Magazines translate Turkish
2,136 parallel translation
Your love of smutty magazines started it, Saijo.
Saijo, senin müstehcen dergilere zaafın yüzünden oldu.
When the... - when the newspapers and the magazines and the books talk about you and little girls, is there anything in it?
Gazetelerde dergilerde ve kitaplarda sizden ve küçük kızlardan bahsettiklerinde bunun aslı astarı var mı?
I got some old magazines to burn.
Yakılacak eski dergiler buldum.
So you do things for magazines like pornos and... sex magazines?
Demek pornografik dergiler için resim çekiyorsun. Seks dergileri falan.
It's also magazines and comics and cute little puppy calendars on that table, over there.
Aynı zamanda magazin ve karikatür dergileri de var. Ve oradaki masanın üzerinde şirin köpeklerin olduğu takvim de var.
One that can land me in magazines.
Beni dergilere sokabilir.
You know, your mom gets lots of magazines, too, you know?
Annenizde bir çok dergi alıyor, biliyorsunuz.
Yeah, but Mom's magazines * * * * * * * *
Evet, ama annemin dergilerinde erkeklerin mayolu resimleri yok.
Only difference is that now, Americans like to watch people put to death through magazines and photographs.
Tek farkımız, insanları artık magazinler ve fotoğraflarla öldürmeyi seviyoruz.
I'm gonna look at magazines.
Ben dergilere bakacağım.
They don't sell those kinds of magazines here.
O tür dergilerden burada satılmıyor. Ben baktım.
If he had a stack of magazines, I could tell him not to worry about it.
Elinde yığınla dergi olsaydı, ona önemli olmadığını söylerdim.
There's more than boobs in those magazines, first of all.
Birincisi, bu dergilerde göğüslerden fazlası var.
See, she used to be in fashion magazines
Bak, bu eskiden moda dergilerine çıkardı.
You know what really creeps me out about these magazines?
Beni bu dergiler konusunda en çok ürküten ne biliyor musun?
That's what all your magazines claim.
Bütün o dergilerde de böyle yazmıyor mu?
Change your magazines!
Şarjörünüzü değiştirin!
Candy and magazines.
- Şeker ve dergiler. - Hayır.
The really sad part is the way bill said "bananas, magazines, and little boy."
İşin kötü tarafı, faturada da muz, dergi ve küçük bir çocuk yazıyordu.
- Magazines, telemarketing...
- Dergiler, tele pazarlama...
Rita was on the cover of almost 30 pinup magazines.
Rita yaklaşık otuz derginin kapak kızı olmuş.
I been going over these pinup magazines
- Bu dergileri epey karıştırdım.
Thin and beautiful, like in the magazines.
İnce ve zarif, dergilerdeki gibi.
Yes, dear, but stay away from Granddad's microbrewery and his filthy magazines.
Evet, canım ama dedenin küçük bira fabrikasından ve pis dergilerinden uzak dur.
I have a look book of photos from magazines thahai cut out,
Dergilerden kestiğim fotoğraflardan oluşturduğum bir albümüm var.
You're going to be in magazines, too?
Magazinde de mi yer alacaksın?
I Can't Believe They Criticized One Of Our Magazines That Way.
Dergilerimizden birini, bu şekilde eleştirdiklerine inanamıyorum.
Lots Of Magazines Do This.
Bir çok magazin bunu yapıyor.
Word on the boulevard is that Meade Publications is selling off some magazines.
Söylentiye göre Meade Yayıncılık bazı dergilerini satıyor.
Which is this, that selling off a couple of magazines makes financial sense.
Ki kararım birkaç dergiyi satmanın mali açıdan mantıklı olacağı yönünde.
I'm gonna have my guys rip all these pallets apart, take the magazines back to the printer, then we'll manufacture an odorless adhesive, and we'll rebind them.
Adamlarıma bütün bu paletleri söktürüp dergileri tekrar baskıya göndereyim. Sonra da kokusuz bir yapıştırıcı üretir, dergileri yeniden ciltleriz.
Some of you may find your magazines shut down.
Kimileriniz derginizin kapatıldığını görebilirsiniz.
Yeah. Now you and marc are from different magazines.
Evet, şimdi sen ve Marc farklı dergilerden oldunuz.
Magazines, magazines.
Dergiler, dergiler.
Here- - magazines.
Burada - dergiler.
Foreman called him. And the rest of the time Wilson's been reading meditation books and magazines about restoring barns.
Foreman da aradı ve diğer zamanlarda meditasyon kitapları ve ambar restorasyonu ile ilgili dergiler okudu.
This was Stilson's room. And he subscribed to, like, 50 magazines.
O bunlar gibi 50 dergiye aboneydi.
Then one of my girlfriends, she calls me from LA and was like ; If you want to get into this, I have an agent here. I said : Well maybe I'll do magazines.
L.A'deki arkadaşlarımdan biri beni arayıp, eğer bu işe girmek istersen burada bir menajerim var demişti.
Women's'magazines.
Kadın dergileri.
Your clothes, books, pens, magazines...
Üstün başındı, kitabındı, defter, kalem...
I was just gonna send a thousand porno magazines to his office, but, hell yeah, man, let's kick him up.
Ben ofisine binlerce porno dergi gönderecektim, ama evet, dostum! Kıçını tekmeleyelim.
and beat you with one of those big thick women's magazines with all the ads in it!
Yoksa seni bu güvenlik kameralarının göremediği noktaya sürükleyeceğim ve seni bu bütün ekleri içinde olan kalın kadın dergileriyle pataklayacağım!
Why don't you go in the back and look at some magazines, okay?
Git arka tarafta dergilere bak.
When I was doing background research on you for the film I came across some student magazines you'd contributed to.
Film için geçmişini araştırırken katkıda bulunduğun bir öğrenci dergisine rast geldim.
Magazines or whatever.
Ne bileyim dergi mergi bir şey.
You think magazines are still a concept?
Dergi mergi mi kaldı? Eskidendi onlar.
You don't have weekly women's magazines?
Neden haftalık kadın dergilerinden bulundurmuyorsunuz?
They're magazines, not convicts.
Bunlar dergi, mahkum değil.
I don't have any magazines.
Onca zaman bir başınaydım.
Maybe some magazines?
Belki bir kaç dergi?
This company owns too many magazines. Now if you want to funnel more money into Mode,
Bu şirketin çok fazla dergisi var.