English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Material possessions

Material possessions translate Turkish

41 parallel translation
I have no money. - Who needs material possessions?
- Kim maddi şeyler ister ki?
I have lots of material possessions.
Bir sürü maddi varlığım var.
We have little need for material possessions.
Maddesel şeylere çok az gerek duyarız.
You're obsessed with material possessions!
Tanrım! Mülkiyet konusunda takıntılı birisin.
Fortunately, I'm not dependent on material possessions.
İyi ki, mal mülk heveslisi değilim.
Looks like they forgot one of your material possessions.
Maddi bağımlılıklarınızdan birini unutmuş gözüküyorlar.
Dear Lord, thank you for this Thanksgiving holiday... and for all the material possessions that we have and enjoy... and for letting us white people kill all the Indians and steal their tribal lands...
Sevgili Tanrım, bu Şükrün Günü tatili için teşekkürler. Ve tüm sahip olduklarımız için sana teşekkür ederiz. Beyazların Yerlileri öldürmesine ve soymasına izin verdiğin için...
The promise of material possessions can often blind one...
Maddiyatın verdiği mevkiler insanın gözünü kamaştırabilir -
- "I reject civilization, especially material possessions."
- "Medeniyeti reddediyorum, " özellikle de mal mülk edinmeyi. "
Uh, material possessions only clutter the mind anyway.
Ah, her halukarda maddi varlık aklı karıştırır.
Unspoilt by their material possessions and great wealth, they were concerned only with learning, cultivating virtue, and living in harmony with nature.
Sahip oldukları materyal ve bollukla bozulmadan, sadece öğrenmek, fazilet sahibi olmak... ve doğa ile uyum içinde yaşamak ile ilgilendiler.
Lorraine : first, we prepare our souls By stripping ourselves of all material possessions And sexual desires.
Önce, sahip olduğumuz maddi şeylerden ve cinsel arzulardan kurtularak ruhumuzu hazırlıyoruz.
My therapist said the best way to move on in my life is to divest myself of all of Seth's material possessions.
Affedersin? Terapistim hayatıma devam etmemin en iyi yolunun, kendimi Seth'in maddi materyallerinden yoksun bırakmak olduğunu söyledi.
I've divested myself of all of Seth's material possessions.
Kendimi Seth'in maddi varlıklarından arındırdım.
Your earrings, your necklace, your bracelet, all your meaningless material possessions you hold so dear, gone forever!
Küpelerin, kolyen, bileziğin, bütün o anlamsız eşyaların. Hepsi sonsuza kadar gitti.
"The natiors sovereignty extends not only to all the men and women of the nation, but to all its material possessions, the natiors soil and all its resources. All the wealth, and all the wealth-producing processes within the nation."
Ülkenin bağımsızlığı sadece ülkedeki tüm kadınları ve erkekleri içine almaz ayrıca sahip olduğu tüm malzemeleri, ülkenin toprağını ve üretimde kullandığı kaynaklarını, tüm varlık ve ülke içinde varlık üretmeye yarayan süreçleri içine alır.
Material possessions.
Gerekli eşyalarını.
Hey, I'm all for giving up wealth and material possessions.
Hey, bütün servetimden ve dünya malından vazgeçiyorum.
You're just too trapped by your material possessions.
Materyal varlıklarının arasında tuzağa düşmüş gibisin.
They were always busy... Fishing day and night, treasuring their material possessions.
Her zaman meşguldüler - mallarını mülklerini arttırmak için... gece gündüz balık avlıyorlardı.
Material possessions are important.
Maddiyatta önemlidir.
So your not bound by the shackles of material possessions.
Bizim için medeniyetten uzak olmak demek bu.
Believes you should renounce all material possessions But still keep the receipts.
Bütün materyal şeylerden kendini arındırma olayına inanır ama yine de fişleri saklar.
The promise of mystery, adventure, hidden clues, action set pieces, red herrings, diabolical double-crosses and a thrilling climax that ultimately bashes us all over the head with a lesson about the importance of non-material possessions.
Mistik bir macera garantisi, gizli ipuçları, macera, sahte ipuçları *, şeytani kazıklamalar *, ve dorukta heyecan, kafaya inen aşırı darbeler, maddi olmayan zenginlikler hakkında dersler verebilir.
You should focus on material possessions of people.
Kimsenin protesto ettiği yok.
- all corporations who need this infinite growth - have convinced us or brainwashed most people in America and the world that we have to have X number of material possessions and the possibility of gaining infinitely more material possessions, in order to be happy.
Amerika'daki ve dünyadaki bir çok insanın mutlu olabilmeleri için x sayıda malı mülkü olmak zorunda olması..... ve sonsuz sayıda, daha da çok kazanma olasılığıdır.
And a few more guys to count your mansions, houses, planes, boats, luxury cars, and all the material possessions you could possibly dream of.
Ayrıca yatlarınızı ve arabalarınızı saymak için de bu adamlara ihtiyaç duyacaksınız ve tüm maddi varlığınız hayal etmenize bağlı.
- Well, he's not into material possessions, you know?
Sahip olmaya karşı bilirsin.
- Well, well, look, if she's going to marry an Italian, I want her to marry somebody with... You know, with material possessions, with a yacht, with a couple of Ferraris, with a villa in Sardinia.
Tamam, bak şimdi eğer bir İtalyan ile evlenecekse onun öyle biriyle evlenmesini istiyorum ki sahiplenmeyi istesin yatı olsun, Ferrarileri olsun, Sardunya'da villası olsun.
I'm not too bothered by material possessions.
Yeni bir maceraya atılmak için. Maddiyat pek umurumda değil.
Material possessions don't interest them.
Eşyalara sahip olmak onları pek ilgilendirmiyor.
Oh, I'm sorry that I'm more into material possessions than you.
Mal varlığına sizden daha çok önem veriyorsam kusura bakmayın.
"material possessions are fleeting."
"maddiyat fanidir." - Tamam be, yeter!
Well, I've never been so grateful for my serious lack of material possessions.
Az eşyam olduğu için hiç bu kadar sevinmemiştim.
We get too caught up in- - in material possessions.
Düşünceli ve el yapımı hediyeler. Maddi şeylere çok kaptırmışız kendimizi.
not too good. Yeah, I know it's nothing fancy, but, you know, I'm not really into material possessions.
Çok şaşalı bir yer olmadığını biliyorum ama zaten çok eşya meraklısı biri değilim.
- The white man desires for material possessions and power has blinded him.
Beyaz adam maddiyata sahip olmak istiyor. Ve güç onu kör ediyor.
Are you willing to renounce all material possessions?
Tüm maddî varlığından feragât etmeye hazır mısın?
And because I am forsaking all material possessions, I am giving you a very large bonus.
Ve tüm dünyevi şeylerden vazgeçtiğim için size büyük bir ikramiye veriyorum.
Hoping things, material possessions, hallucinogenics, would bring me peace.
Maddi eşyaların, halüsinojeniklerin bana huzur getireceğini umdum. Getirmediler.
Give what away? I'm shedding all my material possessions and helping those who need it.
Bütün dünyevi mallarımdan kurtulup muhtaç olanlara yardım edeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]