Marilyn translate Turkish
2,288 parallel translation
- Marilyn Weisman?
- Marilyn weisman?
Actually, I didn't know Marilyn until yesterday.
Aslında, Marilyn'i düne kadar tanımıyordum.
Well, I was talking to Marilyn on the phone yesterday and guess what, Sarah?
Dün Marilyn'le telefonda konuşuyorduk, Tahmin et ne oldu, Sarah.
Marilyn invested a very large sum of money in one of Simon's causes, then woke up to an empty bed and a big empty bank account.
Marilyn Simon'un işlerinden birine büyük invested a very large sum of money miktarda para yatırmış In one of simon's causes - Ve sonra, bir sabah boş bir yatak ve boş bir banka hesabıyla uyanıvermiş.
Oh, that's not Marilyn Weisman, is it, Mom?
- Ooh. Bu Marilyn Weisman değil değil mi anne?
- You called the police?
Polisi mi aradın? Marilyn aradı.
- Marilyn did. Gosh, I'm so sorry about those charges she's filed.
Tanrım, senin hakkında açtığı davalar için çok üzgünüm.
Like Marilyn Monroe for JFK.
JFK için Marilyn Monroe yaptığı gibi.
Marilyn.
Marilyn.
I went, Marilyn?
Ben de Marilyn diye seslendim.
I knew Marilyn was the murderer.
Marilyn'in katil olduğunu biliyordum.
We found it!
Marilyn'in katil olduğunu biliyordum.
Marilyn at the aquarium told us that they're missing a filter.
Akvaryum çalışanı Marilyn, bir filtrenin kayıp olduğunu söylemişti.
Like Marilyn Monroe
Marilyn Monroe.
She had a slightly turned-up nose. Like Marilyn Monroe, in fact.
Marilyn Monroe gibi onun da hafif kalkık bir burnu vardı.
I'd just come back from seeing Marilyn Monroe and Laurence Olivier, and as they came through the gates they're all screaming.
Marilyn Monroe ve Laurence Olivier ile görüşmeden çıkmıştım. Onlar kapıdan çıkarken herkes bağırıyordu.
Marilyn was always sort of perfectly made up and she had a face which was virtually perfect.
Marilyn her zaman kusursuz görünürdü. Neredeyse kusursuz bir yüzü vardı.
So I took his position and Marilyn put her arms round me like that, and later on she wrote, "Jack, I'll tell you what we'll do,"
Onun yerine geçtim ve Marilyn bu şekilde kollarını boynuma sardı. Sonra bu fotoğrafın üstüne "Jack, sana ne yapacağımızı söyleyeceğim," yazdı.
It was a tough job for him because she was... I think she was a darling girl in many instances, but she... she had a lot of problems...
Onun için çok zor bir işti çünkü Marilyn... bana göre çok tatlı bir kız olsa da... çok sorunluydu.
Between Marilyn and Olivier, who also directed, there were occasional reports of strain.
Marilyn ve filmi yöneten Olivier arasında... ara sıra gerilimler olduğu bildirildi.
When she died, there was an urgent call to New York, for he was in New York at the time, and he had to fly back, because it was in the contract he had to make her up when she was dead.
Marilyn ölünce New York'a acil bir telefon geldi. Çünkü Whitey o sıra New York'taydı. Acilen geri dönmesi gerekti.
Are you all talking about Marilyn Monroe?
Marilyn Monroe'den mi bahsediyorsun?
If you have the Eye of Mussolini I'll give you the molar of Marilyn.
Dereyi görmeden paçaları sıvamayalım. Eğer Mussolini'nin gözü sizdeyse karşılığında Marilyn'in azı dişini alacaksınız. Adil bir anlaşma.
Marilyn is back in town.
- Marilyn şehre döndü.
What about Marilyn Manson's Mansinthe?
Marilyn Manson'ın mansinthine ne dersiniz?
If I had a time machine, I'd visit Marilyn Monroe in her prime. Or drop in on Galileo, as he turned his telescope to the heavens.
Bir zaman makinem olsaydı, Marilyn Monroe'yu hayatının baharında ziyaret ederdim ya da teleskopunu gökyüzüne dikmişken Galileo'ya uğrardım.
Text my good friend Marilyn Manson and we can all throw down.
Dostum Marilyn Manson'a da mesaj çekeyim de hep beraber kavga edelim.
I just accidentally got engaged to Marilyn Monroe.
Yanlışlıkla Marilyn Monroe ile nişanlandım.
Marilyn, get your coat!
Marilyn, paltonu al.
Someone called Marilyn.
Marilyn diye biri aradı.
Actually sounds like THE Marilyn.
Aslında sanki belli bir "Marilyn" gibi geldi bana.
This is my wife, Marilyn.
Bu benim eşim, Marilyn.
You are a much prettier Marilyn than she is.
Hayır Lee, sen ondan çok daha güzel bir Marilyn oldun.
Marilyn Monroe.
Marilyn Monroe.
That was Marilyn Monroe's trademark.
Marilyn Monroe'nun alamet-i farikası.
I look like I've borrowed Marilyn Manson's underwear.
Marilyn Manson'ın iç çamaşırlarını giymiş gibiyim.
Behlül, you made me look like just like Marilyn Monroe.
- Behlül, vallahi aynı Marilyn Monroe gibi oldum.
I tell you about the time I met Marilyn Monroe?
Sana Marilyn Monroe ile tanıştığım günü anlatmış mıydım?
Marilyn Muller has been a very good friend of this family.
Marilyn Muller bu ailenin çok iyi bir dostudur.
Marilyn uses that too.
Marilyn de bunu kullanıyor.
Marilyn saw you at the front door.
Marilyn seni ön kapıdan görmüş.
Look what we have from Marilyn's garden, nice and fresh.
Jimmy, al. Marilyn'in bahçesinden topladık, güzel ve tazeler.
Don and Marilyn aren't friends?
Don ve Marilyn arkadaş değil mi?
Marilyn wasn't happy...
Marilyn mutlu olmazdı...
... especially the way you've been avoiding him and Marilyn.
... özellikle o ve Marilyn'den kaçtıktan sonra.
Has anyone fed Marilyn?
Biri, Marilyn'i besledi mi?
"Has anyone fed Marilyn yet?" Like she's your fucking dog.
"Biri, Marilyn'i besledi mi?" Sanki senin köpeğin de.
I knew Marilyn was the murderer.
Ver şunu!
That Marilyn is the murderer!
Cinayeti Marilyn işledi!
Winston Churchills Fingernail clippings.
Winston Churchill'in tırnakları. Marilyn Monroe'nın... azı dişi.
IN LOVING MEMORY : C.C. MARILYN BATSON : 1973-2008
C. C. Batson ve Marilyn anısına