English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maturity

Maturity translate Turkish

434 parallel translation
"Lord, please let my soul come to maturity before it is reaped."
Tanrım, izin ver ruhum hasat edilmeden belirli bir olgunluğa erişsin.
"Lord, please let my soul come to maturity before it ls reaped."
Tanrım, izin ver ruhum hasat edilmeden belirli bir olgunluğa erişsin.
With maturity, the mind can stand anything.
Olgunlaştıktan sonra, beyin her şeye dayanabilir.
No, he's suffering from an acute case of maturity.
Olgunlaşma acıları çekiyor.
He was young and foolish but I believe had he been spared until his maturity...
Genç ve aptaldı. Ancak olgunluk yıllarında da onsuz bırakılmış olmak -
She torments me with such exceptional maturity.
Acaba benden nefret mi ediyor? Bunu merak ediyorum.
Connie, for a certain type, maturity is terribly important,
Connie, belirli bir tarz için, olgunluk da çok önemli.
He has one there that's reached maturity in six days.
6 günde tamamen büyümüş bir tane yetiştirdi.
I mean, maturity.
Yani olgun demek istiyorum.
When women reach the age of maturity Mother Nature sometimes overworks their frustration to a point of irrationalism.
Kadınlar olgunluk çağlarına ulaştığında Tabiat Ana bazen kadınların hüsranlarıyla fazla çalışarak irrasyonalizmi işaret eder.
Maturity is the armor of our missionaries.
Olgunluk misyonerlerimizin zırhıdır.
The Morlocks maintained them and bred them like like cattle only to take them below when they reached maturity.
Morloklar onlara bakıyor ve besliyorlardı sığır sürüleri gibi. Olgunlaştıklarında onları aşağı almak için.
They are perhaps more guilty than some of the others, for they had attained maturity long before Hitler's rise to power.
Belki de diğerlerinden çok daha suçluydular. Çünkü düşünceleri Hitler iktidara gelmeden çok öncelerde olgunlaşmıştı.
You see, Lolita is a sweet, little child but the onset of maturity seems to be giving her a certain amount of trouble.
Biliyorsunuz, Lolita tatlı, küçük bir kız... ama ergenlik çağı yüzünden... bazı sorunlar yaşıyor gibi.
But to be completely at one with what you love, you need maturity
Neyi sevdiğinden emin olmak için ihtiyacın olan şey ise, olgunluktur.
But despite the maturity of their art and their science, in the most important part of their lices, the worship of their gods, they remained primitice.
Fakat sanat ve bilimde ileri olmalarına karşın yaşamlarının en önemli kısmında, tanrılarına ibadet etmede ilkel kaldılar.
And so you see, Monster, it's easy to understand why an impressionable girl like Liza would be momentarily smitten by a man like my husband. Maturity has its own fascination.
Ve gördüğün gibi, Canavar, Liza gibi hassas bir kızın neden kocam gibi, olgun bir adamın cazibesine kapıldığını anlamak çok zor değil.
Yes, she is, and I realize that now. And like you say, maturity sure is fascinating.
Evet, öyle, ve ben bunu şimdi anladım dediğiniz gibi, olgun olmak büyüleyici birşey.
I have since learned that there's no maturity and fascination between us thanks to Samantha here. - Samantha?
Aramızdakinin olgunluk değil sadece bir sihir... olduğunu bana, Samantha öğretti.
Maturity is everything.
Önemli olan kemale ermektir.
Because this new species of orange, treated with my special process, reaches full maturity in five days.
Çünkü, bu yeni portakal türü, uyguladığım özel bir işlemle beş gün içinde tamamen olgunlaşıyor.
Maybe they should be checked first for a little common sense, understanding, and emotional maturity!
Belki insanların sağduyusu ve duygusal olgunluğu da ölçülmeli!
These girls have just reached maturity.
Bu kızlar daha yeni yetişkin oldular.
There is a delightful period, between 30 and 35 years old, when Cuban women suddenly go from maturity to rottenness.
30 ila 35 yaşları arasında Kübalı kadınların bir anda olgunluktan bozulma evresine geçtiği çok hassas bir nokta vardır.
We got a lot of things going for us... experience, maturity, leadership.
Pek çok artımız var... tecrübe, olgunluk, liderlik.
Maybe it's because he doesn't have the maturity.
Belki belli bir olgunluğu olmadığındandır.
From when it is born to its maturity... And then to its death...
Olgunluk çağında oluyor ve sonra değerini yitiriyor.
In his Analysis of Compatible Marriages, Wilhelm Reiker says... that the problem of the mother-in-law is dependent on the maturity of the wife.
Wilhelm Reiker, Evlilik Uyum Analizinde kayınvalide sorunu, gelinin olgunluğuyla bağımlıdır, diyor.
