English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lukas

Lukas translate Turkish

484 parallel translation
Our great-grandfather Lukas as a tambour fought on the Charles Bridge of Prague and when the students threw cobblestones at the soldiers they hit great-grandfather with such aim that he was getting a pension ever since.
Büyük büyük babam Lukas, trampetçi olarak Prag'daki Charles Köprüsü'nün üstünde öğrenciler, askerlere taş attığı sırada savaşıyordu. Büyük büyük babamı tam isabet vurmuşlar ve ondan sonra emekli aylığını almaya başladı, günde bir gulden.
Great-grandfather Lukas bought a bottle of rum and two packs of tobacco every day.
Büyük büyük babam Lukas, her gün bir şişe rom ve iki paket tütün aldı.
So every year grandpa Lukas would get beaten somewhere.
Böylece her yıl, büyük babam Lukas, bir yerlerde daya yiyecekti.
Lukas is powerful.
Lukas güçlüdür.
Lukas paid you to send me to the gallows.
Lukas beni darağacına yollamak için sana para verdi.
Go see Lukas and tell him...
Lukas'a git ve ona söyle...
No, Lukas! I saw Johnatan Abbott with my own eyes!
Jonathan Abbott'ı kendi gözlerimle gördüm!
Whom by? The Lukas gang.
Lukas'ın adamlarıyla.
We're get them to confess...
Onları yakalayalım ve itiraf ettirelim... Lukas ve adamlarını.
Lukas and his men. We go back to our homes and say :
Sonra evlerimize geri dönelim ve diyelim ki :
Then we speak to the judge and tell him we don't belong to gang of Lukas.
Sonra, yargıçla konuşup, Lukas'ın eşkiyalarına dahil değiliz diyelim.
Afterwards we all go home... to misery... To go on and on and breaking our backs to provide food until finally another "Lukas" tries to take our land away again.
Hepimiz evlerimize döneriz sefalet içinde zor şartlarda yiyecek bulmak ve aldıklarımızı geri vermek ve başka bir "Lukas" gelip tekrar topraklarımızı alana kadar çalışırız.
We'll go to meet them, before Lukas.
Lukas'dan önce onları ele geçirelim.
- I wonder what Lukas is up to now?
Lukas'ı tanırsın.
- You know Lukas. Always got Something cooking.
Önemli bir şey vardır.
I'm tired of your excuses, Lukas!
Senin özürlerini duymaktan yoruldum, Lukas!
I made the deal with your wife, not with Lukas.
Anlaşmayı karınla yaptım, Lukas'la değil.
In Lukacs'terms,... we want to create characters rooted in history, sociologically speaking.
Gerisi Lukas'ın dediği gibi tarih bağlı karakterlerle sosyolojik çevreyi yansıtacağız.
Loren Lukas was an actor.
Loren Lukas, bir aktördü.
Lukas and Vincent were not in the mainstream of gay life.
Lukas ve Vincent, gay yaşamın içerisinde değillerdi.
If you confess to the murder of Martino Perry and Loren Lukas and Eric Rossman and four or five others we think you're involved in we'll reduce your sentence.
Eğer işlediğini düşündüğümüz Martino Perry ve Loren Lukas ve Eric Rossman ve diğer dört veya beş cinayeti itiraf edersen cezanı düşüreceğiz.
- It's from Luke.
- Lukas'tan.
" Jonah 6 : 8, John 6 : 22,
Yahuda 6,8 ; Yuhanna 6,22 ve Lukas 1,7. "
Captain Sigmund Lukas.
Kaptan Sigmund Lukas.
Just talk to Lukas.
- Git Lucas'la konuş.
Why'd Lukas let you on board?
Kaptan seni neden kabul etti?
Give me an hour. If I'm not back in a hour, wake up Lukas.
1 saat, geri dönmezsem Lucas'ı uyandır, tamam mı?
Lukas, take a walk!
Lukas, çık biraz hava al.
Lieutenant Lukas has lost it!
Teğmen Lukas kendinde değil!
Where's Lieutenant Lukas?
Teğmen Lukas nerede?
I'm Lukas.
Ben Lukas.
HELLO, LUKAS.
- Merhaba, Lukas.
LUKAS!
Lukas!
Lukas, is that you?
Lukas, sen misin?
- PLEASE, LUKAS!
- Lütfen, Lukas!
My name's Lukas Delius.
Ben Lukas Delius.
Lukas, could you cut off its head?
Lukas, kafasını kesebilir misin?
I, Lukas, don't take my pills anymore.
Ben, Lukas artık ilaçlarımı kullanmıyor.
Enough of this crap, Lukas.
Bu boka bir son ver, Lukas.
- He wasn't after you, Lukas.
- Senin arkanda değildi o, Lukas.
Put something on, Lukas, you're really ill.
Üzerine bir şeyler al, Lukas, sen gerçekten hastasın.
Lukas?
Lukas?
- It's Lukas.
- Bu, Lukas.
You are getting old, Lukas.
Geç kaldın, Lukas.
Leave him alone, Lukas.
Bırak onu, Lukas.
Where are Lukas and the others?
Lukas ve diğerleri nerede? Eğer kaçarlarsa bir mucize olur, Django.
Tell me something, Lukas.
Bana bir şey söyle, Lukas.
Lukas!
Lukas!
All right, come on out, Lukas.
Peki, hadi, Lukas.
But Lukas is there.
Ama Lukas orada.
Lukas offered me much more money.
Lukas bana daha çok para vereceğini söyledi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]