Macon translate Turkish
295 parallel translation
Folks is all going to Macon, and folks is running away!
Herkes Macon'a gidiyor, herkes kaçıyor, kaçıyor!
The Macon County people hired Frank, not you.
Macon Bçölge halkı Frank i kiraladı, sizleri değil.
Passengers for Sens, Auxerre, Macon, take your seats!
Sens, Auxerre, Macon yolcuları yerlerinize!
Macon Leary.
Macon Leary.
- Hello, Macon.
- Selam, Macon.
Macon?
Macon?
Macon.
Macon.
I want a divorce, Macon.
Boşanmak istiyorum, Macon.
- Oh, Macon.
- Oh, Macon.
Macon, ever since Ethan died, I've had to admit that people are basically bad.
Macon, Ethan öldüğünden beri, insanların temelde kötü olduklarını kabul ettim.
Evil, Macon.
Çok kötü, Macon.
This whole past year I've felt myself withdrawing from people just like you do, Macon.
Tüm yıl boyunca kendimi insanlardan uzak duruyormuşum gibi hissettim aynı senin yaptığın gibi, Macon.
Macon, I know you loved Ethan.
Macon, seninde Ethan`ı sevdiğini biliyorum.
- Don't fight this, Macon.
- Boşuna uğraşma, Macon.
- Macon, it's Muriel.
- Macon, bu Muriel.
Macon, what do you say?
Macon, ne diyorsun?
Macon!
Macon!
This is your employer, Macon.
Senin patronun, Macon.
- Your wife, Macon.
- Karın, Macon.
Jesus, Macon.
Tanrım, Macon.
Macon Leary with a sister and brothers too.
Macon Leary`nin kardeşleri var!
That Macon Leary had a family just never entered my mind somehow.
Macon`un bir ailesi olduğu kafamda hiç canlanmamıştı.
You're Macon's publisher.
Sen Macon`un yayımcısısın.
I'm the one who mailed you Macon's chapters.
Macon'un bölümlerini yollayan kişi benim.
The Macon Leary 9 by 12 envelope crisis.
Macon Leary`nin 9 a 12 zarf krizi.
You know, Macon, if you'd just let me know what was going on in your life.
Biliyorsun Macon, eğer hayatında nelerin olup bittiğini bilmeme izin verseydin.
It's been three years, Macon.
Üç yıl geçti, Macon.
Macon, did he get you?
Macon, seni ısırdı mı?
Macon, come sit down.
Macon, gel ve otur.
Macon, please.
Macon, lütfen.
Macon, do me a favour.
Macon, bana bir iyilik yap.
I've brought some materials for Macon.
Macon için birkaç materyal getirdim.
Coffee, Macon?
Kahve, Macon?
Macon, how could you do this?
Macon, bunu nasıl yapabildin?
Don't try to spoil this, Macon.
Sakın bunu mahvetmeye çalışma, Macon.
Alexander, this is Macon.
Alexander, bu Macon.
Regretfully Macon.
En içten üzüntülerimle Macon.
It's Macon.
Ben Macon.
- Hey there, Macon.
- Selam Macon.
Macon's here.
Macon burada.
I'd like to show you something, Macon.
Sana bir şey göstermek istiyorum, Macon.
- It's an engagement ring, Macon.
- Bu bir nişan yüzüğü, Macon.
Well, she's got to. I'm 36 years old, Macon, but I tell you I feel like I'm a schoolboy around that woman.
Etmek zorunda. 36 yaşındayım, Macon, fakat o etraftayken liseli aşıklar gibi hissediyorum.
God Macon, isn't it amazing how two separate lives can link up together?
Tanrım Macon, iki ayrı insanın birbirleriyle bağlanması ne şaşırtıcı değil mi?
- Macon!
- Macon!
You're not yourself these days, Macon and this MurieI person is just a symptom.
Bu günlerde kendinde değilsin, Macon belirtisi de bu kadın. Herkes öyle düşünüyor.
We're just worried for you, Macon.
Yalnızca senin için endişeleniyoruz, Macon.
I mean, one really special quality, Macon not something sloppy like she appreciates me?
Demek istediğim, tek bir özellik, Macon beni takdir etmesi gibi yarım yamalak bir şey dışında?
Just tell me this, Macon.
Bana yalnızca şunu söyle, Macon.
- There's a place called The Shanty on Macon Street.
Macon Caddesi'nde The Shanty diye bir yer varmış.
Give me credit, Mr. Macon?
Kredi açar mısınız, Bay Macon?