Manner translate Turkish
3,260 parallel translation
In a civilized manner.
Medeni bir şekilde.
Abbas, I've worked the case in such a manner that the accused will also pay compensation for the mental harassment they've caused us.
Abbas, bu dava uzerinde oyle cok calistim ki ev ne ki, psikolojik baski yuzunden sanik bize tazminat dahi odeyecek.
The difficulty in measuring this distortion in a conclusive manner, means this demonstration has been excluded from any experimental evaluation.
Nihai karar anlamında, bu sapmanın ölçülmesi zor olduğundan bu görsel örnekleme deneysel sonuç kapsamının dışında tutuldu.
This is out of our area of expertise. Although Sydney did just e-mail me that it is illegal to film someone in an unflattering manner without their knowledge.
Bu durum uzmanlık alanımızın dışında yine de Sidney'den kişinin bilgisi dışında aşağılayıcı görüntülerinin çekilmesinin yasadışı olduğuna dair bir e-posta aldım.
You said in 76 years on this plantation, you seen all o'manner shit done, ain'it?
Bu çiftlikte 76 yıl geçirmişsin, her türlü nezaketi öğrenmişsindir.
But also provisions that protect the firm from partners who don't behave in a professional manner.
Ama hükümleri şirketi profesyonel davranmayan ortaklardan da koruyor.
What a strange manner of stubbornness
Ne tuhaf bir inatçılık.
I am so sorry that he's referring to you in-in such a manner.
Çok üzgünüm. Bu onu senin tavırlarına başvurtuyor.
But it will probably involve not returning your calls in a timely manner.
Ama muhtemelen, bir süreliğine telefonlarına cevap vermemeye yol açar.
You speak to me in such manner again and I will have your tongue.
Benimle bir daha bu şekilde konuşursan dilini alırım.
- What my colleague... wants to say in a funny manner... is that we may not exclude all possibilities.
Açıkçası meslektaşımın amiyane bir tabirle söylemeye çalıştığı şey her taşın altına bakmamız gerektiği.
And then I'll sit down with your father and Carol alone and calmly sort through this in a mature manner.
Ve sonrasında ben, babanla ve Carol'la yalnız oturur ve bunu doğal bir tavırda sakince çözerim.
He almost chopped off one of his bodyguard's fingers for looking at me in an impure manner.
Neredeyse korumalarından birinin parmaklarını kesiyordu sırf bana saf bir şekilde baktığı için.
They are open to the idea that the manner of death can be changed.
Ölüm şeklinin değişebileceği fikrine açıklar.
Abooksigun, you may expand the casino... under the condition that you first re-examine your spirit... and prove yourself worthy in the manner of your father's choosing.
Abooksigun, kumarhane genişleyebilir ama tek şartla, ilk önce ruhunu tekrar gözden geçireceksin ve babanın verdiği kararlara layık biri olduğunu kanıtlayacaksın.
I have decided the manner of your spirit quest.
Ruhun için yapacağın göreve karar verdim.
No one looks at dolls in a sexual manner.
Kimse oyuncak bebeklere cinsel obje gözüyle bakmaz.
A good, composed and confident bedside manner can be the difference between a frightened patient and a calm and confident patient.
Doktorun hastaya iyi, sakin ve kendinden emin olarak yaklaşması hastanın korkmamasını ve kendini rahat ve güvende hissetmesini sağlar.
Assess what they need to hear and then tell that to them in a reassuring manner.
Neyi duymaya ihtiyaçları olduğunu anlayıp, güven veren bir sesle onlara duymak istediklerini söyleyin.
And you're not exactly responding in the appropriate manner- - what's that about?
Sen de bunu tam olarak uygun anlamıyla ifade etmedin. Bu da ne?
Editors, they don't always have the best bedside manner.
Gazete müdürleri. Tavırları her zaman iyi olmuyor.
I didn't have any clue as to why she behaved in this manner.
Neden böyle davrandığına dair hiçbir fikrim yoktu.
So if I consider you to be soliciting lies or acting in an uncooperative manner, it will be construed as a violation of your probation and I'll return you to prison tonight.
Eğer seni yalan dolan peşinde, işbirliğine yanaşmayan bir tavır içinde görürsem bundan, şartlı tahliyeni ihlal ettiğin anlamını çıkarırım. Seni bu akşam cezaevine geri gönderirim.
Would it not have been prudent to inquire before you apprehended us in this manner?
