Lugat translate Turkish
36 parallel translation
There s no word for flight in our dictionary.
Bizim lugatımızda uçmak sözü yok.
is not to be found in the German vocabulary.
Alman lugatında bulunuyor olamaz.
You oughta put that in your routine.
- Sen bunu lugatına ilave etmelisin.
The word is not in my vocabulary.
Benim lugatımda "korku" diye bir kelime yoktur.
Surrender is not in our creed.
Lugatımızda teslim olmak yoktur.
- Surrender is not in our creed!
- Lugatımızda teslim olmak yoktur!
Surrender is not in our creed!
Lugatımızda teslim olmak yoktur!
The Indians have no such word, Moxica.
Onların lugatında böyle bir kelime yok, Moxica.
"Failure" isn't in my vocabulary.
Benim lugatımda "başarısızlık" kelimesi yoktur.
Oh, God!
Yani, elbette ki lugatında vardır.
That's a part of your lexicon?
Lugatından bir kesit mi? Hadi ama!
Shouldn't it be part of yours, too?
Senin lugatında yok mu?
Yes, in the negative language dictionary, which is clearly the only edition you own.
Evet, belli ki sahip olduğun tek lugat olan olumsuz yaklaşım lugatına göre.
But in the positive language edition, closed means, "Come in, step over the chain, " there's so many less people to trample all over what you're looking for. "
Ama olumlu yaklaşım lugatında "kapalı" demek, "gelin, zincirin üstünden atlayın aradığınız izlerin üstünden çok az insan geçti" demektir.
Shouldn't is a word that isn't in my vocabulary.
Benim lugatımda böyle bir şeye yer yok.
Once a rat'always a rat...... and in my book Rex Racer's nothing but a rat.
Bir kere yapan bir daha yapar. Benim lugatımda, Rex Racer hainden başka bir şey değildir.
"Wear something cute" meant something very specific in Jennifer-speak.
Güzel giyin demek, Jennifer'ın lugatında çok özel giyin demektir.
The word "depression" is not in her vocabulary.
"Depresyon" kelimesi onun lugatında yer almaz.
All right, obviously it is in her vocabulary.
Yani, elbette ki lugatında vardır.
Fearless, whip-smart, and in computer programmer, way hot.
Korkusuz, zeki bilgisayar programcılığı lugatında, oldukça seksi.
Yeah, but staying up all night to find the perfect place for your laundry hamper is a sign of something else, in my books. Come on, leave that for later.
Ama benim lugatımda, çamaşır sepetine uygun bir yer bulmak için bütün gece ayakta kalmak da başka bir şeyin göstergesidir.
Lugat!
Lugat!
Miss Hicks, the astrologist, brought it over with her chart, like she did with your name.
Astrolog Bayan Hicks kendi lugatından buldu. Senin ismini bulduğu gibi.
Failure just isn't an option to him.
Başarısızlık diye bir kelime lugatında yok.
In any case, they certainly know plenty of insults.
Zaten sizinkiler hakaret lugatındaki her kelimeyi çok iyi bilir.
The word "no," not even in her vocabulary.
"Hayır" kelimesi lugatında yoktur.
In Rigelian there is no word for "yours" or "mine."
Bizim lugatımızda "benim" ya da "senin" diye bir sözcük yok.
That word was never in the vocabulary of the Walter Bishop I knew.
Bu kelime benim tanıdığım Walter Bishop'ın lugatında yoktur.
I would've agreed with you before "alien" became a word we used daily.
Eğer uzaylı kelimesi günlük lugatımıza girmeseydi seninle aynı fikirde olurdum.
I'm not sure what that means, but I'm pretty sure that you speak the language.
Bu ne demek tam olarak bilmiyorum ama senin lugatından olduğuna eminim.
Stories on the licentious soldadesca brutal e in the language of the racial hatred :
Askerlerin vahşi davranışlarını hikaye etmekte kullanılan, ırkçılığa dayalı lûgat...
You have my word as a gentleman and a lady.
Lûgatımda iki kelime var : Beyefendilik ve hanımefendilik.
That's a good sign right there.
"Depresyon" kelimesi onun lugatında yer almaz.
Easy is not my speed.
"Az" ın lûgatımda yeri yok.