Maybe i don't want to translate Turkish
477 parallel translation
I don't know, but if I did know, maybe I'd want to forget.
Bilmiyorum, ama bilmiş olsam bile muhtemelen hemen unutmak isterdim.
But maybe you have things to do, Miss, I don't want to bother you.
Ama belki yapacak işleriniz vardır bayan. Sizi rahatsız etmek istemem.
Maybe I don't want to go down to the cellar.
Belki de kilere inmek istemiyorumdur.
- Maybe I don't want to.
- Belki de istemiyorum.
I don't want to be, but, well, there's the kids and all, and I wanna do what's right for them, and maybe sometimes I...
Öyle olmak istemiyorum ama çocuklar söz konusu olunca onlar için en doğrusunu yapmak istiyorum. Ve belki bazen...
They figure you don't want me around, you don't want to see me, and if I go away for a while, maybe I'll get all this out of my mind.
Beni etrafında istemediğini, beni görmek istemediğini ve kısa süreliğine uzaklaşırsam tüm bunları aklımdan çıkaracağımı düşünüyorlar.
Maybe it isn't glamorous. I don't know... but I want to be your girl.
Belki cazip değildir, bilmiyorum ama senin kadının olmak istiyorum.
Maybe I don't want anybody to own me, you or anybody. Get out!
- Belkide kendime kimseyi istemiyorum, seni yada bir başkasını.
If you're saying all this because you don't want to tell me the truth, because you're hiding something from me, then maybe I can understand.
Bana doğruyu söylemek istemediğin, bir şey sakladığın için böyle konuşuyorsan, seni anlayabilirim.
Well, maybe I'll get a year in jail, and when I come out they don't want Artie West to be a soldier no more.
Çıktığımda da artık ordu Artie West'i istemez.
Maybe I don't even want to.
Belki de hiç istemiyorum.
Maybe you don't want to live, but I do.
Siz yaşamak istemiyor olabilirsiniz ama ben istiyorum.
I don't want to spoil anybody's party, but maybe you better just call the cops.
Kimsenin partisini rezil etmek istemem, fakat belki de polisleri çağırsan iyi edersin.
I think you really want to join in the party but maybe you don't know how.
Bence, aslında partiye katılmak istiyorsun... ama nasıl yapacağını bilmiyorsun.
Maybe so, but... I don't want to get back to Paris too late tonight.
Haklı olabilirsiniz ama gece, geç vakitte dönmek istemiyorum Paris'e.
Maybe. But I don't want to.
Evet. ama istemiyorum.
Maybe I won't, but I don't want anybody to teach me, either.
Bilmiyor olabilirim ama kimsenin bana öğretmesini de istemiyorum.
I don't want to upset you, but come here maybe better.
Endişelenmeyin ama buraya gelirseniz iyi olur.
I don't want to give you false hope... but maybe she doesn't know her own mind.
Sana boş yere ümit vermek istemem ama belki o da kendi düşüncelerinden haberdar değil.
Maybe I am, but I don't want to know anything about you.
Belki öyle ama senin hakkında hiç bir şey bilmek istemiyorum.
I don't know. I want to but maybe she wouldn't know me.
Bilmiyorum. İstiyorum ama belki de beni tanımaz.
Maybe I don't want to.
BeIki de istemiyorum.
And maybe I don't want to see the kid for that reason.
Sırf bu yüzden çocuğu görmek istemeyebilirim.
Maybe- - I don't know- - Maybe you don't want to talk about it.
Belki bunun hakkında konuşmak istemezsin.
I don't want to rush anyone, but maybe we should continue in the other room.
Telaşa vermek istemem ama belki sohbete yan odada devam etsek daha iyi olur.
Maybe the only thing you know... is I don't want to get married, or something like that.
Belki tek bildiğin... evlenmek istemediğim, yada öyle bir şey.
Maybe I don't want to swim anymore.
Belki de artık yüzmek istemiyorumdur.
Maybe I just don't want to die here.
Belki de sadece burada ölmek istemiyorumdur.
Brother, maybe... If you don't want to I'll think of something myself
Kardeşim, belki... olmazsa... ben bir şey düşünebilirim!
So maybe if you don't want to hear it, I'll understand.
Bu yüzden belki dinlemek istemezsin bunu anlarım.
You don't want to get married with the nagging thought " Maybe I should have.
Hem evlendiğinizde bu konu içinizde kalmasın.
Now, since we don " t want to be chased out of Barlow Creek... at least for a couple of days... I think maybe we should try and be extra cautious.
Barlow Creek'ten kovalanmak istemediğimize göre en azından bir kaç gün için biraz daha tedbirli olmayı deneyebiliriz.
Maybe I don't want to give her the time.
BeIki ona zaman ayırmak istemiyorum.
Maybe I don't want to.
Belki de çekmek istemiyorum.
Maybe I don't want to go to one like this.
- Belki de gitmek istemiyorumdur. - Gitmek istiyorsun.
Don`t you want to hear at all how it went? I just assumed it went okay, and that maybe you didn`t want to talk about it anymore.
neler olduğunu duymak istemiyor musun herşey sorunsuz gitti ve varsayıyorum ki belki de artık hakkında konuşmak istemiyorsun
First we're gonna go to the movie, then we'll go to eat... and maybe I'll ask him back here... although I don't want to seem too forward on the first date.
Ama iki ayağımı da sıkıca kocama basıyorum. Sonra da belki onu buraya çağırırım Aslında ilk randevumuzda bu kadar istekli görünmek istemiyorum.
Maybe I don't want to team up... with an asshole with one bad hand.
Belki de kötü bir eli olan bir pislikle birlikte çalışmak istemem.
- Maybe I don't want to find him.
Belki onu bulmak istemiyorumdur.
What I've got to say, maybe you don't want these guys to hear.
- Arkadaşlarının duymasını istemezsin. - Uzatma da söyle hadi.
Maybe I don't want to be a young woman now.
Belki de bir yetişkin olmak istemiyorumdur daha.
Maybe I don't want to hear this.
En iyisi hiç anlatma.
Well, I... I don't want you to get upset or anything but with Martin and all, maybe it's not a good idea to be seen together in the building, because he had a lot of friends.
Şey, ben....... ben üzülmeni falan istemem ama Martin komada ve belki de binada birlikte görülmemiz iyi bir fikir olmayabilir.
Then maybe I don't want to be a princess any more.
O zaman belki de artık prenses olmak istemiyorumdur.
Maybe I just don't want to get to the top.
Belki de ben yukarda olmayı sevmiyorumdur.
Maybe I just don't want to.
Belki de aslında hatırlamak istemiyorum.
I want to leave, but I'm afraid, maybe because I love you and don't know how I can leave you.
Ushuaia Gitmek istiyorum ama korkuyorum Seni sevdiğim için olabilir
Maybe, but I don't want to get married.
Olabilir, ama yeniden evlenmek istemiyorum.
Maybe I don't want to be like you.
Belki senin gibi olmak istemiyorum.
Maybe I don't want to be a Parrish.
Belki Parrish olmak da istemiyorum.
Maybe, but I really don't think they want to hunt down a group of fellow Bajorans who are just trying to defend their homes.
Belki. Fakat sadece evlerini savunmaya çalışan arkadaşlarını ele geçirmek isteyeceklerini sanmıyorum.