önem veririm.
His loyalty suits me.
Bana oldukça sadıktır.
I want to let you know, my loyalty was always to you, Boyd.
Sadakatimin daima sana olduğunu bilmeni istiyorum Boyd.
As children, we flinch at the sight of blood, not yet realizing it means family, loyalty, and is the essence of life.
Çocukken kan gördük mü irkiliriz. Bunun aile, sadakat ve hayatın özü demek olduğunu henüz idrak etmeyiz.
He has shown loyalty and determination.
Sadakat ve kararlılık gösterdi.
You know, you ought to look into whether they got some kind of a loyalty program.
Bir çeşit sadakat kampanyası var mı diye bakmalısın.
- And your loyalty is honorable.
- Sadakatiniz takdire değer.
Was it because of love... loyalty to his old friend...
Seni sevdiği için miydi eski arkadaşına sadık olması mıydı...
- You've got no loyalty.
- Sende sadakat yok.
I think I just got bent over by loyalty.
Az önce sadakat tarafından kötü bir durum içine girdim.
Loyalty.
Sadakat.
We made a mistake, but that we were just looking out for Louis, and I know how much you value loyalty, so I don't think that should be the thing that costs Katrina her job... or mine.
Bir hata yaptık ama sadece Louis'in arkasını kolluyorduk ve sadakate ne kadar önem verdiğini biliyorum bu yüzden bu olay Katrina'nın işine mal olmamalı. Ya da benimkine.
Your loyalty's to me first now, right?
Bağlılığın öncelikle bana, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]