English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Maybe it's time

Maybe it's time translate Turkish

2,040 parallel translation
Uh, maybe it's time we get you a tutor.
Belki de sana özel öğretmen tutmamızın zamanı gelmiştir.
Maybe it's time to change that.
Belki bunu değiştirme zamanı gelmiştir.
Do you think they escaped? Maybe if it was just the one time, but all three?
Belki bu seferlik, ama üçü de kaçmış olabilir mi?
Okay, but maybe it's time to give it a rest.
Doğru, ama biraz ara verseniz fena olmaz.
Maybe it's time for a change in troll management.
Trol işinde bir değişikliğe gitmenin zamanı geldi.
Then maybe it's time things changed.
Belki de artık işler değişmiştir.
Maybe it's time to try a negative one.
Belki de negatifi denemenin vakti gelmiştir.
Maybe it's time we put our differences aside.
Aramızdaki farklılıkları bir yana bırakıp onları bağışlama zamanı gelmiş olabilir.
Um... It... it's the first time we've left the kids alone overnight, and I was just wondering if maybe you could stop by and check in on them.
İlk kez çocukları gece yalnız bıraktık da geçerken uğrayıp ortalığı bir kolaçan edebilir misin diyecektim.
I think this is a sign that maybe it's time to hang up the gloves.
Sanırım bu, eldivenleri çıkarma vaktinin geldiğinin bir işareti.
It means that... maybe it's time we took a break.
Şu demek oluyor : Belki ara vermenin zamanıdır.
Maybe this isn't the first time it's happened.
Her şey çökene ve yeniden başlayana dek sürüp giden.
Maybe it's time you consider a different career.
Belki başka bir meslek seçmenin zamanı gelmiştir.
You know what, maybe it's high time you took a look in a mirror before you wreak havoc on another girl.
Bak ne diyeceğim (... ), belki de başka bir kızdan hıncını çıkartmadan önce aynaya bakma vaktin gelmiştir.
Maybe it's time we considered government care.
Belki de, devlet bakımını düşünmenin vakti gelmiştir artık.
Maybe it's hospital time.
Hastaneye gitmemiz gerek.
I've been in the wild for so long, that maybe it's time to come home.
Uzun zamandır ormandaydım. belki de eve dönme zamanım gelmiştir?
Maybe it's time we tied him to another ship.
Belki de onu artık başka bir gemiye bağlama zamanımız gelmiştir.
Maybe it's time I made myself happy.
Belki zamanı budur Kendimi mutlu ederim.
Maybe it's on next time.
Belki gelecek sefere.
Then maybe it's time you find out.
Belki bulup çıkarmanın zamanıdır.
Maybe it's a drill, like last time.
Geçen seferki gibi.
Well... maybe it's time to move on.
O halde... belki yola devam etmenin zamanı gelmiştir.
But, you know, I guess it's better than having parents who fight all the time... maybe.
Ama yine de sürekli kavga etmelerinden iyidir.
I'm looking, but I'm thinking maybe it's time you made a call.
- Arıyorum. Belki birini aramanın zamanı gelmiştir.
Okay, maybe it's time for a little handwriting analysis.
Tamam, belki el yazısını kıyaslama zamanıdır. - Bunu sen yazdın- -
Maybe it's time to let him go.
Belki de ondan vazgeçme zamanı gelmiştir.
I know a lot about sex, Will, but... Maybe it's time I learned a little something about romance.
Seks hakkında çok şey biliyorum, Will, ama belki de romantizm hakkında bir şeyler öğrenmenin vakti geldi.
If you didn't drive around like an idiot all the time, maybe it'd be running fine still.
Etrafta salak gibi boş boş gezip durmasaydın, hâlâ çalışıyor olurdu.
And you said yourself, he was nice enough to make this deal in the first place, so maybe it's time to remember that.
sallantıda olan zayıf bir firmayla birleşmeye ihtiyaç duyacak kadar düşük görüneceğimi söylememe gerek yok. Güvenilmez görünürüm. - Öyle mi düşünüyorsun.
Ade... maybe it's time that you try to move on from Navid.
Ade... Belki de Navid'den uzaklaşmanın zamanı gelmiştir.
Maybe it's time you try to move on from Navid.
Belki de Navid'den uzaklaşmanın zamanı gelmiştir.
So maybe it's time we start to fix it.
Belki de işleri yoluna koymanın vakti gelmiştir.
But maybe it's time for me to open my eyes and let it go.
Ama belki gözlerimi açıp tutmayı bırakmanın zamanı geldi.
And maybe the next time, you won't be so alone when it's over.
Belki bir dahaki sefere her şey sona erdiğinde bu kadar yalnız olmazsın.
So maybe it's time for an interview.
Belki bir röportaj yapabilirim.
Maybe it's time we tell her.
Belki de artık öğrenmeli.
You know, maybe it's time we consider - -
Belki de bazı şeyleri tekrar düşünme...
Maybe it's time to just leave the past in the past.
Belki de geçmişi ait olduğu yerde bırakmanın zamanı gelmiştir.
Maybe it's time to stare the past down and deal with it, Michael.
Belki de geçmişle yüzleşip hakkından gelmenin zamanı gelmiştir, Michael.
Maybe it's time Vaxilar Investments had an issue with their A.C. system.
Vaxilar Yatırım'ın havalandırma sistemiyle sorun yaşamasının vakti gelmiş artık.
I know it's an inconvenience, but maybe you could take the check and hand it off to Brandon next time you see him?
- Biliyorum külfetinize değmez ; fakat belki çeki alabilir ve Brandon'a bir dahaki görüşünüzde teslim edebilirsiniz?
Maybe it's none of my business, but if it were up to me, we'd be on all the time.
Belki de benim işim değildir, ama eğer benim yerimde olsaydı, biz hep birlikte olmuştuk.
Maybe it's time to call it quits.
Belki artik ayrilma zamanidir.
Well, maybe it's time we had a word with that fat man who stole your bar.
Belki de barını çalan o şişkoyla konuşmanın vakti gelmiştir.
Maybe it's time I hire Mr. Dobson.
Belki de Bay Dobson'ı kiralamamamım vakti gelmiştir.
I don't know. Maybe it's time to pull him out.
Belki onu çekmenin vakti gelmiştir.
maybe it's time to take leave?
Belki sana bahsetmiş olduğum tatile çıkmanın zamanı gelmiştir.
Maybe it's just my time in hell.
Belki de cezamı bu cehennemde çekmeliyim.
Um, look, if you fancy it, I saw a reasonably good restaurant up there by the phones. Maybe we could get together for an hour and, you know, in an hour's time have something to eat?
Bak.. şurda restoran var istersen gidebiliriz
That's why I came here, just one last time, thinking that... that-that maybe it would... it would... it would all come back.
O yüzden buraya geldim son bir kez hepsi geri gelir diye düşündüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]