Maybe we can work something out translate Turkish
68 parallel translation
Maybe we can work something out.
Belki başka bir çözüm yolu buluruz.
Maybe we can work something out.
Belki bir şeyler ayarlayabiliriz.
Let's put our heads together and maybe we can work something out.
IKafa kafaya verelim hele belki bir çaresini buluruz.
Maybe we can work something out tomorrow.
Belki yarın çalışabiliriz.
If he'll kiss my ass, maybe we can work something out.
Eğer popomu öperse, belki bir şeyler düşünürüz.
Maybe we can work something out like before.
Belki bir çıkış yolu bulabiliriz, hani daha önce olduğu gibi ha?
Maybe we can work something out.
Belki bir çıkar yol buluruz.
Maybe we can work something out.
Belki anlaşabiliriz.
Maybe we can work something out.
Belki bir şeyler ayarlarız.
Um, this isn't Antoine, but, uh, maybe we can work something out.
Hmm, ben Antoine değilim, ama, belki beraber birşeyler yapabiliriz.
Well, dona Lupe, maybe we can work something out.
Peki, dona Lupe, Belki halledebiliriz.
Lohman, I've been thinking about what you said and maybe we can work something out.
Lohman, söylediklerini düşündüm, belki de işe yarayabilir.
Maybe we can work something out privately... before this gets any uglier or more expensive.
Bu iş iyice çirkinleşip daha pahalıya patlamadan bir çözüm bulabiliriz.
Maybe we can work something out.
Belki bir yolunu bulabiliriz.
Thank you. If a key punch operator doesn't happen for you, why don't you... drop by the office? Maybe we can work something out.
Eğer anahtar-güç yönetimi senin için olmazsa, niçin ofisi bırakmıyorsun ve belki biz bazı şeyleri dışarda çalışırız.
Maybe we can work something out.
Belki bir şeyler yapabiliriz.
Then look, come at us straight... and maybe we can work something out.
Sıvı, yırtılma, zorlama izleri morluk yok.
Uh, so, why don't you call me in the morning... and maybe we can work something out.
Sen de sabah beni ara. Belki bir şeyler yapabilirim.
Maybe we can work something out.
Belki birşeyler yaparız.
We thought maybe we can work something out... so you can get what's yours.
Orta bir yol bulabiliriz diye düşündük böylelikle sizin olanı alırsınız.
- Maybe we can work something out.
- Belki de başka birşekilde kullanırız.
Or maybe we can work something out.
Veya başka bir şeyler planlayabiliriz.
Okay, maybe we can work something out.
Tamam. Belki bir şeyler ayarlayabiliriz.
Maybe we can work something out.
Belki birşeyler bulabiliriz.
Wait outside for ten... three minutes, and maybe we can work something out.
Üç dakika ve belki aramızda anlaşabiliriz.
Why don't you tell us your situation maybe we can work something out?
Bize durumunuzu söyler misiniz?
Jack, maybe we can work something out.
Jack, buna bir çözüm bulma şansımız olabilir.
Well, maybe we can work something out.
Başka bir iş bulabiliriz belki.
I'm sure maybe we can work something out?
Eminim bunu halledebiliriz, ha?
Oh, maybe we can work something out.
Bir şey ayarlayabiliriz belki.
Maybe we can work something out.
Belki bunu halledebiliriz.
Maybe we can work something out.
Konuşarak anlaşabiliriz.
Maybe we can work something out.
- Belki bir şeyler ayarlarız.
So if we can put the past behind us maybe we can work something out.
Geçmişi arkamızda bırakabilirsek belki anlaşabiliriz.
All right, maybe we can work something out.
Peki, belki bir şey ayarlayabiliriz.
But if it's in here and you give it to me, maybe we can work something out.
Buradaysa bana ver. Belki bunu çözeriz.
Maybe we can work something out here.
Belki de burada işbirliği yapabiliriz.
If he's pulling the strings, maybe we can work something out.
Eğer ipleri adam tutuyorsa bir şeyler ayarlayabiliriz.
Maybe we can work something out.
Belki bir şey ayarlarız.
Maybe we can work something out.
- Belki birşeyler yapabiliriz.
When you're back on your feet, do you think maybe we can work something out?
Ayağa kalkınca bir şeyler yapabilir miyiz dersin?
Well, maybe we can work something out.
Belki başka bir çözüm bulabiliriz.
Maybe we can work something out.
Belki bir yolunu buluruz.
You know what, maybe we can work something out?
Belki de... Bu işi bir şekle sokabiliriz, ha?
Maybe we can work something out.
Belki bir çözüm buluruz.
Well, maybe we can work something out.
Belki bir şeyler yaparız.
If your father could help apprehend the people who are responsible for this, if we went to the police and maybe you can work something out for your dad.
Baban, bundan sorumlu insanların yakalanmasına yardım edebilir. Polise gidersek belki baban için bir şeyler ayarlarlar.
Okay, maybe we can work out something.
Tamam, sanırım bir çözüm bulabiliriz.
So she's going to talk to her and see if maybe we can't work something out.
Onunla konuşacak bakalım belki de bu sorunun üstünden gelebiliriz.
I mean, maybe we can work something else out.
Belki başka bir yol bulabiliriz.
Maybe there's something we can work out.
Tamam bak, belki halledebileceğimiz bir şeyler vardır.