Mammy translate Turkish
613 parallel translation
Have Mammy Teel pack a basket.
Mammy Teel'e bir sepet hazırlat.
- Yes, after prayers, Mammy.
Duadan sonra dadı. Tabii, efendim.
Mammy, here's Miss Scarlett's vittles.
Dadı, Bayan Scarlett'ın yemeği hazır.
Start packing Miss Scarlett's things, Mammy.
Bayan Scarlett'ın eşyalarını hazırla dadı.
Mammy!
Dadı!
Mammy, I'm home.
- Dadı, eve döndüm.
Mammy, I'm so...
Dadı, öyle...
I don't know, Mammy.
Bilmiyorum dadı.
I don't like the way you're treating Prissy and Mammy.
Evet baba nedir? Prissy ve dadıyla konuşuyordum. Onlara bu şekilde davranmamalısın.
Oh, Mammy, Mammy!
Ah dadı, dadı.
Oh, Mammy, I'm so thin and pale... and I haven't any clothes.
Dadı, ne kadar da zayıf ve solgunum hiç elbisem de yok.
- Mammy, darling.
Sevgili dadıcım.
Without her mammy.
Dadısı olmadan.
- Frank Kennedy! - And Mammy.
- Frank Kennedy!
Mammy, I want hot water.
- Dadı, sıcak su getir. - Hemen efendim.
Tell him I'll be right down, Mammy.
Hemen ineceğimi söyle, dadı.
You don't like me, Mammy.
Beni sevmiyorsun, dadı.
If you don't stop being a glutton, you'll get as fat as Mammy. And I'll divorce you.
Oburluğu kesmezsen, dadı kadar şişman olursun sonra da senden boşanırım.
It'd be nice if you bought something for Mammy.
Dadı için de birşey alsan, iyi olmaz mıydı?
Mammy's a smart old soul. And one of the few people I know whose respect I'd like to have.
Dadı, akıllı bir ihtiyar ve saygısını kazanmak istediğim birkaç nadir kişiden biri.
My mammy said when she went to heaven... she wanted a red taffeta petticoat so stiff that it'd stand by itself... and so rustley the Lord would say it's made of angels'wings.
Dadım her zaman, cennete gittiğinde, kırmızı bir iç eteklik istediğini söylerdi kalıp gibi sert ve hışırtılı olmalıymış ki Tanrı, meleklerin kanatlarından yapıldı sanmalıymış.
Mammy, she is beautiful, isn't she?
Dadı, güzel bir kız, değil mi?
You ain't holding that against old Mammy, is you?
Bunu, bana karşı kullanmazsınız, değil mi?
Oh, yes, Mammy.
Evet, dadı.
Oh, Mammy, she's beautiful.
Çok güzel bir kız.
Try again, Mammy.
Bir daha dene, dadı.
Oh, now, Mammy, be reasonable.
Yapma dadı, mantıklı ol biraz.
Now, Mammy, be sure and leave word.
Evet, evet. Evet. Dadı, emin ol ve diğerlerini tembihle.
I am, Mammy.
Evet dadı, öyleyim.
Hello, Mammy!
- Bayan Scarlett! - Merhaba, dadı.
You run along with Mammy.
Dadıyla git bakalım.
Mammy sure missed you, honey.
Dadı seni çok özledi, tatlım.
Mammy said you'd come back.
Dadı döndüğünü söyledi.
Thank you, Mammy.
Sağol, dadı.
Oh, Mammy, this house won't seem the same without Bonnie.
Bu ev, Bonnie'siz aynı olmayacak.
Stop, Mammy, don't tell me any more.
Yeter dadı, daha fazla anlatma.
Oh, Mammy, Mammy! - He has lost his mind!
Dadı, o aklını kaçırmış.
I'll do what I can, Mammy.
Elimden geleni yapacağım, dadı.
Mammy...
Dadı...
Send for Dr. Meade, Mammy.
Doktor Meade'i çağırt, dadı.
I seen a sight today down at the glen. A mammy coon with two babies.
Bugün derenin aşağısında iki yavrusu ile birlikte bir anne rakun gördüm.
We've taken its mammy and it weren't to blame.
onun bir kabahati yoktu Onu bir anne gibi sahiplenmeliyiz.
He was laving right where his mammy made his bed.
Annesinin onun için hazırladığı yerdeydi.
And the old mammy gathered it up, drawers and all.
Ve yaşlı anne gelip yavruyu toplayıp götürür, iççamaşırları birlikte tabiiki.
"That weren't nothing to the puzzling of that mammy bear over them drawers on her cub."
"Anne ayının kafa karışıklığı önemsiz donlar yavrusunun üzerinde kaldı."
Come on, Mammy.
Gel hadi.
Mammy, I think we're going to reopen the S.S. Fortune.
Sanırım Talih Gemisi'ni yeniden açacağız.
He talks like she's his mammy.
Ondan annesi gibi söz ediyor.
She's got her mammy with her.
Yanında dadısı var.
Oh, no, Mammy, no.
Ah dadı, olamaz.
Oh, Mammy!
Ah, dadı.