Marais translate Turkish
62 parallel translation
Then I went to the Marais Galleries and talked to Louis Dufond.
Sonra Marais Galerileri'nde Louis Dufond'la konuştum.
We'll go straight through the Marais.
Sonra Marais Bölgesine geçeriz.
The Marais is not exactly my neighbourhood.
Marais bölgesi olmaz Benim mahalleden geçelim.
Now if you can scrape together a few sous... we can meet tomorrow morning at the Cafe Marais and talk things over.
İkimize yer ayırtabilecek paran varsa yarın sabah Marais Kafe'de buluşup her şeyi konuşuruz.
I'm looking for something in the Marais.
Marais'de kalacak küçük bir yer arıyorum kendime.
" Louis Marais, aged 39, bachelor, came home after one drink too many
" 39 yaşındaki bekar, Louis Marais, eve içkili geldi
" Monsieur Marais responded with an air from Tosca sung on the hall landing.
" Mösyö Marais apartman boşluğunda Tosca'yı söyleyerek karşılık verdi.
" who died before reaching hospital.
" ve Marais hastaneye varamadan can verdi.
Jan Marais...
Jan Marais.
And this is a summation of the South African internal investigation which identifies the man as one Jan Marais.
Bu da, Güney Afrika iç soruşturmaya ait başka bir liste. Kimliği saptanan kişi, Jan Marais'den başkası değil.
Back in the Marais, I was called Pigonou The Grave!
Marais'te bana, Mezarcı Pigonou derlerdi!
Next time, if you do not reveal Lupino's secret, you'll be sent back to the Marais and see what lron-Heart has to say to you.
Bir dahaki sefer,... Lupino'nun sırrını açıklamazsan,... Marais'e geri gönderileceksin bakalım Demir Yürek sana ne diyecek.
- A viol for Monsieur Marais!
Bay Marré'ye bir viyola gerek!
Marin Marais is going to give his lecture.
Marin Marais ders verecek.
Monsieur... My name is Marin Marais.
Beyefendi, benim adım Marin Marais.
Wait! Maybe Mr Marais has in mind an air of his own.
Belki Bay Marais'nin kendi bestelerinden biri ezberindedir.
No, that's Jean Marais.
Hayır, Jean Marais gibi.
She told me to meet her... at the Centre du Marais at 10 : 30.
Onunla saat on buçukta Centre du Marais'de buluşmamı istedi.
We'll go to "Le Marais".
"Le Marais" e gideceğiz.
I can meet you in "Le Marais".
"Le Marais" de buluşabiliriz.
you know, "Le Marais" frightened me.
Biliyor musun, "Le Marais" beni korkuttu.
Signoret, Jean Marais and God knows who else.
Signoret, Jean Marais ve daha kimler, Tanrı bilir.
A Marais bar.
Marais barda.
I just can't believe we were in Paris together, And we spent the entire time in a dirty club in marais.
Sadece Paris'e gitmiş olduğumuza ve tüm zamanımızı Marey'deki izbe bir kulüpte geçirdiğimize inanamıyorum.
In the Marais area.
Marais bölgesinde.
It's in le marais.
Le Marais'deki.
Le marais.
- Le Marais.
The Marais was a popular neighborhood.
Marais o zamanlar çok popüler bir yermiş.
No, in the house in the Marais.
Hayır, evdeyim yani Marais'lerde.
When many Jews lived in the Marais?
Yahudilerin birçoğu ne zaman Marais de yaşamaya başladılar?
No, like the Marais... the Lower East Side.
Hayır, Marais gibi... Aşağı Doğu Tarafı'ndaki.
He says Marais or Moreau street was where Joey was found.
Marais veya Moreau Sokağı, dedi. Joey orada bulunmuş.
Marais street?
- Marais Sokağı mı?
Kid's found dead inside a store, nowhere near marais street, and he's shot to death.
Çocuk marketin içinde ölü bulunmuş. Marais Sokağı'nın yakınında bile değil. Ve silahla öldürülmüş.
The cops tell the Abreus that their son was found on Marais street, died during the storm, exact date unknown,'cause of death undetermined.
Polisler Abreu'lara oğullarının Marais Sokağı'nda bulunduğunu söylüyor. Fırtına sırasında ölmüş. Tam günü bilinmiyor.
- This is limit Marais Poitevin ( marshland ), with a culture broth.
- Bu Marais Poitevin'i kültür ortamıyla ile sınırlıyor.
I know this great little bar in the Marais.
Marais adında ufak, harika bir bar biliyorum.
In the worst-case scenario... you're two weeks ahead of me, you get... a gorgeous little apartment in the Marais.
En kötü durum senaryosuna göre benden iki hafta öndesin, Marais'te harika bir küçük dairen var..
What if I don't want to live in the Marais?
Ya Marais'te yaşamak istemiyorsam?
You're a bachelor... a musician, you live in the Marais. Wear orange.
Bildim bileli bekarsın, müzisyensin, Marais'de yaşıyorsun, turuncu giyiyorsun.
Hmm? A wander around the Marais?
Marais'te dolaşmak mı?
It was in the summer months, of course, and I rode my bike often from the Maison de Molière to the Marais to get my tea, or my cheese, or whatever.
- Tabi ki yaz aylarıydı, - Maison de Moliere'den Marais'e kadar - çay, ya da peynir ya da herhangi bir şey almak için bisikletimi sürüyordum. -
This is a hair comb that I got in the Marais in Paris.
Bu saç tokasını Marais, Paris'ten aldım.
It's in the Marais.
Marais'da.
All of south-eastern Paris will soon be under water. Le Marais, first.
Güneydoğu Paris'in tümü, özellikle ilk etapta Le Marais kısa sürede sular altında kalır.
- In Marais.
- Marais'de.
There's this shop in Le Marais that helps you make your own fragrance.
Le Marais'de kendi parfümünü yapabildiğin bir yer var.
Most recently in Paris, in the Marais.
En son Paris, Marais bölgesindendim.
Yvette and Paul Marais.
Biz de memnun olduk.
Marais street actually.
Marais Sokağı'nda aslında.
Who's this Eric?
Marais'de yoga merkezi.