English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lurk

Lurk translate Turkish

182 parallel translation
Where it's deep l reckon pike lurk there, waiting to pounce on their prey
Suyun derinleştiği yer. Turna balıkları, muhtemelen kendi avları için orada pusuya yatmışlardır.
Blimey, he won't lurk no more.
Bak sen, artık yatamayacak.
Is it necessary to lurk in dark corners?
Karanlık köşelerde pusuya yatman şart mı?
You can spray her wherever you figure the streptococci lurk
Bakterilerin olduğu yere ilaç püskürtebilirsiniz
Lord. I've word. 300 men of Spider's Web Castle lurk in the woods.
Efendim, bir haberim var.Örümcek Ağı Kalesi'nden 300 adam ormanda pusuya yatmış.
The events my spirit saw lurk as dire possibilities.
Ruhumun gördüğü olaylar, korkunç ihtimaller olarak pusuda.
There were whites on the lurk.
Beyazlar burada pusu kurmuş.
Do you see how they lurk everwhere?
Her yerde nasıl pusuya yattıklarını görebiliyor musun?
Undefeated remnants of the enemy still lurk in dark corners!
Can çekişen düşman hala saklanma çabasında.
Careful, dear Jack. You never know the dangers that lurk.
Tehlikeli kumpaslara asla düşmemelisin.
Two lovers, their faces dissolved together, featureless lurk in the corner of a room,
Bir odanın köşesinde gizlenen yüzleri birbirine karışan belli belirsiz iki âşık.
Shameless! You lurk outside my room at this hour
Gecenin bir yarısı odamın yanında!
Let all the poisons that lurk in the mud hatch out
# Bırak, çamurun içinde gizlenen tüm zehirler, ortaya çıksın.
Let all the poisons that lurk in the mud... hatch out.
Bırak, çamurun içinde gizlenen tüm zehirler ortaya çıksın.
Let all the p-poisons that lurk in the mud... hatch out.
Bırak, çamurun içinde gizlenen tüm zehirler ortaya çıksın.
You know, the stupid, who still lurk here.
Biliyorsun, o aptal, hala burada pusuda.
- What right do you have to lurk here in the dark in the middle of the night and scare the wits out of a person?
- Ne hakkınız var, gecenin karanlığında burada dikilip... insanları korkutmaya?
Where Clouseau is concerned, my emotions lurk below the surface like a floating mine.
Konu Clouseau olunca, beni bilirsin. Duygularım yüzeyin hemen altında mayın gibi yüzüyor.
I couldn't even lurk anymore.
Pusu bile kuramıyordum.
Wolves may lurk in every guise
Unutmayın ki kurtlar, gizlenebilir her kılıkta...
Behind any of which could lurk a bloodthirsty assassin.
Herhangi birinin arkasında kana susamış bir katil pusuya yatmış olabilir.
Sometime lurk I in a gossip's bowl... in very likeness of a roasted crab.
Bazı zamanlar kızarmış bir yengeç gibi gizlenirim dedikodu kasesinde.
We mustn't lurk in doorways.
Kapı eşiğinde saklanmamalıyız. Bu çok kaba.
Why do you lurk, Chief-Inspector?
Neden gizleniyorsunuz, Baş Müfettiş?
Lurk him.
Sakla onu.
100 blades of crime lurk.
Burada komplocuların hizmetinde 100 tane kılıç dolanıyor.
Aren't you late for your nightly lurk around the newsstand or something?
Senin kuytu bir köşede teşhircilik yapma saatin gelmedi mi?
- And if you Iike to lurk
- Ve eğer gizlemek istersen
I became a monster, left to lurk in the shadows.
Gölgelerde gizlenmeye terk edilmiş bir canavar oldum.
- I lurk.
- Gözetliyorum.
They lurk within the shadows.
Onlar gölgelerin içinde gizleniyorlar.
Everyone you lurk, I'll lurk first.
Artık herkes seni gözetleyecek, ve ilk gözetleyen ben olacağım.
Even now, humans lurk in our playgrounds, breezeways... ... perhaps even our movie theaters!
Şu anda bile insanlar ortalıkta geziniyor, oyun bahçelerimizde, sokak aralarında hatta belki sinemalarımızda!
- Everyone you lurk, I'll lurk first.
Şu andan itibaren kimin yanına pusarsan ben senden önce pusacağım.
But offshore lurk 60-foot giants.
Ancak açıklar 18 metrelik devleri gizliyor.
We lurk below, giving tribute to the Old Ones awaiting that promised day when we will arise.
Biz aşağıda gizleniriz, eskilere haraç vererek bize vaat edilen yükseliş gününü bekleriz.
Humanity, ignorant in bliss. We go about our lives unaware that in the depths of space lurk invisible monsters.
Güneş, pırıl pırıl, güçlü ve hayat verici.
Lurk much?
Pusuya mı yattın?
They lurk.
Saklanırlar.
One can look for miles and see no human beings. But in those miles of country lurk it seems thousands of men, planning against each other perpetually some new device of death.
Kilometreler boyunca insan arasanız göremezsiniz ama ülkenin bu tenha yerlerinde binlerce asker birbirlerini öldürmek için yeni ölüm aletleri geliştiriyor.
You know, there's monsters that lurk under the floorboards... and in your kitchen cupboards.
Zemin döşemelerinin altında, mutfak dolaplarınızda saklanan canavarların farkındasınızdır.
Lurk much?
Pusuda mıydın?
If the victim was expecting the revenge, then why did he hide precisely where the Koujinkai lurk?
Eğer kurban intikamı bekliyorsa, neden tam da Koujinkai bölgesinde saklansın?
I lurk.
Gözledim.
- They lurk.
- Pusudalar.
Egg thieves lurk in the shadows.
Yumurta hırsızları, gölgede pusudadır.
What quirks lurk beneath those rosy cheeks?
O pembe yanaklar arkasında hangi beklenmedik davranışlar saklı?
Learning to spot enemies of the state wherever they might lurk.
Saklanan düşmanların yerini devlete bildirmek.
# Everyone knows they lurk and they creep
# Sürünür ve pusuda beklerler, bunu herkesler bilir #
They are now far from the water's edge where most predators lurk.
Şimdi çoğu yırtıcının pusuda olduğu su kıyısından çok uzaktadırlar,
You don't have to lurk outside the salon window when you come to pick me up. She's purty!
- Çok güzel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]