On the contrary, they give you maturity.
Aksine, seni olgunlaştırırlar.
Well, I have the inclination the maturity and the wherewithal but unfortunately, I don't have the time.
Şey, yeterli eğilimim deneyimim ve olanaklarım var ama maalesef zamanım yok.
No lectures on maturity, either.
Olgunluk üzerine ders de yok.
Not if you want to reach maturity.
Tabii olgunlaşacak kadar yaşamak istiyorsan.
It's as if, beneath the surface of your calm and reassuring history, the good little boy, as if, running beneath the obvious, too obvious, signs of growth and maturity - scribbled graffiti on bathroom doors, certificates, long trousers, the first cigarette, sting of the first shave, alcohol, the key left under the mat for your Saturday night outings, losing your virginity, the baptism of air, the baptism of fire - as if another thread had always been running, ever present but always held at bay, and which is now weaving the familiar fabric of your rediscovered existence, the bare backdrop of your abandoned life, veiled images of this revealed truth,
Sanki o sakin ve güven verici, uslu bir çocuk olduğun geçmişinde o bariz büyüme ve olgunlaşma belirtilerinde, yani tuvalet kapılarına çizdiğin resimlerde diplomalarda, uzun pantolonlarda, ilk sigarada usturayla ilk temasta, alkolde Cumartesi geceleri için paspasın altına bırakılan anahtarda bekaretini kaybedişinde, ilk uçuşunda, ilk savaşında sanki orada olan ama sıkı sıkı tutulan şimdi de baştan keşfettiğin hayatının halısını dokuyan, terkedilmiş hayatının temellerini kuran bir iplik tutuluyordu hep :
In a few short weeks after the rain this plant grows quickly to maturity, bears seeds, and dies.
Yağmurdan sonra, birkaç haftadan kısa süre içinde bu bitki çabucak olgunlaşır, tohumlarını yayar, ve ölür.
You cats have no maturity!
Ne kadar çiğsiniz siz.
A moral maturity is required, and especially knowledge of movement of fluids, of star and planet influences.
Büyük bir zihinsel olgunluk ve hayal gücü gerekir. En önemlisi, yıldız hareketleri ve gezegenin etkileri konusunda bilgili olmak gerekir.
Your patience your understanding and your maturity.
Sabrına, anlayışlılığına, olgunluğuna...
As a result, no other creature can compare with these female kangaroos which throughout their maturity continuously, almost without break, have three young at different stages of development.
Bunun sonucunda, yetişkinlik döneminde neredeyse hiç ara vermeden farklı gelişim aşamalarındaki üç adet yavruya sahip olan bu dişi kanguruyla hiçbir canlıyı karşılaştırmak mümkün değildir.
You call it maturity. The Yanks call it precocity. And I call it impudent.
Sen olgun diyorsun, Amerikalılar özgür diyor ben arsız diyorum
I think any relationship is not based on either compromise or maturity or perfection or any of that. It's really based on luck.
Bence hiçbir ilişki uzlaşma ya da olgunluk veya mükemmelik üzerine filan kurulu değildir.
Conduct yourselves with the utmost maturity.
Azami derecede olgun davranın.
Give me maturity, give me ageing...
Olgunluk, yaşlanma görmek istiyorum...
In fact, until I was 16, I thought throwing up was a sign of maturity. [AUDIENCE LAUGHS]
16 yaşına gelene kadar kusmanın yetişkinliğin bir işareti olduğunu sanıyordum.
I think just being friends with a sexy woman is a big step in my maturity.
Bence Heather gibi seksi bir kadınla arkadaş olmak olgunlaşmam için çok büyük bir adım.
"They agree with Machiavelli that the greater good excuses minor evils... "... that liberty, like a child, needs tears and pain to reach maturity
Komite büyük sebeplerin küçük kötülükleri... unutturacağı konusunda ve özgürlüğün de... bir çocuk gibi olgunlaşmak için acı ve göz yaşına ihtiyacı olduğu hususunda Machiavel'yle hem fikirdir.
Mulle, how about showing a little maturity?
Mulle, biraz olgun davransan nasıl olur?
My father... may he rest in peace... would say maturity, tolerance... a willingness to give, that's all.
Babam - huzur içinde yatsın - derdi ki : "Küçük bir tolerans göstermek, birini bağışlamak olgunluktur." Bu kadar.
PHYSICALLY, NOT MATURITY.
Fiziksel olarak evet, ama olgunluk açısından hayır.
I think you underestimate the sensitivity and maturity of this group.
İnanamıyorum hala evde yok? - Ev demişken...
The dreams of youth... are the regrets of maturity.
Gençlik rüyaları olgunluğun pişmanlıklarıdır.
You overestimate my maturity.
Senin olgunluğun benim abartmam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]