Bu meseleyi ortaya getirmeden önce ihtiyatlı olup, ona sorman gerekmez miydi?
My bedside manner sucks on no sleep.
Uykusuz olunca hastaya karşı tutumum çok kötü oluyor.
Young man, one does not drink from a champagne fountain in that manner.
Genç adam, şampanya fiskiyesinden öylece içmek iyi bir davranış değil.
It means, uh, "we must leave now in an unusual manner."
Demek istediğim, "Uygunsuz bir durumdan dolayı - hemen gitmeliyiz."
The military is good at fighting, but they approach everything in a rigid manner...
Ordu savaşmakta iyidir ama her şeye katı şekilde yaklaşırlar.
It's the next step in a plan to transform the planet in a manner... that will render your $ 100-million payday both trivial and meaningless.
Plânımın sonraki aşamasında gezegeni öyle bir dönüştüreceğim ki kazandığınız 100'er milyon dolar hem değersiz hem de anlamsız olacak.
His verse notwithstanding, Ibycus is perhaps most famous for the manner of his death at the hands of robbers.
İlâhileri bir yana, Ibycus belki de asıl ününü soyguncular tarafından öldürülürkenki tavrına borçludur.
In a manner of speaking.
- Öyle sayılır.
I think you'll find that with God's love and a true belief, all manner of miracles are possible.
Tanrı aşkı ve gerçek inançla, tüm mucizelerin mümkün olduğunu göreceksin.
they died... in a most unattractive manner.
Ölmüşler... Hem de çok kötü bir şekilde.
What promised to be a most tedious afternoon of sport now holds all manner of possibilities.
Can sıkıcı olacağı söylenen bir gün tüm olasılıklara açık bir öğleden sonra haline geldi.
You will not deny us the rights of union membership? No. On the contrary, I welcome dialogue as long as it remains cordial, constructive and is conducted in a civilised manner.
Tam tersine, ben anlaşmaya hoş görüyle bakarım candan, yapıcı ve medeni bir şekilde olursa tabii.
One does rather hope the sun will come out in a timely manner.
Güneş çıkıcağa benzemiyor.
When you said that you were hoping to see his fastball, did you mean that in a suggestive manner?
Attığı topu gördüğünü umduğunu söylerken imâli şekilde mi söyledin?
Monogamous manner till we don't want to do that anymore.
Bunu yapmak istemeyene kadar tekeşli şekilde takılabiliriz.
The full version makes it clear that Officer Acosta acted professionally and in a manner that reflects well on all of us.
Videonun tam versiyonu Memur Acosta'nın profesyonel bir şekilde davrandığını gösteriyor.
Where's your manner?
Hayırdır?
Every manner of vice known to man can be perpetrated on the other side of the tracks, and every rustler and buffalo hunter,
Tüm fikirlere rağmen sandığımızdan da iyi olan ve ödül avcılarının yanı sıra
I thought I deserved all manner of medals!
Tüm görev madalyalarını hak ettiğimi düşünüyordum!
'The fertile bush of New South Wales'teems with all manner of life...'
New South Wales'in bereketli çalıları'hayatın tüm çeşitleriyle dolup taşıyor...'
This is the sixth time I've had to object to the manner in which Claire strays from the boundaries you laid out.
Belirlediğiniz sınırları ihlâl ettiği için Claire'e altıncı kez itiraz etmek zorunda kalıyorum.
And how about here, under "manner of death"?
Peki burada, ölüm şeklinde?
Can you read what it says, please, under manner of death?
Ölüm şekli olarak ne yazdığını okuyabilir misiniz?
You should behave in a civilized manner!
Medeni insanlar gibi davranmalısın!
Hero was in this manner accused, in this very manner refused, and upon this grief suddenly died.
Hero aynı söylendiği gibi suçlandı, dışlandı ve üzüntüsünden öldü.
Though in a manner of speaking, she was.
Ama bir bakıma konuşursak, eskiden ölüydü.
Now, we can take this bar back in a civilized manner, or Devil here can send you to the hospital for months, and we can take it the same way you did.
Şimdi, ya bu barı medeni bir biçimde geri alırız ya da Devil birkaç ay yatacak kadar seni hastanelik edebilir ve biz de barı senin yaptığın gibi elinden alırız. Karar sana kalmış.
Observe their garb and manner.
Üzerlerindeki kıyafetlere göre onlar Yeşil Fener.